Buradasınız
1 Mayıs Bize Neyi Anlatır?
UİD-DER'li işçiler
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de siyasi iktidarın işçi ve emekçilerin üzerinde baskı kurduğu, yasakların arttığı, birlikteliğimizin engellendiği bir süreçte karşılıyoruz 1 Mayıs’ı. Biz UİD-DER çatısı altında toplanan işçiler olarak örgütlü gücümüzle, geleceğe umutla, dirençle bakarak mücadelemize ara vermeden devam edeceğiz. Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın İşçilerin Mücadelesi!
Sancaktepe’den bir metal işçisi
Bu yıl 1 Mayıs’ı pandemi bahanesiyle getirilen yasaklarla yine meydanlardan uzak karşılıyoruz. Tam kapatma kararının 1 Mayıs’ın arifesinde verilmesi manidar. Belli ki korku dağları sarmış. Pandemi bahanesiyle 1 Mayıs’ı yasaklayanlar bu yıl alanların hınca hınç dolacağını gayet iyi biliyorlardı. İşçi sınıfı alanlar yasaklansa da 1 Mayıs ruhunu bulunduğu tüm alanlarda aynı coşkuyla kutlayacak. Birlik ve Dayanışma Günü’nde yan yana, omuz omuza 1 Mayıs alanında yürür gibi yayın akışımızı aynı ruhla, aynı heyecanla izliyoruz.
Sınıfsız, sömürüsüz, özgürlüğün ve barışın hâkim olduğu yarınların mutlaka geleceği umuduyla dünya işçi sınıfının 1 Mayıs’ı kutlu olsun! Yaşasın 1 Mayıs! Bijî Yek Gulan!
Ortadağ’dan bir işçi
Merhaba. UİD-DER’in 1 Mayıs için hazırlanan programını izlediğimde birçok kişinin aileleriyle, gençlerle ve çocuklarıyla 1 Mayıs kutlayan videolar gönderdiklerini gördüm. İzlerken çok mutlu oldum. Çünkü çok küçük yaşlarda bu mücadeleye dair en ufak bir şey öğrenmelerinin ne kadar kıymetli olduğunu biliyorum. Benim de küçük bir yeğenim var ve videoları izlerken dedim ki, keşke ben de bir video çekip gönderebilseydim. Ancak bazı nedenlerden dolayı mümkün olmadı. Ben de bunun yerine becerebildiğim ölçüde resim çizip sizlerle paylaşmak istedim. Gençler bu mücadelenin çok önemli bir parçası. Bu mücadeleye halka olan tüm gençlere, çocuklarını “çemberin içinde” tutan tüm emekçi dostlara selam olsun.
Yaşasın Dünya İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele, Dayanışma Günü!
Yaşasın 1 Mayıs!
Tuzla’dan bir işçi
Yüzsüzlük ve pişkinlik bu ülkede aşama atlamış durumda. Beceriksizliklerini ve yasal olmayan ne icraatları varsa arkasında durup savunmaya ve kılıf uydurmaya çalışıyorlar. Makarna ile başlayan sadaka dağıtımı, şimdi de soğan ve patates ile devam ediyor. Üretilen her tülü ürünün yaratılan her türlü emeğin sahibi olan işçilere, azar azar sadaka verip biat kültürünü oluşturmaya çalışıyorlar. Bizler sadaka değil, dünyayı istiyoruz. Sigortasız günübirlik çalışanlar, ücretsiz izinlere çıkartılanlar, dayanma gücü artık kalmayan esnaflar… Tam kapanma adı altında kölece çalıştırılan işçiler… Bir yanımız işsizlik, bir yanımız sefaletken, gece gündüz çalıştırılan işçiler var… Çalışmak ve patronlar için kâr üretmek üzere saat fark etmeksizin sokağa çıkmak serbest, hakkını aramak için sokağa çıkmak yasak.
Kendi çıkarları temelinde, hayatı şekillendiriyorlar, bizimle oyun oynuyorlar. “Siz biraz bekleyin, turistler gelince ancak sokağa salacağım sizi, merak etmeyin” demek istiyorlar. Bir türlü “tam kapanamıyoruz.” Bir taraflarımız hep açıkta kalıyor. Bu kadar haksızlık ve adaletsizliğin oluğu bir dünyada, biz işçilerin mücadele etmekten başka hiçbir seçeneği yoktur.
1 Mayıs ruhu ile birleşelim.
Pendik’ten bir ev emekçisi
Bizler iş güvenliği uzmanı genç işçiler olarak bu 1 Mayıs’ta UİD-DER’in hazırladığı video programı izledik. Videoda her sektörden işçi kardeşlerimizin selamlarını aldık ve duygulandık. Bizlerden de tüm dünya işçilerine selam olsun! İş güvenliği uzmanları olarak bizler yakın zamanda işgünü saatlerinin uzun olmasına, yemeklerin kötü olmasına, düşük ücretlere karşı mücadele ettik. Biz mücadele ettikçe karşımızdaki patron sınıfının şefleri, amirleri de mobingle cevap vermeye çalıştılar bize. Ancak biz yılmadık ve baskılara karşı birlikte durarak mobinglere karşı durabildik. Bizler anladık ki bir yerde hak gaspı varsa orada bir arada durmaktan başka çare yok. Videoda izlediğimiz 1 Mayıs’ın tarihi de bunu bizlere bir kez daha gösteriyor. Bizler ancak mücadele eder ve dayanışma içinde olursak egemenlerin saldırılarına karşı durabilir, haklarımızı söke söke alırız.
YAŞASIN 1 MAYIS!
YAŞASIN İŞÇİLERİN ULUSLARARASI BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMASI!
Ankara’dan İSG uzmanı genç işçiler
İşsizliği Kabul Etmiyoruz
- Sönmeyen Ateşi Hep Beraber Harladık
- 1 Mayıs Tüm İşçilerin Bayramı!
- İnsanlaşmak İstiyoruz
- En Zor Anda Tutunacağımız Daldır UİD-DER
- Zihnimize, Ruhumuza İyi Gelen 1 Mayıs Akışı
- Sağlık İşçilerinden Mesajlar
- 1 Mayıs’ta Yapı Bizim Olmuş Gibidir
- 1 Mayıs Coşkusuyla Sizleri Selamlıyoruz
- Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- İşçi Sınıfının Kızıl Bayrağını Geleceğe Taşıyanlara Selam Olsun!
- Susmuyoruz, Korkmuyoruz!
- 1 Mayıs Bize Neyi Anlatır?
- Kanada’dan İranlı mülteci kadın kardeşimizin dayanışma mesajı
- Gün Birlikte Mücadele Günüdür
- Çocuklarımız ve Geleceğimiz İçin 1 Mayıs
- Yan Yana Olamasak Bile Çoğalarak Sahip Çıkıyoruz 1 Mayıs'a
- Selam Olsun Bütün Dünya Proletaryasının 1 Mayıs’ına
- Kızıl Tomurcuklar Haykırıyor, Yaşasın 1 Mayıs!
- İşsizlik ve İntiharlardan Kurtuluş da 1 Mayıs Ruhunu Büyütmekle Mümkün!
- Uluslararası mesajlar: Yaşasın sınıf dayanışması
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...