Buradasınız
Ümraniye’de “İş Cinayetleriyle” İlgili Anket Yaptık
Sarıgazi’den bir işçi
8 Temmuzda Ümraniye çarşıda iş kazalarıyla ilgili bir anket yaptık. Anketimizde işçi arkadaşlarımıza iş kazası geçirip geçirmediklerini sorduk. Soru sorduğumuz işçilerin pek çoğu ya kendilerinin ya da bir akrabalarının iş kazası geçirdiğini söylediler. Çoğunlukla inşaat ve tekstil sektöründe çalışan işçiler, iş kazalarının çok sık yaşandığını dile getirdiler.
Patronların, işyerlerinde iş kazalarına karşı önlem alıp almadıklarını da sorduk.
Anket yaptığımız işçilerin anlattıklarına göre, patronlar işyerlerinde önlem almaktan kaçıyorlar. Hatta işlerinin durmaması için iş kazası geçiren işçiyi, eğer yarası ağır değilse, çalıştırmaya devam ediyorlar. Örneğin bir tekstil işçisi, makinede dikiş dikerken parmağına batan iğneyi, kendi çabasıyla, penseyle çıkarıp işe devam ettiğini söyledi. Patronlar için işçinin değil işin önemli olduğunu dile getirdi. Bir inşaat işçisi de taşeronda çalıştıklarını ve taşeronların bazı inşaatlarda baret, güvenlik kemeri gibi malzemeleri verirken bazı yerlerde hiçbir şey vermediklerini söyledi.
Anket yaptığımız işçi arkadaşlarımıza iş kazası geçirdiklerinde ne gibi hakları olduğunu anlattık. Derneğimizi tanıttık. Birçoğu böyle bir çalışma yaptığımız için bizlere teşekkür etti. Hatta bizi anketör sanan yaşlıca bir amca, geçerken önlüklerimizin arkasındaki “Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği” yazısını görünce hemen yanımıza geldi. “Böyle şeyler ben gençken olurdu, siz nereden çıkıp geldiniz?” diye sordu. Bizi dinledikten sonra özlemle kendi yaşadığı günleri anlattı. “Mücadele hâlâ devam ediyor, umut tükenmedi” dedi. Bizleri gördüğüne çok sevindiğini söyleyen amca teşekkür ederek yanımızdan ayrıldı.
Neredeyse her gün iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin haberlerini duyuyoruz. Her gün bir işçinin daha ölüm haberi kayıtlara geçiyor. Kimisi sanki hiç yaşamamış gibi kayıtlara bile düşmüyor. Bizler haklarımızı bilmediğimiz ve bir araya gelmediğimiz sürece patronlar, haklarımızı da can güvenliğimizi de düşünmeyecekler.
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...