Buradasınız
AKP’nin Yolsuzluk Lağımı Patlamaya Devam Ediyor

24 Şubat gecesi internete bir ses kaydı daha düştü. 25 Şubatta borsa düştü; altın, avro ve dolar yükseldi. Hükümet kanadı binlerce kişinin telefonunun yasadışı olarak dinlediğini ifşa ederken, karşı cephe de, “işte bunları dinledik” dercesine, Başbakan’la oğlu Bilal arasında 17 Aralık sabahından 18 Aralık sabahına kadar geçtiği iddia edilen 5 telefon görüşmesinin ses kayıtlarını yayınladı. AKP hükümeti, yeni internet yasasından faydalanıp ses kayıtlarının yayınlandığı sayfalara ulaşımı sürekli engellemeye çalıştı. Ama ses kayıtları farklı sitelerden ve yeni yeni linkler üzerinden tekrar tekrar yayınlandı.
Ses kayıtlarına göre 17 Aralık sabahı çömez oğlan telefonu açıyor. Telefonun öbür ucundaki usta “baba” boğuk sesiyle panik içinde büyük yolsuzluk operasyonundan haberdar ediyor evladını. Oğlan daha yeni uyanmış. Afyon daha patlamamış. Henüz mevzuyu idrak edememiş. “Bir daha söylesene babacığım” diyor. Baba sayıyor operasyona uğrayan malum isimleri. Evlerin arandığını söylüyor. Meydanlarda kükreyen babanın sesi kısılarak diyor ki, “senin evinde ne var ne yok, sen bunları bir çıkar.” “Usta” kelimeleri dikkatle seçiyor. Ama çömez oğlan durumun vahametini kavrayamamış, şaşkın halde açık açık yumurtluyor meseleyi: “Ben de ne olabilir baba, senin para var kasada…”
Baba’nın, oğlunun evinde ve diğer akrabaların evlerinde istiflenen parası o kadar fazla ki kardeşler, amca, enişte, yeğen yani tüm sülale seferber ediliyor paraları güvenli yerlere aktarmak üzere. Babanın emirlerine, neredeyse zırıldayacak bir ses tonuyla “tamam babacığım” yanıtı veren oğlan soruyor: “Ne yapalım bunları baba, nereye koyalım.” Baba, telefonda konuşmaktan rahatsız ve tedirgin. Üstü kapalı konuşmaya çalışıyor: “Belirli yerlere oralara şey yap işte…” Acemi oğlan halen açık vererek konuşuyor: “Sümeyye bana nereye götüreceğimi mi söyleyecek?” Baba oğlunun özensiz konuşmasına kızıyor: “Ya tamam, hadi şey yap, sizinkileri düşünün aranızda eniştenle filan.”
İkinci ve üçüncü telefon görüşmelerinde oğlan paraları kime nereye nasıl kaçırmayı düşündüklerini ve yaptıklarını üstü kapalı rapor veriyor, babanın onayını alıyor. Aradan saatler geçiyor. Paralar tüm gün boyunca taşınıyor.
Dördüncü telefon konuşması gece saat 23.15’de gerçekleşiyor. Oğlan babaya “büyük ölçüde şey yaptık” diyor. Baba “Büyük ölçüde derken sıfırladınız mı?” diye soruyor. Oğlan “sıfırlamadık henüz babacığım,şöyle ki bir 30 milyon avro gibi bir miktar daha var, şey yapamadık, eritemedik henüz. Şey aklına geldi Berat’ın, bu Ahmet Çalık’ın alacağı ekstra bir 25 milyon dolar kalmış, onu oraya verip o para gelince onu şey yaparız diyorlar,üstüyle de Şehrizar’dan daire alabiliriz diyor, sen nasıl bakarsın babacığım? Ha babacığım?” Baba tedirgin ve tereddütlü “neyse şey yaparız hallederiz” diyor. Oğlan yine soruyor “öyle mi yapalım” diye. Baba “tamam yapın” diye onaylıyor. Oğlan “tamamen sıfır mı kalsın baba, yoksa senin elinde biraz para kalsın mı?” diye sorunca, baba “kalsın olmaz zaten oğlum, şeye öbür tarafa, Mehmet’le şey yapsaydınız onu da oraya aktarsaydınız” diyor. Oğlan yine açık veriyor: “Onlara verdik tamam, 20 dolar verdik.” Baba “Allah Allah” diyor. “Ya aktarsaydınız sonra şey yapardınız.” Oğlan “Ya ne bileyim şimdi bu kadar verebildik baba, o da zaten zor, yer kaplıyor falan, başka bir kısmını başka bir yere koyuyoruz, bir kısmını bizim şeye verdik işte, Tunç Abiye verdik.”Acemi oğlan uyanıklık yapıp “20 dolar” diyor ama hemen ardından “zar zor, yer kaplıyor” diyerek “20 dolar” ile kastettiğinin muhtemelen 20 milyon dolar ya da avro olduğunu açık ediyor. AKP Türk Lirası’ndan 6 sıfır atmıştı. Erdoğan ailesi de kendi aralarında konuşurken dolardan 6 sıfırı atıveriyor.
Baba, “Tunç’a tamamını aktardın mı?” diye soruyor. Oğlan yine rakam yumurtluyor: “Ya sormuşlar, 10 milyon avro alabiliriz demişler herhalde.” Oğlunun rakam telaffuz etmesiyle tedirgin olan baba kısılan sesiyle oğlunu tekrar uyarıyor: “Neyse bu kadar şeyleri konuşma şeyde.”
Ertesi sabah baba oğlunu arıyor bir şey var mı yok mu diye. Oğlan “Verdiğin işleri bitirdik Allahın izniyle” diyor. Baba “tamamen sıfırlandı mı?” diye sorunca, Oğlan yine başlıyor rakamları yumurtlamaya: “Tamamen, yani sıfırlandı derken, nasıl diyeyim, işte bende bir bu Samandıra’nın ve Maltepe’nin paraları vardı, 730 bin dolar ve 300 bin lira, onları da şey yapacağım, bizim Faik Işık’a borcumuz vardı 1 milyon lira, ona vereceğim, üstünü de bizim akademiye aktar diyeceğim.” Baba yine kısılan sesiyle uyarıyor acemi oğlunu: “Yav şey konuşma, açık konuşma diyorum sana…”
Takip edildiklerine dair babanın uyarılarına oğlan “Tamam babacığım” diye yanıtlıyor. Baba, “nerenin olursa olsun hiçbir şeyi üzerinde tutma” diye tekrar uyarıyor oğlunu.
Bu tapeler üzerine Erdoğan televizyonlardan “piyes, dublaj, montaj, gereğini yapacağız” içerikli açıklamalar yaptı ve her şeyi tamamen inkâr etti. Tapelerin gerçek olup olmadığını test etmek hiç de zor değil. Ses mühendisleri bilgisayar ortamında, konuşanların ve arka fonun seslerinin frekanslarını ölçüp kesin sonucu söyleyebiliyor. Dünyada ve Türkiye’de bu testleri yapabilen pek çok kurum var. AKP bilimsel testlerle ses kayıtlarının sahteliğini ispat edemeyeceği için başka bir taktik izliyor. Bundan sonraki süreçte sahte-montaj ses kayıtlarının yayınlanıp, orijinal ses kayıtlarının da sahte ve montaj olduğu fikrinin işlenmesi kuvvetle muhtemeldir.
AKP’nin kitleleri neye ne kadar inandırabileceği, bu oyunu ne kadar daha sürdürebileceği belli değil. Ancak toplumun AKP yandaşı ve karşıtı olarak kutuplaştırılmış olması, oyunun sürdürülebilmesi açısından hükümete elverişli bir ortam sağlıyor. İşçi emekçi kitlelerin örgütsüz olması, işçi sınıfının kendi bağımsız sınıf çıkarları temelinde siyaset sahnesinde yer alamaması, burjuva güçlerin diledikleri gibi çalıp diledikleri gibi oynamasına neden oluyor.
Ancak egemen güçler birbirlerinin pisliklerini ortalığa saçarken, gözbağlarından kurtulan, patronların dünyasına bakıp tiksinti ve nefretle dolan bilinçli işçilerin sayısı günden güne artıyor. Kapitalizmin sömürü, yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık, yoksulluk, yozlaşma ve her türlü pisliğin kaynağı olduğunu gören örgütlü işçiler, geleceğe dair bütün güzel umutların kaynağıdır. İşçi sınıfı gözbağlarından kurtulduğunda bu oyun nihayet bitecek. Milyonlarca emekçi, milyoncuklarını tıkıştıracak yer bulamayan sınıf düşmanlarından ve onların ahlaksız düzeninden hesap soracak. Ama mutlaka soracak!
Direnişlerden Haberler
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- Liseliler Ayakta: “Öğretmenime Dokunma!”
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
Son Eklenenler
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...