Buradasınız
Uzun Saatler Çalışmak İş Kazası Demektir!
Gebze’den bir kadın metal işçisi

Aylar ayları kovaladı. Artık yorgunluktan bitkin düşmüş, gözlerimizin feri sönmüştü. Sadece bir an önce eve gitmek istiyorduk. Akşam olup da eve gittiğimiz zaman ise aileyi görmeden direkt yatağı arıyorduk. Fazla mesailere dayanamaz olmuştuk ama yine de gayret etmeye çalışıyorduk. Sonra bir gün arkadaşlarla dedik ki “ya tamam iş acil ama bir gün de mesaiye kalmayıp dinlenelim”. Hep beraber konuşmak için üretim sorumlusunu çağırdık. Yorulduğumuzu ve dinlenmek istediğimizi söyledik. Üretim sorumlusu bağırıp çağırdı. “Sizden biraz fedakârlık istedik, karşılığı böyle mi olacak yani. Biraz sabredemiyor musunuz? Bitecek zaten” diyerek bizi pişkin pişkin azarladı. Ben o yorgunlukla ne yaptığımı, ne ürettiğimi görmeden çalışıyordum. Yorgun ve uykusuzdum. Aylarca mesaiye kalmıştık. Bir gün bünyem isyan etti ve makine başında 16 saate varan mesaide gözlerimi açamaz oldum. Bir an kendimden geçtim ve ellerimde malzemelerle uyumaya başladım. Kafamı makinaya çarptığımda uyandım ve bir arkadaşım çığlık atarak yanıma koşmuş, ellerimden çekmişti. O anda kalp krizi geçirebilirdim korkumdan! Neredeyse ellerim makinanın içinde kalacakken benimle aynı tezgâhta çalışan arkadaşım imdadıma yetişti. Bu kaza uzun zaman aklımdan çıkmadı.
Ya o abla koşup ellerimi çekmeseydi makinadan… Biliyorum ki benim kadar şanslı olamayıp kaza anında yanında kimse olmadığı için, bedeninden bir parçasını patronların sofrasına sunan çok işçi kardeşim oldu. Ama hepsi de benim gibi geçinebilmek için üç beş kuruş daha fazla alabilmek için dayanıyordu. Gelin görün ki fazla mesailer karnımızı doyurmaya yetmiyor. Ancak ücretlerimiz geçinilecek bir miktara yükselirse karnımız doyar ve borçsuz yaşarız. Yüksek ücret istiyoruz ama olmuyor. “Peki ne yapacağız?” diye soran işçi kardeşlerim var. UİD-DER’in başlattığı “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya HAYIR!” kampanyasına omuz vererek mücadeleye başlayabiliriz diye düşünüyorum. Gelin biz işçiler, taşeron işçiliğe, uzun çalışma saatlerine, düşük ücretlere karşı sesimizi UİD-DER’de birleştirip güçlendirelim. Örgütlü olmak hayat kurtarır!
“Paran mı Var Derdin Var”
Her Koyun Kendi Bacağından Asılmıyor!
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...