Buradasınız
72. Yılında Hiroşima ve Nagazaki: Kapitalizm İbret Almıyor!
Yıl 1945. 70 milyon insanın ölümüne neden olan İkinci Dünya Savaşının sonları. ABD, sırf askeri gücünü kanıtlamak ve tüm rakiplerine boyun eğdirmek için Japonya’ya iki atom bombası atarak yeryüzünde insanlığa cehennemi yaşattı. Kapitalistlerin kâr hırsı, güç ve zenginlik hevesleri yüz binlerce insanın daha katledilmesine neden oldu.
6 Ağustos sabahı Hiroşima halkı insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecek güne yeni uyanmıştı. Sabah 8.15 sularında atılan atom bombası, saniyeler içerisinde Hiroşima’yı yerle bir etmişti. Bombadan yayılan ve demirin erime sıcaklığının iki katı olan sıcaklık, binaları da insanları da bir anda küle çevirdi ya da buharlaştırdı. Patlamadan dolayı yayılan radyasyon ve gama ışınları duvarların içinden geçerek ilerliyor, kilometrelerce ötede evlerinde oturan insanların vücudundaki su moleküllerini ısıtarak vücutlarını kavuruyordu. İlk birkaç dakika içerisinde 70 bin kişi ne olduğunu bile anlamadan ölmüş, sonraki haftalarda 150 bin sivil tarifsiz acılar içerisinde can çekişerek hayatını kaybetmişti.
Hiroşima’dan üç gün sonra bu kez atom bombasının hedefi Nagazaki’ydi. 9 Ağustos’ta ikinci atom bombası saat 11.02’de Nagazaki’ye atıldı. Bombanın şiddeti ve etkisi burada da on binlerce insanın katledilmesine, şehrin kül olmasına neden olmuştu. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları sonucunda yaklaşık 300 bin insan can vermişti. Yüz binlerce insan ise yıllarca atom bombalarının kendilerinde yarattığı hasarla ve acılarla yaşamak zorunda kaldı. Çünkü nükleer bombalar etkilerini kanser vakaları, genetik bozulmalar ve sakat doğumlar ile kuşaklar boyu devam ettirirken, bombaların atıldığı toprakta ot dahi bitmedi.
Hiroşima ve Nagazaki’de kullanılan nükleer silahların ne denli yıkıcı olduğuna insanlık tanık oldu ama sonrasında nükleer silahlar üretilmeye devam edildi, ediliyor. 1945 yılında atılan atom bombalarından sonra emperyalistler hızlı bir şekilde nükleer silahlanma yarışına girdiler. Kapitalistler nükleer silahları rakiplerine karşı verecekleri bir gözdağı, bir güç göstergesi olarak kullanmaya başladılar, kullanmaya da devam ediyorlar. Bugün nükleer silahlar dünyayı birkaç kez cehenneme çevirecek güce sahip. Dünyada on bin ile on beş bin arasında nükleer silah olduğu ve bu bombaların 2500 tanesinin aynı anda ateşlendiğinde Kuzey Amerika kıtasını dünyadan silebilecek güçte olduğu söyleniyor. Bu bombaların 13 bin tanesinin ise dünyayı tamamen galaksiden yok edebilecek seviyede olduğu belirtiliyor.
1945’de kullanılan nükleer silahlar ve sonrasında hızla tırmanan nükleer silahlanma yarışı, kapitalist devletlerin insanlığı ve dolayısıyla dünyamızı bir bombayla ne hale getireceğini acı bir şekilde gösteriyor. Bugün emperyalistler kendi aralarında “Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmaları” imzalıyorlar. Oysa bu anlaşmayı imzalayan Rusya, ABD, Çin, Hindistan, Pakistan, Almanya, Fransa gibi emperyalist ülkeler dünyayı defalarca kez yok edecek nükleer silah gücüne sahipler. Emperyalist ve kapitalist devletlerin “barış” ve “silahsızlanma” anlaşmaları ve söylemleri işçi-emekçilerin gerçekleri görmelerini engellemek içindir ve ikiyüzlücedir.
Kapitalistlerin dünyayı yıkıma sürükleyen paylaşım ve rekabet savaşlarını, ancak bu düzenden bir çıkarı olmayan işçi-emekçi sınıflar durdurabilir. İşçi sınıfı dünya çapında örgütlenerek bu savaşın önüne geçebilir. Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında, Hiroşima ve Nagazaki’de ve bugün de süren emperyalist yağma savaşında yaşamını yitiren insanlara, yaşayanların bir borcudur mücadele etmek! Emperyalistlerin atomlu-atomsuz tüm silahlarını durduracak tek güç işçi sınıfının örgütlü mücadelesidir. Kapitalist düzen yıkıldığında atomlu-atomsuz hiçbir silaha ihtiyaç kalmayacak!
Elleri Var Özgürlüğün
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
- Emperyalist Savaş Emekçiler İçin Yıkımdır! Ukrayna’da Emperyalist Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşların Yükü Altında Ezilen Çocuklar
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...