Buradasınız
Sağlık İşçilerinden Mesajlar
UİD-DER'li işçiler
Merhaba, bir sağlık çalışanı olarak bu mektubu heyecanla kaleme alıyorum. UİD-DER’le tanıştığımdan beri ilk mektubum. Hem 1 Mayıs coşkusu hem de ilk mektubumda ne yazabilirim düşüncesinin heyecanı... Ben hastanede yoğun bir birimde çalışıyorum kardeşler. Gelen hasta sayısı çalışan kişi sayısına oranla hayli fazla, peki bu nasıl işliyor dersiniz? Bir kişi 2-3 kişinin performansında iş yapıyor. Onlardan biri de benim. Uzunca bir süre bu şekilde çalıştıktan sonra ne oluyor peki? Erkenden tükenmişlik, yıpranma, hatta çalışma şeklinden kaynaklı vücut şeklimiz bile bozuluyor. Bırakın sağlık hizmeti bekleyen işçi ve emekçilere gereken hizmeti vermeyi, biz kendi sağlığımızı bile koruyamaz hale geldik.
Tabi ki sadece dertlenmek, sorunlarımız üzerine düşünmek yetmez. Biz aynı zamanda soruyoruz da. İş bekleyen, atama bekleyen binlerce sağlık işçisi kardeşimiz varken neden ben hâlâ 3 kişinin işini tek başıma yapmak zorunda kalıyorum? Neden bu adaletsizlik? Atama bekleyen sağlık işçileri işe alınsa herkes insanca koşullarda çalışabilir. Hasta işçi ve emekçiler daha insani şartlarda tedavisini alabilir. Kimsenin sağlığını düşünmedikleri ortada. İnsani şartlarda çalışmamız hayatımızın en az üçte birini çalışarak geçirdiğimiz bu sistemde egemenler için ne kadar önemli? Birleşirsek emekçi kardeşlerimizden işittiğimiz; “bu sağlıkçılar da hep asık suratlı, gülmüyorlar” söylemi de sağlıkçıların dilinden düşmeyen; “hastaneye ne kadar sık geliyorlar” söylemi de tarihe karışır. Elbette ki oturup hep beraber dertlenelim değil niyetim, daha güzel, insani, vicdani çalışma koşullarının hayalini hep beraber kurabilmektir. Hangi sektör olursa olsun, hayalimiz yine UİD-DER saflarında ortak. Sağlıkla kalın kardeşler. Yaşasın İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesi
Fatih’ten bir kadın sağlık işçisi
Bu sene 1 Mayıs’a ağır koşullar altında girdik. Tüm dünyada işsizlik ve yoksulluk gitgide artıyor. Bundan tek etkilenen kesim işçi ve emekçi sınıflar oluyor. Ben de bu süreçte işsiz kalan sağlık işçilerinden biriyim. Evet, “işsiz” bir sağlık işçisi! Size tuhaf gelecek belki ama Ocak ayından bu yana işsizim. Üstelik şu an çalışan sağlıkçı arkadaşlarımdan kiminle konuşursam konuşayım, herkes aynı şeyden şikâyetçi: Yoğunluk.
Peki, çalışan arkadaşların bu kadar iş yükü altında ezilmesi, tek başlarına birçok iş yapmaları yerine neden işsiz sağlıkçılar işe alınmıyor? Atama bekleyen binlerce sağlıkçı dururken neden atamalar yapılmıyor? Ocak ayından bu yana benim gibi birçok arkadaşım işsiz kaldı. Ne tembellik yaptık, ne de hırsızlık! Sözleşmelerimizi yenilemediler, işte işsizliğimizin nedeni bu… Hepimiz genciz ve hiçbirimiz babadan zengin değiliz. Evimize ekmek götürmek zorundayız. Bu yıl benim 1 Mayıs’tan talebim şöyleydi: “Tüm İşsizlere İş!”, “Atama Bekleyen Tüm İşçilere Kadro!” Biliyorum ki bu talepler, sadece benim değil tüm sağlık işçilerinin talepleri. Sesimizin daha gür çıkması ve taleplerimizi kabul ettirebilmek için daha çok çalışacağız.
Avcılar’dan bir sağlık işçisi
Merhaba kardeşler; hayatımızı 1,5 yıldır girdap altına alan bu pandemi ve ekonomik kriz; işsizliği katladı ve sosyal yaşamı alt üst etti. Tabi ki patronlar sorunu Covid’e yükleyerek kendi pisliklerini aklamaya çalışıyorlar. Sorunun Covid-19 olmadığı sitemizde çoğu kez dillendirildi. Bu süreçte bizler de sağlık çalışanları olarak ağır çalışma ve psikolojik baskıya maruz kaldık. Özellikle özel hastanelerde veya devlet hastanelerdeki taşeron çalışanların var olan sorunlarına, ücretsiz izin ve kısa çalışma semeri de eklendi. Sağlık çalışanları olarak bu sağlıksız çalışma koşullarında birçok iş arkadaşımızı kaybettik. Ve bütün sağlık işçilerinde psikolojik sorunlar baş gösterdi.
Ben de hastanede çalışan taşeron işçiyim. Böyle bir süreçte sağlıkçıların çalışıp insanlarımıza hizmet vermesi lazımken, bunun yerine pandemi bahanesiyle kısa çalışmaya girdik. Sene sonuna gelince de ani bir kararla ihaleler yenilenmedi ve Sağlık Bakanlığı eliyle sağlık çalışanları olarak işsiz bırakıldık. Şirket bunu açıklamaya bile tenezzül etmedi. Bunun sebebi bizce belliydi, kamu harcamalarında kısıtlamaya giden bakanlık ilk elden taşeron işçileri işsiz bıraktı. Bir kez daha anladık ki hastalar da çalışanlar da bakanlığın umurunda değil!
Artık nefes alacak alan kalmadı. Ekonomik krizin faturası sürekli işçilerin sırtına bindiriliyor. Ama artık bunu taşıyacak durumda değiliz. Mücadeleye katılmadan ve örgütlenmeden güçlü olamayacağımızı anlamalıyız. 1 Mayıs’ta pandemi bahanesiyle evlere kapatıldık. Yine de UİD-DER saflarında olduğumuzu bilmek ve şartlar ne olursa olsun 1 Mayıs ruhunu işyerlerimizde, evlerimizde, alanlarda yaşatmak bizlere örgütlü gücümüze ilişkin güven verdi. İnanıyoruz ki bu örgütlü güç bizi gelecek umutlu günlere taşıyacak.
Zeytinburnu’ndan bir sağlık işçisi
“Keyfine Bak, Aşılıyım!”
- Sönmeyen Ateşi Hep Beraber Harladık
- 1 Mayıs Tüm İşçilerin Bayramı!
- İnsanlaşmak İstiyoruz
- En Zor Anda Tutunacağımız Daldır UİD-DER
- Zihnimize, Ruhumuza İyi Gelen 1 Mayıs Akışı
- Sağlık İşçilerinden Mesajlar
- 1 Mayıs’ta Yapı Bizim Olmuş Gibidir
- 1 Mayıs Coşkusuyla Sizleri Selamlıyoruz
- Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- İşçi Sınıfının Kızıl Bayrağını Geleceğe Taşıyanlara Selam Olsun!
- Susmuyoruz, Korkmuyoruz!
- 1 Mayıs Bize Neyi Anlatır?
- Kanada’dan İranlı mülteci kadın kardeşimizin dayanışma mesajı
- Gün Birlikte Mücadele Günüdür
- Çocuklarımız ve Geleceğimiz İçin 1 Mayıs
- Yan Yana Olamasak Bile Çoğalarak Sahip Çıkıyoruz 1 Mayıs'a
- Selam Olsun Bütün Dünya Proletaryasının 1 Mayıs’ına
- Kızıl Tomurcuklar Haykırıyor, Yaşasın 1 Mayıs!
- İşsizlik ve İntiharlardan Kurtuluş da 1 Mayıs Ruhunu Büyütmekle Mümkün!
- Uluslararası mesajlar: Yaşasın sınıf dayanışması
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...