Buradasınız
Akbelen Direnmeye Devam Ediyor!

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de, Akbelen Ormanında ağaçların kesilerek kömür madeni açılmasına karşı çıkan köylüler 2021’den bu yana direnişlerini ve nöbetlerini sürdürüyorlar. Halkın tepkisine rağmen 24 Temmuz sabahı 05.30’da jandarma eşliğinde orman sahasına giren yıkım ekipleri ağaç kesimine yeniden başladılar. Köylüler yıkım ekiplerini ormandan çıkartmak için mücadele ederken destek ve dayanışma çağrısında bulundular. Jandarma ekipleri direnen köylüleri ormanlık alana sokmamak için barikat kurdu, köylüleri copladı, tazyikli su ve gaz sıkarak dağıtmaya çalıştı. Köylülerin feryatları kesim makinelerinin ve copların gürültüsüyle boğuldu.
Siyasi iktidarın desteğiyle semirdikçe semiren ve “Beşli Çete” olarak anılan şirketlerden biri olan Limak Holding’e bağlı Limak Enerji’nin ve IC İçtaş’ın ortaklığındaki YK Enerji şirketi, Gökova’da bulunan Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerini işletiyor. Şirket termik santrallere kömür sağlamak için maden sahasını genişletmek amacıyla yargının, polisin ve askerin desteğiyle Akbelen Ormanını katlediyor. Köylüler arazilerini şirkete satmaya zorlanıyor. Ağaç kesimine direnenler devletin baskısı ve şiddetiyle karşı karşıya kalıyor. Ülkeyi karıştırmak istemekle suçlanıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı köylülerin direnişine, mahkeme kararlarına ve protestolara rağmen kamuya ait ormanlık alanda kömür çıkartılması iznini bu şirkete vermekte tereddüt etmedi. İki yıl önce köylülerin açtığı davalarda yürütmeyi durdurma kararları verilmişti. Ancak geçtiğimiz yıl Aralık ayında üçüncü kez hazırlanan bilirkişi raporu gerekçe gösterilerek yürütmeyi durdurma kararları kaldırıldı. Böylece talanın önü açıldı. Doğaya, insana, yaşama düşman bu anlayış, her şeye kâr gözüyle bakan sermaye sınıfının anlayışıdır. Türkiye’nin dört bir yanında dereleri, toprağı, ormanlık alanları altın, kömür çıkarmak, elektrik üretmek, yani sermaye elde etmek için yok eden anlayıştır. Faturasını işçiye, emekçiye, köylüye yükledikleri hayat pahalılığı yetmiyormuş gibi sermaye sınıfı emekçilerin suyuna, toprağına, ormanına, havasına da çöküyor. Halkın talepleri, uzmanların yaptığı bilimsel uyarılar, doğanın uğradığı yıkım, iklim krizi dikkate alınmıyor.
Bu bölgede çıkartılacak kömürün verimliliğinin son derece düşük olduğunu vurgulayan uzmanlar, ormanların kesilmesiyle temiz hava kaynağının da yok edileceğini söylüyor. Aynı ekosistemde yaşayan endemik türler başta olmak üzere diğer canlıların da bu yıkımdan zarar göreceğini vurguluyorlar. Termik santralde kömürün işlenmesi neticesinde kullanılıp atılacak tonlarca litre atık su da denize boşaltılarak denizin kirlenmesine, içinde yaşayan canlı türlerin zehirlenmesine neden olacak. Siyasi iktidarsa bu gerçekleri zerre kadar umursamıyor, “bölge ekonomisi güçlenecek”, “enerji ihtiyacı karşılanacak”, “turist gelecek”, “işsizler iş bulacak”, “kesilen ağaçlar yeniden dikilecek” türünden boş vaatler yayıyor.
Köylüler 2 yıldır ormanların yok edilmesine karşı direniyor, fedakârca nöbet tutuyorlar. Erkeklerin çoğunlukla köy dışında çalışması nedeniyle direnişi yaşlısı, genciyle kadınlar yürütüyor. Medyaya açıklamalarda bulunan köylüler jandarmanın çekilmesini, bakanların bizzat gelerek kendilerine açıklama yapmasını istiyorlar. Binlerce yıllık ormanın kesilmesiyle aslında kendi geleceklerinin de yok edileceğini, havanın, suyun, toprağın kirlenmesiyle tarım yapamayacaklarını söylüyorlar. Akbelen Ormanının kritik bir öneme sahip olduğunu, burası korunamazsa diğer bölgelerin de benzer şekilde yıkıma uğrayacağını belirtiyorlar. Bir yandan orman yangınlarının diğer yandan maden şirketlerinin ormanları yok etmesinin yeni felaketler getireceğini ifade ediyorlar. Destek ve dayanışma çağrısında bulunuyorlar. Nitekim bu çağrıları karşılıksız kalmıyor, Akbelen Ormanını savunmak üzere çevre ve demokratik kitle örgütleri, sivil inisiyatifler bölgeye gidiyor.
Fakat yandaş sermayeye kol kanat geren iktidar, barikatlar kurarak yolları kapatıyor, destek için Akbelen’e ulaşmaya çalışan insanları engelliyor. Muhalif milletvekillerinin bölgede incelemeler gerçekleştirmesine, basın açıklaması yapmasına dahi tahammül göstermiyor. Emrindeki kolluk güçlerine verdiği emirle direnişe desteğe gelenlerin araçları durduruluyor, GBT sorgusu yapılıyor, bölgeye ulaşmalarına, direnişin büyütülmesine sayısız engel çıkartılıyor. Dayanışmaya gelenler hakkında “dışarıdan gelenler halkı kışkırtıyor” şeklinde dedikodular yayarak, yandaş medya üzerinden en pespaye karalama haberleri servis ederek dayanışmayı bölmeye çalışıyorlar.
Türkiye’de 1-21 Temmuz arasında 295 orman yangınında 3 bin 160 hektar alan yanıp kül oldu. Cudi’de, Antalya’da yangınlar sürüyor. Hava sıcaklığı özellikle açık havada çalışan işçiler, kronik rahatsızlığı olanlar ve yaşlılar üzerinde ölümcül etkide bulunuyor. İklim krizine ve ekolojik yıkıma rağmen ormanlar kömür uğruna kesilmeye devam ediyor. Yaşadığımız, çalıştığımız her alanda sorunlar büyüyor, çelişkiler keskinleşiyor. Bilelim ki hiçbir sorunumuz bir diğerinden bağımsız değildir. Akbelen Ormanının köylülerin itirazına rağmen kesilmesiyle düşük ücret dayatmasına karşı çıkan işçilerin grevinin yasaklanması arasında, artan baskılarla örgütsüzlük arasında, örgütsüzlükle iş cinayetleri arasında doğrudan bağlar vardır. Bütün sorunların gelip düğümlendiği nokta sermaye sınıfının ve iktidarın saldırılarına dur diyecek emek cephesinin güçlenmesidir. Dert bizde derman örgütlü mücadelemizdedir.
- İspanya’da Sel Felaketinde Can Kaybı Yükseliyor
- Tokat’tan Diyarbakır’a Maden Şirketlerine Karşı Köylüler Mücadele Ediyor
- Tokat’ta Altın Madenine Karşı Direniş
- Yine Yangın, İhmal ve Umursamazlık
- Doğanın Talanına Hayır!
- Diyarbakır ve Mardin’de Yangınlar: Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Manisa Gördes’te Madene Karşı Direniş Nöbeti Sürüyor
- “Mersin Atatürk Parkında Yeni Liman İstemiyoruz”
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Brezilya, Fas, Libya: Kapitalizm Felaket Demektir!
- Akbelen Direnmeye Devam Ediyor!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- Orman Yangınları Devam Ediyor
- Deştin Köylüleri: Çimentocular Topraklarımızı İşgal Edemeyecek!
- Samandağ Halkı: “Deprem Öldürmedi Asbestle Öldürecekler!”
- Depremden Sonra Sel de Felakete Dönüştü
- Pakistan’da Seller Can Almaya Devam Ediyor
- “Yeşil Bursa”ya Ne Oldu?
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...