Buradasınız
Umudun Aydınlığı En İyi Karanlıkta Parlar
Sarıgazi’den bir işçi
27 Mart günü derneğimizin Sarıgazi temsilciliğinde “Uzayan Çalışma Saatleri, Kısalan Yaşamlar” konulu bir seminer düzenlendi. İşgününün uzaması, zorunlu tutulan mesailer ve ödenmeyen fazla mesai ücretlerinin hayatımızı cehenneme çevirmesini konu edinen bu seminerde, işçi sınıfının 1800’lü yıllardaki çalışma koşulları, 8 saatlik işgünü mücadelesi, sosyal hakların nasıl kazanıldığı, işçi sınıfının örgütsüz olduğunda ise haklarını nasıl kaybettiği anlatıldı. Seminere katılan işçi arkadaşlarımızdan sadece üçü 8 saat çalışırken, diğer arkadaşlarımız 10 hatta 12 saat çalıştıklarını ifade ettiler. Örgütlü gücü dağıtılan işçi sınıfının uzun vadede ekonomik ve sosyal haklarının patronlar eliyle nasıl gasp edildiği örneklerle anlatıldı. Seminer boyunca çarpıcı örnekler verildi, örgütlenme ve mücadele etme çağrısı yapıldı.
Günümüzde, var olan işlerin çalışabilir bütün insanlar arasında paylaşılmasıyla hem işgününün 3 saate düşürüleceğinin hem de en temel ihtiyaçların karşılanacağının altı çizildi. Seminerin ikinci yarısında işyerlerinde yaşanan sorunlara ilişkin sorulan sorular ve verilen cevaplar yer aldı. Merak edilen konulardan bazıları şöyleydi: Yasal olarak çalışma süreleri ne kadardır? İşçiler fazla mesaiye kalmak zorunda mıdır? Fazla mesai ücretini alamayan işçiler ne yapmalıdır? Bizler fazla çalıştıkça ücretlerimiz düşüyor, bunun nedeni nedir? Sorulan bu ve benzeri sorulara verilen yanıtlarla,
- Yasal çalışma süresinin 8 saat olduğunu, fazla mesailerin günde 3 saat, yılda 270 saatten çok ve işçinin rızası alınmadan olamayacağını,
- Hamile kadınların, çocukların ve ağır sanayi kollarında çalışan işçilerin fazla mesaiye bırakılamayacağını,
- Fazla mesailerimizin bordrolarımızda görünmesi gerektiğini,
- Aksi durumlarla karşılaştığımızda ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüklerine başvurabileceğimizi öğrendik.
Daha da önemlisi haklarımızın teminatının ancak örgütlülüğümüz olduğu dile getirildi. Evet, yasal olarak haklarımızı bilmemiz gerekiyor. Ama bunları yalnız başımıza bilmemiz ve bireysel olarak mücadele etmemiz sorunlarımızı çözmüyor. Sadece Türkiye’de değil bugün dünyanın birçok ülkesinde işçiler aynı sorunlarla boğuşuyorlar. Aldığımız düşük ücretler yüzünden elimize geçen para biraz daha artsın diye fazla mesaiye kalıyoruz. Ya da birçok işyerinde fazla mesaiye kalmak isteyip istemediğimiz sorulmuyor bile. Tek başımıza tepki gösterdiğimizde ise kapı gösteriliyor. Ancak örgütlü karşı durabilirsek haklarımızı alabiliriz ve patronlar o zaman bizlere istedikleri gibi davranamazlar. Örgütlenmek için gideceğimiz yer ise UİD-DER gibi işçi örgütleridir. Zamanımızı boşa harcamamalı, örgütlenmeliyiz. Umutsuz olmaya gerek yok. Unutmayalım, umudun aydınlığı en iyi karanlıkta parlar.
Son Eklenenler
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...