Buradasınız
ABD’de Kürtaj Yasağına Karşı Tepkiler Sürüyor
ABD Anayasa Mahkemesi 24 Haziranda kürtaj hakkını federal düzeyde ortadan kaldıran bir karara imza attı. Bu karar tüm eyaletlerde büyük tepkiye neden oldu, emekçi kadınlar başta New York olmak üzere pek çok kentte gösteriler düzenleyerek kararı protesto ettiler. 26 ve 27 Haziranda düzenlenen eylemlere katılan on binlerce kadın yoksulluğun, hayat pahalılığının tırmandığı, güvencesizliğin arttığı, özellikle siyah ve Latin kökenli emekçi kadınların sağlık hakkına erişiminin çok zor olduğu koşullarda kürtajın yasaklanmasının kadınların yaşam hakkına saldırı olduğunu dile getirdi.
1973 yılında Teksas’ta tecavüz nedeniyle hamile kalan ve kürtaj olmak isteyen 25 yaşında iki çocuk annesi bir kadın dava açmış, Dallas bölge savcısıyla karşı karşıya gelmişti. Dava devam ederken çocuğu doğurmak zorunda kalan kadının kazandığı bu davadan çıkan karar, kürtajın anayasal bir hak olmasının temel dayanağını oluşturmuştu.Bu dava Roe/Wade Davası olarak ABD tarihine geçmişti. ABD’de Mayıs ayı başında Anayasa Mahkemesinin, 1973’te alınan bu kararın yanlış olduğunu savunan ve kürtaj hakkını yasaklayan gerekçeli yasa taslağı hazırladığı ortaya çıktı. Söz konusu karar 24 Haziranda ise iptal edildi.
Bu kararın arkasında özellikle Trump döneminde mahkeme üyesi olarak atanan Cumhuriyetçi Parti yanlısı hâkimler olsa da emekçi kadınlar Demokrat Partinin de kadınların sağlığını tehdit eden ve demokratik haklarını yok eden bu karara karşı kararlı bir mücadele yürütmediğini dile getiriyorlar. Tepkilerini ortaya koyuyorlar. Nitekim Biden, kararı kınamakla yetinip “bu konuyu ne kadar önemserseniz önemseyin, protestolarınız barışçıl olsun. Şiddetin her türüne karşı durmalıyız” dedi. Kürtaj yapan kliniklerin, doktorların baskı altına alınmasını, şiddet görmesini, eylemlere katılan kadınların tehditlerle korkutulmasını görmezden geldi.
Roe/Wade davası kararına rağmen pek çok eyalet kürtaj hakkını kısıtlayan yasa ve uygulamaları hayata geçirmekten geri durmuyordu. Şimdi bu kararla 26 eyaletin kürtajı yasaklama ihtimaline kesin gözüyle bakılıyor. Kürtajın yasak olduğu eyaletlerde düşük yapan kadınlar yasa dışı olarak kürtaj yapmadıklarını ispatlamak zorunda kalabilecekler. Bazı eyaletlerde hamilelere seyahat kısıtlaması getirildi. ABD’de de son yıllarda muhafazakârlar ve bazı Hıristiyan tarikatları yargı üzerinde daha fazla etkin olmaya başladılar. Kürtajın yasaklanması için yargı, sağlık kurumları ve çalışanları üzerinde her türlü baskıyı kurdular. Bu nedenle kürtaj hakkı yıllardır ABD’de toplumun gündeminden düşmüyor. Egemenler tarafından emekçileri kutuplaştırmak, gerilimi arttırmak için politik bir araç olarak kullanılıyor. Zengin sınıfın kadınları eyalet ve hatta ülke değiştirerek kürtaj olabiliyorlar. Ancak yoksul kadınlar baskıyla, büyük sağlık problemleriyle, ekonomik problemlerle, taciz, tecavüz ve istemedikleri çocukları doğurdukları için psikolojik problemlerle karşı karşıya kalıyorlar. Tüm bu nedenlerle kürtaj hakkının gasp edilmesi esas olarak yoksul emekçi kadınların sorunudur.
Mesela Türkiye’de de kürtajı engellemeye dönük uygulamalar bulunuyor ve bu uygulamalar yoksul kadınları etkiliyor. Türkiye’de hastanın talebine rağmen kadın doktorların kürtaj yapmama hakkı var. Kliniklerde doktorların yaptıkları her işlem için bir kıdem puanı varken, kürtaj için puan verilmiyor. Sağlık Bakanlığı üç yıldır gebelikten korunma ihalesi açmıyor. Doğum kontrol haplarını göndermeyi aksatıyor. Ücretsiz olması gereken aile planlaması hizmetleri ücretli hale getirildi. İktidarın en tepesinden kadınlara erken evlenmeleri ve çok sayıda çocuk yapmaları öğütleniyor. Böylelikle Türkiye’nin genç nüfusu ve ucuz işgücü arttırılmak isteniyor.
İster ABD’de ister Türkiye’de kürtajın yasaklanması ya da fiilen engellenmesi, doğum kontrol hizmetlerinin aksatılması, çok çocuk doğurma baskısı emekçi kadınların sağlık hakkının ve demokratik haklarının ellerinden alınması demektir. Dahası işçi sınıfına yönelik saldırıların önemli bir uzantısıdır.
- Almanya’da Grev Dalgası da Grev Hakkına Yönelik Saldırılar da Büyüyor
- İngiltere’de Yükselen Ses: “Barış ve Adalet Yürüyüşümüzü Durduramayacaklar!
- Dünyanın Dört Bir Yanında Grev ve Kitlesel Eylemlerle İşçiler Mücadeleyi Büyütüyor!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Sürüyor, Savaşa Karşı Tepki Büyüyor
- Yunanistan’da Tren Katliamının Yıl Dönümünde Genel Grev
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Venezuela’da da İşçiler Hâlâ Toprak Altında!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Devam Ediyor
- İngiltere’de Meydanlar: “Filistin’e Özgürlük! Ateşkes Hemen Şimdi!”
- İngiltere’de İşçiler Grev Hakkına Sahip Çıkıyor
- Dünya Meydanları: Savaşa, Düşmanlığa, Baskı ve Zorbalığa Hayır!
- Arjantin’den İrlanda’ya İşçiler Grev Diyor
- İnsanlığa Büyük Acılar Çektiren Kapitalizme Karşı Birleşelim
- Sağlık İşçileri: 2024’te Her Şeye Rağmen Mücadele!
- Meksika’dan ABD’ye Büyük Göçmen Yürüyüşü: “Suçlu Değil Uluslararası İşçileriz!”
- Avrupalı İşçiler Belçika’da Haykırdı: “Kemer Sıkmaya Hayır!”
- İngiltere’de İşçiler Filistin İçin Silah Fabrikalarını Abluka Altına Aldılar
- Avrupa ve ABD’de İşçi Grevleri
- Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Gününde Emekçiler Meydanlarda
- Dünya İşçileri Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor!
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...