Buradasınız
Yeni Torbalara Girmemek İçin Birleşelim!
Sefaköy’den UİD-DER’li bir işçi

Patronların son saldırılarından birisi olan “Torba Yasa” meclisten geçirildi. Bu yasaya karşı çeşitli eylemler düzenledi. Basın açıklamaları, yürüyüşler yapıldı. Bizler de UİD-DER’liler olarak hemen hemen her yerde torbanın içinden çıkacakları, bizden götüreceklerini işçi arkadaşlarımızla, genç öğrenci kardeşlerimizle konuştuk, tartıştık. Ellerimizde “İşçi Dayanışması” bültenlerimizle fabrikalara, sokaklara çıkarak Torba Yasayı sınıf kardeşlerimize anlatmaya çalıştık. Pek çoğunun yasadan haberi bile yok. Olanlar da patronlar sınıfının baskı ve dayatmaları nedeniyle görmezden geliyor, bizlerden çok şey götürecek bu yasaya tepki göstermiyordu.
13 Şubatta, UİD-DER Sefaköy temsilciliğimizde, fabrikalardan, okullardan, mahallelerden arkadaşlarımızla “Patronların Torbasına Girmemek İçin Birleşelim” adlı etkinliğimizde bir araya geldik. Etkinliğimize sunucu arkadaşın bizlere yaptığı bir sürprizle başladık. Bir torba dikilmiş ve içine “Torba Yasa”daki bazı maddelerin yazıldığı kâğıtlar atılmıştı. Arkadaşlardan bir tanesi torbayı dolaştırdı ve bu maddeleri torbadan çektik. Kimin şansına ne çıkarsa! Ama torbadan çıkanlar bizi pek de mutlu edecek şeyler değildi. Torbadan özellikle gençlere olmak üzere tüm işçilere yapılmış saldırılar çıktı. “Artık 18 yaşından küçük işçiler normal asgari ücret alamayacak. Önceden en az 20 işçinin çalıştığı işyerlerinde stajyer öğrenci çalıştırılırken bu yasayla birlikte, patronun stajyer çalıştırması için 5 işçisi olması yetecek. Aynı zamanda stajyer işçilerin ücretleri net asgari ücretin %30’u üzerinden verilecek. 18-29 yaş arası işçilerin sigorta primleri işsizlik fonundan karşılanacak. Böylece işçilerin olan fonun patronlara peşkeş çekilmesine devam edilecek.”
Torbadan bu gibi saldırılar çıktı. Etkinliğimizin birinci bölümünde, bu maddelerin bizler için ne anlama geldiğini, öne çıkan maddelerin içeriği hakkında konuşarak anladık. Son 10 yılda yapılan saldırıları, gasp edilen haklarımızı hatırladık. İkinci kısımda ise aklımıza takılan, sormak istediğimiz soruları sorduk. Patronların saldırılarına nasıl karşı koyacağımızı tartıştık, bunları geri püskürtemememizin sebebinin örgütsüzlüğümüz olduğunu bir kere daha anladık.
Biz işçiler örgütsüz olduğumuz sürece patronların saldırıları bunlarla sınırlı kalmayacak. Yeni saldırılara dur demek, elimizde kalanları koruyabilmek ve (ç)alınan haklarımızı geri alabilmek için birleşmek ve mücadele etmekten başka şansımız yok. Biz dünyayı var edenleriz. Örgütlenip bir araya geldiğimizde yapamayacağımız hiçbir şey yok. Yeter ki başka “Torba Yasa”lara karşı durabilmek için, ellerimizi kendimiz için birleştirelim.
Ontex İşçileri Direnişte
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...