Buradasınız
1 Mayıs’a UİD-DER’le Katıl!
Bostancı’dan marangoz bir işçi
Tek başına bir insan neyi değiştirebilir ki? Yoksulluğu bitirebilir mi? İşsiz kalmayı engelleyebilir mi? Yaşanılacak daha güzel bir dünya koyabilir mi önümüze? Elbette ki hayır…
Bu yüzden “bütün dünyanın işçileri birleşin” diye bağırıyoruz UİD-DER olarak. Bu yüzden koşturuyoruz bildirilirimizle fabrikaların önlerine. Bu yüzden alanlara çıkıyoruz, bu yüzden çalışmaktan geriye kalan zamanlarımızı işçi kardeşlerimizin sorunlarını dinleyerek geçiriyoruz. Bu günlerde, çok güzel bir telaş var üstümüzde. 1 Mayıs’ı, 1 Mayıs gibi kutlamak için. Tek başına değil, binlerce insanla, aynı sloganlara eşlik etmek, aynı talepleri haykırmak için. Bizi, bireyciliğe sürükleyen sisteme karşı, biz olabildiğimiz yerin adıdır UİD-DER. Tek başına değil ancak örgütlenerek kurtulacağımız adresimizdir UİD-DER. “Ayaktakımı” diye anılan bizlerin, aslında her şeyi, hem de onlardan çok daha iyi yapabildiğimizi gösterdiğimiz yerin adıdır UİD-DER. UİD-DER için, 1 Mayıs asla bir gün değildir, bütün bir yılın adıdır. Kortejlerdeki o gönüllü disiplin, o düzenli sıralar, pankartlar, dövizler, bayraklar, o coşku ve sloganlar bir yılın hep aynı, 1 Mayıs’taki coşkusuyla geçtiğinin kanıtıdır.
Bizi, fabrikalarında zoraki disipline uymaya zorlayanlar, alanlardaki işçinin, o gönüllü disiplinini görsün isterdim. Güvenilmez, birlik olup mücadele edemez denilen işçinin, o alanda nasıl da kardeşleştiğini, bir simidi nasıl yirmi parçaya böldüğünü görsün isterdim ağalar, beyler.
1 Mayıs’ta benim için UİD-DER çatısı altında olmak, dostlarımın arasında olmak, işçi kardeşlerimle ortak taleplerimi haykırmak demektir. Sizleri de 1 Mayıs’ta UİD-DER ile birlikte alanlara çıkmaya davet ediyorum.
Yaşasın 1 Mayıs, Bijî Yek Gulan!
Yaşasın Dünya İşçilerinin Uluslararası Mücadele Birliği!
UİD-DER Ailesine Teşekkür Ediyorum
Emekçi Kadınların Sorunları
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...