Buradasınız
1 Mayıs Meşalesi 123 Yıldır Yanıyor
İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs, 1886 yılından bu yana patronların saldırılarına karşı bir başkaldırı simgesidir. 1 Mayıs meşalesini ilk yakan Amerikalı işçi kardeşlerimiz oldu. O yıllarda ağır çalışma koşulları altında, 16 saat çalıştırılan kadın, erkek ve çocuk işçiler, patronların saldırılarına karşı örgütlenip mücadeleye atıldılar. 1 Mayıs’ı patronlar sınıfına karşı mücadelenin simgesi haline getirdiler. Amerikalı işçi kardeşlerimizin yaktıkları bu meşale, 123 yıldır yanmaya devam ediyor.
O yıllarda patronların dizginsiz sömürüsü altında çalışan Amerikalı işçiler, çok kötü koşullarda yaşıyorlardı. 50 kişi bir odada yatıp kalkıyor, barınma sıkıntısı yaşıyorlardı. Amerika ve Avrupa işçi sınıfı için, yaşın, cinsiyetin, gece ve gündüzün sınırları yıkılmıştı. Patronlar elde ettikleri kârlarla ellerini ovuştururken, işçiler makine başında açlıktan bitkin düşüyor, adeta vücutlarının şekli değişiyordu. Kapitalizm, bu yoğun çalışma koşullarıyla işçilerin birçoğunun 40’lı yaşları görmelerine izin vermiyor, kapitalistler onları kârları uğruna kurban ediyordu.
Amerikalı işçiler bütün bu koşullara karşı ve hiçbir yasanın kendi lehlerine olmamasına rağmen, işgününün kısaltılması için mücadeleye giriştiler. 1882’de New York Merkezi İşçi Sendikası, Eylülün ilk pazartesi gününü Emek Günü olarak kabul etti. Emek Gününde binlerce işçi sokaklara çıktı, taleplerini haykırdı ve eğlenceler düzenledi. 1884 yılında toplanan Amerikan İşçi Kongresi, Emek Gününü ülke çapında kutlama kararı aldı ve 1 Mayıs 1886’da genel greve çıkılacağını ilan etti. İşçilerin temel sloganı şuydu: Sekiz saat çalışma, sekiz saat dinlenme, sekiz saat canımız ne isterse!
Amerikan işçi sınıfı yeniden mücadelenin ateşini harlamıştı. Ülkenin her yanını grevler sarıyordu. 1 Mayıs’ın hemen öncesinde toplam 190 bin işçi grevdeydi. Mücadelenin başını Şikagolu işçiler çekiyorlardı. Patronlar işçilere engel olmak için hazırlıklara giriştiler. 1 Mayıs sabahı Amerika genelinde yüz binlerce işçi greve çıkmıştı. Fakat polis, asker ve çeteler pusuya yatmış saldırı emrini bekliyorlardı. Binaların çatılarına da keskin nişancılar yerleştirilmişti. Alanları pankart ve bayraklarıyla kızıl bir gelincik tarlasına çeviren işçilerin akşam saatlerine kadar konuşmalar ve eğlencelerle devam eden gösterilerinin sonunda tek bir olay bile yaşanmamıştı. Ama 3 Mayısta grev kırıcılara karşı harekete geçen işçilere polisle birlikte silahlı çeteler saldırdı. Polis kurşunuyla 6 işçi katledilmişti. Burjuva medya ölümlerden yine işçileri sorumlu tuttu ve işçi önderlerini hedef gösterdi. Bir gün sonra ölümleri protesto etmek için Haymarket Meydanında toplanan işçilerin etrafını polis sararken, kitlenin üzerine bomba atıldı. 6 polis ve 10 işçi öldü. Kentin her yanı bir anda asker ve polisler tarafından adeta işgal edilmişti. Burjuva gazeteler de yalan haberler yayınlayarak üstlerine düşen görevi yerine getiriyorlardı. Şikago’da sendikalar ve sosyalist kurumlar basıldı, gazeteler kapatıldı, devrimci işçiler tutuklandı. Yapılan düzmece yargılamaların sonunda dört sosyalist işçi önderi bomba atmakla suçlanarak idam edildiler.
Burjuvazi kudurgan saldırılarına rağmen işçi sınıfının alevlenen mücadelesini söndüremedi. Amerikan işçi sınıfının çaktığı kıvılcım dünyanın her yerinde büyük bir yangına dönüştü. 1889’da II. Enternasyonal 1 Mayıs’ı işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak ilan etti. 1890’da Avrupa ve Amerika’nın birçok şehrinde işçiler meydanlara çıktılar. Hepsi ilk kez, tek bir ordu halinde, tek bir bayrak altında, tek bir acil hedef uğrunda, yani sekiz saatlik işgününün yasal olarak tanınması uğrunda seferber olmuştu.
Türkiye’de 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanını dolduran yüz binlerce işçiye karşı gerçekleştirilen ve 37 işçinin yaşamına mâl olan provokasyon da, Şikago’daki pusuyu andırıyordu. Yükselen işçi hareketinin önünü kesmek için “derin devlet” güçleri işçilerin üzerine saldırmış ve bir katliam gerçekleştirmişlerdi. Ama buna rağmen 1 Mayıs geleneği yok edilememiştir.
İşçi sınıfının mücadele tarihi gösteriyor ki, örgütlü işçi sınıfını hiçbir güç yenemez. 1 Mayıs mücadele bayrağını dünyanın bütün işçileri alanlarda dalgalandırmaya devam edecek ve sömürü dünya üzerinden tümüyle ortadan kaldırılıncaya dek mücadele sürecektir.
- Söyleyecek Sözümüz, Verecek Hesapları Olmalı
- Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...