Buradasınız
Vardiya sistemi insanlık dışıdır
Gazi Mahallesi’nden bir işçi

Merhaba dostlar. Geçtiğimiz günlerde yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çalıştığım fabrikada vardiyalı sistem uygulanıyor. Yaşanan iş kazaları her geçen gün arttığı halde yine de hiç tedbir alınmaksızın üretime devam ettirilmek zorunda bırakılıyor buradaki işçiler.
Marksist Tutum dergisinin 23. sayısında yer alan “Vampirin Doymayan Gözleri ve Vardiya Sistemi” başlıklı yazıyla, vardiya sisteminin insan sağlığı üzerinde ne tür tahribatlar yarattığını ve patronların daha fazla kâr elde etmek uğruna böyle bir uygulamaya başvurduklarını çok iyi bir şekilde bilincimize çıkarmıştık. Bu yazıdan çıkan sonuç şuydu: vardiya sistemi insanlık dışıdır.
Bu sistemle çalışan hemen hemen bütün fabrikalarda haftanın 7 günü üretim durmaksızın devam ediyor. Çalıştığımız fabrika da bunlardan birisi. Asgari ücret yetmediği için fazla mesai ihtiyaç haline geliyor. Tabii ki fazla mesai de patronlar için başka bir kâr kaynağı oluşturuyor. Çalıştığım bölümün büyük bir çoğunluğu kadın işçilerden oluşuyor. Haftada 2 gün 16, bir gün de 12 saat zorunlu mesai uygulanıyor ve hiçbir mazeret kabul edilmiyor.
Uzun çalışma saatleri buradaki insani ilişkileri inanılmaz derecede yıpratmış. Bir işçi bayıldığında kimisi gülüyor kimisi ise oralı bile olmuyor. Genelde gece vardiyasında sık sık yaşanan bu gibi olaylar ve kazalar hiç kimseyi rahatsız etmiyor. Rahatsızlanan işçiler tekrar işlerinin başına geçiriliyor, bir de üstüne üstlük yönetici kadro tarafından azarlanıyorlar. Bu gibi durumlar karşısında ilk müdahaleyi yapacak hiçbir sağlıkçı da bulundurulmuyor. Öyle ki ecza depolarında ağrı kesici bile bulunmuyor, gerisini siz düşünün artık. Bu durumda bize iş verenlerin (sözde “ekmek verenlerin”!) biz işçilerin sağlığına ne kadar değer verdikleri çok açık bir şekilde ortaya çıkıyor.
Yine gece vardiyasında çalışırken bir kadın işçi rahatsızlandı. Postabaşı tansiyon ölçmesini bilen var mı diye bağırarak dolaşıyordu. Etrafımı iyice süzdüm, kimse çıkmayınca hemen karar verdim, “ben yapabilirim” dedim. Alaycı bir tavırla, “sen mi?” dedi. “Evet” diyerek cevap verdim. Hemen orada bir sağlıkçı arkadaşımızı arayıp ne yapmam gerektiğini sordum. İşte örgütlü olmanın önemi! Revire giderken aklımda şu vardı: bu işi beceremesem de sabaha kadar istirahat etmesini ya da durumu kötüyse hastaneye götürülmesini sağlayabilirdim. Çok yorgun ve bitkindi. Tansiyonunu ölçmeye çalıştım ve bu arada da onunla diyalog kurmaya başladım. Gündüz uyuyup uyumadığını sordum, evdeki durumlardan kaynaklı uyuyamadığını söyledi. Aklıma ilk gelen şey kadının kapitalist toplumdaki çifte ezilmişliği oldu.
Sağlık sorununun olup olmadığını sordum, geçim durumlarından tutun da hayata dair ne varsa konuşmaya koyulduk. Soruları sorarken kendimi doktor gibi hissediyordum. Cevaplar ise kadınlar üzerindeki baskıyı ve ezilmişliği yansıtır nitelikteydi.
Bu deneyimin ardından çıkardığım sonuç şuydu: toplumsal çelişkileri görmek ve onları sorgulamak için ne doktor ne bilim adamı ne de profesör olmak gerekiyor. Kapitalizmi ve onun toplum üzerindeki yıkıcı doğasını kavramak ve insanları açlığın ve sefaletin içine sürükleyen bu aşağılık düzenin nasıl bir çirkef olduğunu görebilmek için sınıf bilincine sahip olunması yeterlidir.
Sınıf bilincine sahip çık, öğren, öğret ve sabırla örgütle!
“4-B Değil Kadro İstiyoruz”
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
Son Eklenenler
- İzmir Kemalpaşa’da grevde olan Petrol-İş üyesi Temel Conta işçileri, patronun grev kırıcılığını tespit ettirmek için açtıkları davanın duruşması öncesi Bayraklı Adliyesi Ek Binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. İstanbul Şişli Belediyesi...
- İnsanların kardeşçe yaşayacağı bir dünya özleyen, böyle bir dünyayı kurabilecek tek güç olan örgütlü işçi sınıfının mücadelesine inanan, o mücadelede yer alan nice şair, yazar, sanatçı var. Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal bu sanatçılardan ikisidir....
- Tuzla’da bulunan Reckitt Benckiser’de Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler 27 Mayısta greve çıktılar. Bizler de UİD-DER’li işçiler olarak grevci işçileri mücadelelerinde yalnız bırakmıyoruz. Grevlerinin 17. gününde işçi kardeşlerimizi tekrar...
- İsrail devleti Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkına yönelik bir soykırım gerçekleştiriyor. Egemenler kimi zaman bu katliamı sözde kınadıklarını belirtseler de İsrail’le her türlü ekonomik ve politik ilişkiyi sürdürmeye devam ediyorlar. Egemenlerin...
- ABD Başkanı Trump, göçmen karşıtı politikalarını sürdüyor. Göçmenleri hedef alarak açık bir savaş ilan eden Trump’ın ABD’sinde, göçmen işçi ve öğrencilerin vizeleri iptal ediliyor, göçmen işçiler tutuklanıyor ve sınır dışı ediliyorlar. ABD’li...
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi bundan tam 55 yıl önce bu topraklardaki işçi sınıfının tarihine altın harflerle yazıldı. O tarihten bu yana örgütlü işçi sınıfı bu iki günü anarak yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. 15-16 Haziran, örgütlü işçi...
- 12 Haziran, Birleşmiş Milletler tarafından 2002 yılında Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilan edildi. Ne yazık ki o zamandan bu zamana çocuk işçiliğin azalması bir yana, 1800’lü yıllara benzer koşullar yaratıldı. Patronlar için tatlı kârlar...
- KESK Ankara Şubeler Platformu ve emekten yana siyasi partiler 11 Haziranda, ABD Büyükelçiliği önünde siyonist İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırımı, Türkiye limanlarından İsrail’e askeri malzeme taşınmasını, Gazze’ye insani malzeme...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, 29 Mayısta greve çıkmıştı. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyesi işçiler, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş sendikası üyeleriyle aynı işi...
- Yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım, her başarının ancak büyük emekler vererek, sabırla çalışarak elde edildiğini görürüz. Henüz ilk denemede iyi sonuçlar elde etmek, hedefe ulaşmak mümkün değildir. Özellikle toplumsal alanda hiçbir değişim bir...
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....