Buradasınız
Yoksulluk Derinleşiyor, Açlık Sınırı Büyüyor!

Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi BİSAM, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir araştırmanın sonuçlarını yayımladı. Ağustos ayında “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması” başlığıyla yayımlanan raporda 4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenebilmesi için aylık olarak yapması gereken harcama tutarının en az 2997 lira olduğu açıklandı. Bu araştırma üç büyük il; İstanbul, İzmir ve Ankara baz alınarak yürütüldü. Yayımlanan raporda açlık sınırında illere göre verilerde farklılıklar görmek mümkün. Açlık sınırı İstanbul’da 3143, Ankara’da 2906 iken İzmir’de 3256 lira olarak açıklandı.
Rapora göre 2003 yılının Ağustos ayında 4 kişilik bir ailenin günlük olarak 15 lirayla sağlıklı beslenmesi mümkünken bugün ise bu ihtiyacını 99,25 lirayla sağlayabiliyor. Raporda açıklanan 2997 liralık tutar yalnızca 4 kişilik bir ailenin aylık beslenme ve gıda ihtiyaçları için belirlenen miktardır. Oysa 4 kişilik bir ailenin tüketim harcamaları esas alındığında tablo çok farklı bir hal alıyor. 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 10 bin 299 lira olarak karşımıza çıkıyor.
Harcama kalemleri arasında süt ve süt ürünleri %35,4 ile en yüksek paya sahip. Bu sıralamayı et, yumurta, kuru baklagiller %27,7 ile takip ederken, sebze, meyve için %16, ekmek, makarna gibi ürünler için %9,2, diğer gıda harcamaları içinse %11,7’lik bir pay ayrılıyor.
Siyasi iktidar ve onun sözcüleri “ekonomimiz şahlanıyor” yalanlarıyla kitleleri manipüle etmeye, algılarını belirlemeye, gerçekliği ters yüz etmeye çalışıyorlar. Oysa gerçeklik ayan beyan ortadır. Yükselen enflasyon karşısında alım gücü her geçen gün biraz daha düşüyor. Yoksulluk giderek derinleşiyor. Yayınlanan raporda da bu durum verilerle ortaya konuyor. 18 yılda açlık sınırı 6,6 kat artmış ve enflasyon 5,63 kat daha yükselmiştir. Açıklanan rakamlar asgari ücretle çalışan ve ailesinin geçimini sağlayan yüz binlerce emekçinin açlık sınırının altında yaşadığı gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu tabloya göre asgari ücret, 4 kişilik bir ailenin mutfak masrafını bile karşılamanın çok gerisindedir.
Milyonlarca işçinin, emekçinin ekmeği her geçen gün küçülürken, iktidar sahipleri parti kongrelerinde, açılışlarda bunun tam tersini söylüyorlar. “Eski Türkiye yasakların, yoksullukların ülkesiydi; kavga, kaos, huzursuzluk vardı. Bugünün Türkiye’si, özgürlüklerin, özgüvenin, kalkınmanın, büyümenin, barışın ülkesidir. Eski Türkiye manzarasına biz son verdik” diyor Erdoğan. Oysa “Yeni Türkiye” manzarasında işçilerin, emekçilerin payına daha kötü çalışma koşulları, işsizlik, yoksulluk düşüyor. İş bulamayıp çocuğuna okul pantolonu alamadığı için intihar eden babalar, evinde yakacak odunu-kömürü olmadığı, çocuklarını ısıtamadığı için canına kıyan anneler, gelecekten umudunu kesmiş gencecik insanlar var, “Yeni Türkiye’nin manzarasında. “Asgari ücret vergi dışı bırakılsın” taleplerini göz ardı edenler, iktidara yakın olan şirketlere, işverenlere her türlü kolaylığı sağlıyorlar. Geçtiğimiz günlerde Cengiz Holding’e Samsun’da kuracağı tesis için yeni vergi indirimleri ve teşvikler yapılması kararı alındı.
Siyasi iktidarın yanında yöresinde olmanın sağladığı avantajları kullananlara, sermaye sahiplerine göre her şey güllük gülistanlık. İşçi ücretleri dışında her şeye her gün zam geliyor. Ama gözümüzün içine bakarak yoksulluk diye bir şeyin olmadığını söylüyorlar. Bugün milyonlarca insan açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışıyor. Oysa yoksulluk kaderimiz değildir Bu durumu değişikliğe uğratacak olanlar, bir araya gelmekten, birbirine kenetlenmekten başka çıkar yolu olmayan işçilerden başkası değildir.
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...