Buradasınız
1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim!
Sarıgazi’den bir kadın işçi

Merhaba işçi kardeşlerim,
Sokağa çıkmanın yasak olduğu bir günde, acil olarak ilaç almak için, yoğun çabalar sonucunda bir eczaneye ulaştım. Gittiğimde dışarısı oldukça kalabalıktı ve “sosyal mesafe” kuralı nedeniyle kuyruk oldukça uzamıştı. İnsanlar içeriye tek tek alınıyordu. Ben de sıraya girdim ve beklemeye başladım. O esnada kuyruğa yeni gelenler eklenmeye devam ediyordu. Bir kadın geldi ve söylenmeye başladı. “Hastaneden geliyorum, her yer kapalı, ilaçlarımı almak için bir hayli dolaştım. Normalden daha az nöbetçi eczane var” dedi. O arada telefonu çaldı. Telefondaki kişiye dert yandı: “Bir aydır evdeyim, ikinci aya giriyorum. Kiramızı nasıl vereceğiz? Eşim de çalışmıyor. Faturaları ödeyemedik daha. Ne lanet bir koronaymış, beni bulsa da ölsem kurtulsam. Korona öldürmüyor ama bizi açlık öldürecek. Yardım diyorlar ama bize ulaştığı yok. İnsan seçiyorlar, kendi adamlarına yardım ediyorlar.”
En ön sırada bekleyen biri de “iş yok güç yok, kapattılar bizi içeriye, açlıktan öleceğiz, çalışamıyorum” diye söyleniyordu ki sıra ona geldi ve içeri girdi. İki dakika geçmedi ki çıktı ve “otuz lirası olan var mı? İlaçları alamıyorum” dedi. Kimseden ses çıkmadı. Ne yazık ki bende de para yoktu. Bu sefer “kredi kartı olan var mı?” diye sordu. Bir kişi onunla beraber içeri girdi ve ilaçları alıp dışarı çıktılar. Mahcup bir tavırla kredi kartını kullandıran kişiye tekrar teşekkür etti ve helallik istedi. “Kusura bakmayın, çalışmadığım için sigortam da yatmıyor, belki alabilirim diye düşündüm. Hadi bugün siz yardım ettiniz, yarın ben ne yapacağım, nasıl yaşayacağız böyle?” dedi ve ayrıldı. Bu olay karşısında dayanamadım ve yüksek sesle “ücretsiz izne çıkartılan işçilere 39 lira para veriyorlar. Otuz lirası ilaca gitti. Kaldı dokuz lira. Dokuz lira ile nasıl geçinir bir aile bir gün boyunca? Dalga geçiyorlar bizimle” dedim. “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana” türküsü aklıma geldi. Bizi ittikleri sefalet, kuru soğan bulamamanın da ötesine geçmiş durumda…
Bu gördüklerimden sonra hafta içi ziyaret ettiğim kuzenimle sohbetimiz aklıma geldi. İlaç firmasında çalışıyor. Haşere ilaçları üretiyorlar ama korona virüsünden sonra dezenfektan üretmeye başlamışlar. Gece gündüz çalışıyorlar. Normal zamanların çok daha ötesinde bir çalışma temposunun olduğunu, en az 12 saat çalıştıklarını, hafta sonlarının kalmadığını, sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde dahi çalıştıklarını söylemişti. Çay ve yemek molalarında, sosyal alanda sürekli uyarıldıklarını, yöneticilerin yanlarına gelerek “mesafeyi koruyun, yakınlaşmayın” dediğini anlatırken gülüyordu. Neden güldüğünü sorduğumda “çay saatinde yakınlaşmayın, yemek saatinde yakınlaşmayın diyorlar ama içeri girdikten sonra dip dibe makinelerin başında, burun buruna çalışıyoruz. Ne kadar saçma değil mi? Bizi salak yerine koyuyorlar. İşyerindeki arkadaşlarla başından beri bu virüsün bizleri korkuttukları kadar yaygın olmadığını konuşuyorduk. Bulaştığı her kişiyi öldürdüğüne inanmıyorduk. Fabrikanın içinde başka, dışında başka kurallar işliyor. Ne kadar saçma ve komik. Aklıma geldikçe böyle gülüyorum işte” dedi. Bu mesele üzerine bir hayli sohbet ettik. İşçi Dayanışması’ndan mektuplar okuduk birlikte.
Yaşadığım her iki olayı birleştirdiğimde, kapitalist egemenlerin, biz işçilerin yan yana gelmesinden, birlikte olmasından ne kadar korktuklarını bir kez daha anladım. Eczane önündeki işçi arkadaşımız gibi milyonları açlığa ve sefalete mahkûm ediyorlar. Bu milyonlar bir gün kapitalist egemenlere öyle bir korku yaşatacak ki, tarihin karanlıklarına gömülecek ve bir daha oradan asla çıkamayacaklar. İşçi sınıfının bu gücünün farkında olan kapitalistler, çay saatlerinde “sosyal mesafe” diyerek bizi birbirimizden ayırıyorlar. Yan yana gelmeyelim, sorunlarımızı ve tabi ki çözümlerini de paylaşmayalım istiyorlar.
Birliğe, beraberliğe, dayanışmaya ve mücadeleye daha çok ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. 1 Mayıs’ın ruhu bizlere birliği, beraberliği ve dayanışmayı öğretiyor. İşte bu ruhla bugün yan yana gelmeli, örgütlenmeli ve bizlere hayatı zehir eden bu düzeni yerle bir etmeliyiz. 1 Mayıs’ta alanlarda olamayacağız belki ama birliğimizi güçlendirerek bu ruhu fabrikalarımıza taşımalı, korkmadan, yalnızlaşmadan, daha çok yan yana gelmeli ve kenetlenmeliyiz. Karanlıkları aydınlığa çıkartacak olan bizleriz. O aydınlık günler gelip çattığında, cebimizde 39 lira değil, yüreğimizde koca bir dünyanın zenginliğini taşıyor olacağız. Üretenler, hayatı var edenler dünyanın gerçek sahibi olacaklar. Bu güzel günler için, haydi işçi kardeşim, 1 Mayıs’ın birlik ve dayanışma ruhuyla açalım kalplerimizi birbirimize, açalım kapılarımızı sınıf kardeşlerimize…
Gücümüz Birliğimizden Gelir!
Sendikalardan 1 Mayıs Açıklamaları
- Metal İşçisi Kadınlar Olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’leyiz
- Çocuklarımızın Geleceği İçin Haydi 1 Mayıs’a
- New York’lu İşçiler: Mayıs Ayında Kira Ödemiyoruz!
- Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Örgütlülüğümüz!
- Dünyada 1 Mayıs: Yasaklara, Baskılara İnat Mücadele!
- Sendikalardan 1 Mayıs Açıklamaları
- 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim!
- UİD-DER’li Kadınlar 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- Bugün 1 Mayıs Kardeş
- Birleşen İşçi Her Zaman Kazanır
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- 1 Mayıs’la Umudumuzu Yeniden Kuşandık
- Yaşasın 1 Mayıs!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Korkuya Teslim Olmuyoruz, 1 Mayıs Ruhunu Yaşatıyoruz!
- 1 Mayıs Geliyor ve Bir Kahraman Lazım!
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadelemizi ve Dayanışmamızı Güçlendirelim!
- İşten Atmalara ve Ücretsiz İzinlere Hayır!
- Sendikalardan Çağrı: Güzel Günler İçin 1 Mayıs’a!
Son Eklenenler
- İzmir Karşıyaka Belediyesi’ne bağlı Kent A.Ş. ve Personel A.Ş. şirketlerinde çalışan belediye işçileri, ücretlerinin ödenmesi talebiyle 28 Temmuzdan bu yana eylemlerini sürdürüyor. Kayseri Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren yatak üreticisi...
- Simsiyah gökyüzünde uçmaz oldu uçurtmam Bütün her şey oldu bana travma Bitsin artık, istemiyorum savaş, istemiyorum daha fazla
- Belki inanmayacaksınız ama bu sözlerin sahipleri de işçi. İki işçi kendi arasında sohbet ederken bir an kulağıma takıldı, içlerinden biri aynen şöyle dedi: “Bu işçiler de çok nankör canım! Ne yazı beğeniyor ne de kışı.”
- Dersim’de faaliyet gösteren Peri Tekstil’de işten atılan BİRTEK-SEN üyesi 17 işçi, sendikalarının tanınması, baskı ve mobbinge son verilmesi ve işe geri dönme talebiyle 29 Temmuzda fabrika önünde eylem yaptı. Manisa’da bulunan İtalya merkezli Bitron...
- UİD-DER’li işçiler olarak, Digel Tekstil işçilerinin direnişinin 189’uncu gününde dayanışma ziyaretinde bulunduk. Sıcak çaylarımızı yudumlarken direnişçi kardeşlerimizle uzun uzun sohbet ettik.
- TPI Kompozit grevinde işçilerin talepleri yalnızca ekonomik taleplerle sınırlı değil. İşçiler aynı zamanda sendikal haklarına sahip çıkıyor, gelecekteki kuşaklara onurlu bir mücadele mirası bırakıyorlar.
- Nazilere ait bir toplama kampının gri ve soğuk duvarları arasındaki bahçede küçük bir çocuk, babasının “saklan” dediği paslı bir metal dolaba gizlenmiştir. Babanın adı Guido’dur ve günlerdir çocuğuna “her şey bir oyun” demiştir. Kampta yaşanan...
- İnsana, doğaya, bitkilere, hayvanlara değer vermeyen iktidarın ve onların vekillerinin onayıyla ve torba yasalarla bir avuç sermaye grubunun önündeki yasal engeller aşılırken insanlığın geleceği yok ediliyor.
- Kocaeli/Dilovası’nda bulunan Omsa Metal’de işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Toplu sözleşme görüşmelerinin başlamasının ardından Omsa Metal işvereni işten atma saldırısı başlattı. İşçiler...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi doğrudan ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin ilk oturumu 28 Temmuzda gerçekleşti. Görüşme öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde açıklama yapan KESK, kamu emekçilerinin...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana yaklaşık 60 bin Filistinliyi katleden İsrail’in Gazze’de uyguladığı acımasız abluka nedeniyle açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Ekim 2023’ten bu yana yetersiz beslenme ve açlık yüzünden 83’ü çocuk olmak üzere...
- Banksy mahlaslı sanatçının “bomb love” isimli eseri, ilk olarak 2001 yılında Londra sokaklarından başlayarak dünyanın birçok yerinde duvarlara çizilmiştir. Eser oldukça sade ve detaydan uzak görünmesine rağmen taşıdığı mesaj oldukça derindir....
- “Son 102 günde 132 kadın cinayeti” haberleri dolaştı medyada. Bu sayılar sadece bir istatistik değil; her biri bir yaşam, bir hayal, bir yaşama sevinciydi. Her biri aramızdan koparılan bir arkadaşımız, bir kardeşimiz, bir meslektaşımız, bir...