Buradasınız
“UİD-DER’le Haydi 1 Mayısa” Pikniğindeydik
Sefaköy’den bir kadın işçi

UİD-DER’li işçiler olarak 1 Mayıs hazırlıklarını büyük bir coşku ve mutlulukla yürütüyoruz. 11 Nisan Pazar günü Sefaköy temsilciliğimiz çeşitli bölgelerde piknikler düzenledi. Pikniklerden biri de Florya’da gerçekleşti. İşçilerin, öğrencilerin, ev kadınlarının katıldığı pikniğimiz dolu dolu geçti. Her şeyini işçilerin organize ettiği piknikte, evlerimizde hazırlayarak getirdiğimiz yemekleri UİD-DER sofrasında paylaştık. UİD-DER işçi korosunun seslendirdiği türkülere hep beraber eşlik ettik. Hava biraz serin olduğundan üşüyen bedenimizi çeşitli oyunlarla, halaylarla, sorunlarımızı ve çözümlerini konuştuğumuz sohbetlerle ısıttık. Tek başımıza yaşayamayacağımız birçok şeyi UİD-DER sayesinde bir günde yaşadık. “Sınıf kürsüsü” bölümünde kendimizi ifade etme fırsatı bulduk ve sorunlarımızdan kurtulabilmenin yollarını tartıştık. Sunucu arkadaşımızın 1 Mayıs’a, krize, çalışma ve yaşam koşullarımıza değinen sözleriyle başlayan sohbette, herkes kendinden örnekler vererek katkı sundu.
Söz alanlar, 1 Mayıs’a işyerindeki arkadaşlarımızı katabilmenin önemine değindiler. “İşçilerin birlik olduğunu artık göstermek gerekiyor. Kim ne derse desin, patronlar nasıl karalarsa karalasın 1 Mayıs’a gitmek gerekiyor. 1 Mayıs bizim mücadele günümüz, bu güne sahip çıkmalıyız. İşçilerin 1 Mayıs’a gitmemelerinin sebebi, patronların yalanlarıdır. 1 Mayıs, savaş alanıymış gibi yansıtılmaktadır. Ailelerimiz bile bize değil, sadece polisin kışkırtmasıyla yaşanan gerginlikleri ya da kavgaları yayınlayan televizyonlara inanıyorlar. İşçiler, 1 Mayıs alanlarındaki coşkuyu, dayanışma ruhunu görmeliler, yaşamalılar.”
Krizle birlikte hayatımız daha da zorlaştı. İşsizken iş bulamamak, çalışıyorken ağır çalışma koşullarına dayanmak zor iş. Krizi biz yaratmadık, faturasını ödemeyi reddetmeliyiz. Bir arkadaşımız kriz süresince yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “Kriz sebebiyle işten atılan birçok arkadaşım aylarca iş bulamadı. 1 yıl içinde 4 kere işten çıkarıldım. Hepsinde de krizi sebep gösterdiler. İşçiler olarak ölü gibi yaşıyoruz. Böyle yaşamaktansa yaşamamak daha iyi... Bizim hayatımızı patronlar belirliyor. Açlık sınırından, yoksulluk sınırı olarak bahsediyorlar. Onu neye göre hesaplıyorlar? Ne yiyeceğimizi bile onlar belirliyor. Çoğumuz asgari ücretle çalışıyoruz, ama asgari ücret açlık sınırının bile altında.”
Bir başka işçi arkadaşımız da örgütlü yaşamanın önemine değindi: “Ben 2 hafta önce UİD-DER’e gelmeye başladım. Kendimi güçlü hissediyorum. 1979 yılındaydı; sendikalı olarak çalışıyordum. Bir arkadaşımızı işten çıkardılar. Biz 10 gün eve gitmedik ve arkadaşımızı işe geri aldırdık. Tek başımıza dünyayı değiştiremeyiz. Ben varsam, sen varsan birlik olmuşuz demektir. İki kişi bir araya geldiğinde birlik başlar ve herkes birine anlattıkça çoğalırız.”
Sorunlarımızı dertleşip rahatlamak için açmadık elbette. Çözümlerini de konuştuk. Örgütlü olup birlikte hareket ettiğimizde, biz işçilerin sırtında asalak gibi yaşayan patronların düzenini yok etmenin mümkün olduğu konusunda hemfikiriz. Taleplerimizi haykırmak, patronlara işçi sınıfının gücünü göstermek için 1 Mayıs’ta UİD-DER kortejinde olalım!
Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın UİD-DER!
Yalova’da Ölen İşçiler: Katil Kim?
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...