Buradasınız
Kâğıt Üstünde Her Şey Kurallara Uygun
Gebze’den bir petrokimya işçisi

21 Ocakta Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangının üzerinden iki ay geçti. İşyerinde, dehşetini hâlâ hissettiğimiz bu facia üzerine konuştuk. Ne var ki bazı arkadaşlarımızın söyledikleri bu faciayı hiç sorgulamadıklarını, üzerine düşünmediklerini gösteriyor.
Bir arkadaşımız otelin bir gecelik konaklama ücretinin otuz bin lira olduğunu söyleyince diğer arkadaşımız da “boş verin zenginler ölmüş, bizi ilgilendiren bir durum yok” dedi. Arkadaşıma kim olursa olsun böyle bir ihmal yüzünden ölmesinin kabul edilemez olduğunu söyledim. Kaldı ki esas zenginlerin otelde değil kendi dağ evlerinde, villalarında tatil yaptığını belirttim. “Kuşkusuz bu otel kapısından bile geçemeyeceğimiz kadar pahalı bizim için. Eğer bu kadar pahalı bir otelde bile böylesine bir denetimsizlik ve ihmal varsa biz işçilerin gittiği konaklama yerlerindeki durumu varın siz düşünün” dedim. İşyerimizdeki ihmallerden örnekler verdim. Kamu kurumlarının kâğıt üzerinde kalan göstermelik denetimler yapmasından aldıkları cesaretle, patronların ihmallerinin bizim için nasıl tehlikeler yarattığını hatırlattım.
Birçok işçi ömrü boyunca bir kez olsun tatile gidemiyor diye hadi diyelim ki kendimiz için otel yangını riskini eledik. Peki diğer tehlikeler? En başta çalıştığımız işyerleri? “Bizim işyerinde yangın tüpleri var” diyenlerimiz olacaktır. Peki, yangın tüplerinin olması yeterli mi ve bunlar hakkıyla denetleniyor mu? İşyerlerinizde gördüğünüz yangın tüplerinin üzerinde bir saat bulunur. Saatteki ibrenin yeşil alanda olması gerekir. Emin olun hepsi kâğıt üzerinde yeşil alanda görünüyordur. Ama bir de gözünüzle görün bakalım, öyle mi gerçekten! Ayrıca yangına ilk müdahale ekiplerinin işyerlerinde örgütlenmiş olması gerekir. Eminim ki kâğıt üzerinde her şey tastamamdır, peki ya gerçekte?
Mesela çocuklarımızın neredeyse tüm günlerini geçirdiği okullar ne kadar güvenli yangın konusunda? O kadar çocuğu tahliye edecek eylem planları var mı okul idarelerinin? Eminim vardır ama kâğıt üstündedir.
Alışveriş merkezleri, merdiven altı işletmeler, apartmanlarımızın altındaki küçük esnaflar, yaşadığımız evler, camiler, yurtlar… Saymakla bitmez! Kısacası tüm yaşam alanlarımızda yangın tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu durumda yangına müdahale edilmesi için gerekli ekipmanların hazır olması gerekir. Fakat asıl olması gereken yaşam alanlarımızın yangın çıkmasına mahal vermeyecek şekilde tasarlanarak inşa edilmesidir. Ne yazık ki kâr hırsıyla hareket eden patronlar bu konuda da bir şey yapmıyorlar. Sadece yangında değil depremlerde, sellerde sayısız acı örneğini yaşadık bu durumun. Kendimiz ve evlatlarımız için güvenli alanlar istiyorsak önce yaşanan felaketlerin nedenini sorgulamalı, sonra sorumlulardan hesap sorabilmeliyiz. En önemlisi de başka felaketlerin yaşanmaması için birlik olmalı ve gerekli önlemlerin alınmasını talep etmeliyiz.
Sırbistan’da Hükümet Düştü!
- Meydanlarda Barış ve Demokrasi Talebi Yükseltildi
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...