Buradasınız
Amasra Katliamı Bilirkişi Raporunun Gösterdikleri

14 Ekim akşamı Bartın Amasra’da TTK’ya ait madende patlama meydana gelmiş 41 madenci hayatını kaybederken, 11’i ağır yaralanmıştı. Hesap soran, hakkını arayan işçilere, basına, muhalif seslere hızla engeller getiren, cezalar yağdıran siyasi iktidar, madenci katliamındaki sorumluların açığa çıkarılıp cezalandırılmasında aynı hızı ve performansı göstermemişti. 2019’da aynı madenle ilgili olarak hazırlanan Sayıştay raporunu hatırlatanlar “dezenformasyon” yapmakla suçlanmış, katliamın üzerinden günler geçmesine karşın ne bir sorumlu ifadeye çağırılmış ne de bir yetkili görevden alınmıştı. Aradan geçen zamanda kamuoyunun tepkisi artınca, 24 kişi gözaltına alındı, bunların 8’i tutuklandı.
Sayıştay’ın TTK 2019 Yılı Denetim Raporunda, -300 metre derinlikte patlama riskini arttıracak şekilde gaz yoğunluğunun tespit edildiği, işçi sayısının tehlike doğuracak boyutta azaltıldığı ve mevcut arızalar giderilmeden çalışıldığı uyarısı yapılmıştı. Geçtiğimiz günlerde, 7 kişilik bilirkişi heyetinin katliama ilişkin hazırladığı 28 sayfalık ön inceleme raporu, Amasra Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Raporun “Havalandırma” başlığı altında, “Maden havalandırmasının iyileştirilmesine dair hayata geçmeyen yatırım ve iyileştirme projeleri kazanın meydana gelmesinde önemli rol oynamıştır” ifadesi yer alıyor. Devamında “Yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur. Ocak içinde yeterli miktarda ve hızda hava dolaşımı sağlanamamış, bu nedenle yanıcı, patlayıcı gazları ve tozları insanların çalıştığı ve bulundukları yerlerde seyreltme ve hızla ortamdan uzaklaştırma görevi yerine getirilememiştir” tespiti yapılıyor. İşletmedeki merkezi gaz izleme sisteminden alınan verilerin incelendiği, buna göre metan seviyelerinin uzun süre boyunca yüzde 1,50 ve yüzde 2’nin üstünde kaldığı, bu nedenle potansiyel patlayıcı metan seviyelerinin oluştuğu bilgisine yer veriliyor. Dahası incelenen maden tertip defterinde, metan gazı ikaz ve alarm seviyelerinde olmasına rağmen maden ocağının kısmen dahi boşaltılmadığı, üretim miktarlarında bir azalma olmadığı belirtiliyor.
Raporun bir başka başlığında ise TTK’ya bağlı madenlerde metan drenajı uygulamasının yapılmadığı, şayet metan drenajı yapılsaydı bu “kaza”nın önlenebileceği ifade ediliyor. Ayrıca meydana gelen grizu patlamasının kömür tozu patlamasıyla ocağa yayıldığına, bu nedenle “kaza”nın şiddetinin ve etki alanının arttığına dikkat çekilerek şu ifadelere yer veriliyor: “İşletmede kömür tozu ile mücadele konusunda hazırlanan yönergenin bulunmuş olması, işletme yetkililerinin de riskin farkındalığına işaret etmektedir ancak grizu patlamasının kömür tozu patlamasına eşlik etmiş olması, yapılan tozla mücadele çalışmasının yetersiz olduğunu göstermektedir. Tozla mücadele etkin yapılsaydı meydana gelen kazanın etkisi daha az olabilirdi.”
Raporun “Denetlemeler” başlıklı bölümünde yeraltı taşkömürü madenciliğinin “çok tehlikeli işler” sınıfında olduğu için hâlihazırda; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Ruhsat Denetleme Dairesi Başkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Rehberlik ve Teftiş Bakanlığı tarafından rutin denetimlere tabii tutulması ve yapılan denetim sonucu yaptırımların uygulanması gerektiği hatırlatılarak, denetleme mekanizmasının gereken etkinliği sağlayamamasının, kazanın meydana gelmesinde etkili olduğu belirtiliyor.
Rapor ayrıca maden ocağında etkin bir denetlemenin önemine vurgu yaparken bunun için teknik personelin öneminden bahsediyor. Maden ocağındaki teknik personelin yetersizliğinin kazanın meydana gelmesinde etken bir faktör olduğu vurgulanıyor. Müessesedeki toplam vardiya mühendisi sayısının 4 olduğu, kaza anında ise sadece bir mühendisin bulunduğu belirtiliyor.
Ön bilirkişi raporunun işaret ettiği eksiklik ve sonuçların, katliam öncesi Sayıştay raporunun işaret ettiği eksiklik ve alınması gereken önlemlerle aynı olması yaşanan felâketin tesadüf ya da kader kelimeleriyle açıklanamayacağını gösteriyor. Amasra’da ve işçi katliamlarının yaşandığı diğer bütün maden ocaklarında iş güvenliği önlemleri alınmayarak daha fazla kâr etmeye odaklanıldığı ortadadır. Bir madencinin “gaz kokusu var” uyarısına şefin “bize kömür lazım, sizin keyfiniz değil” yanıtını vermesi bu gerçeği anlatmıyor mu?
Okullardan Mücadele Alanlarına
- İş Cinayetlerinde Cezasızlık ve Yitirilen Yaşamlar
- Davutpaşa Katliamının 15. Yılında Adalet Arayışı Sürüyor
- Ölüm Hep Bize mi Düşer Usta?
- Önlem Yok, Denetim Yok, 2022 İşçi Ölümleriyle Kapandı
- Çin’de İşçi Katliamı: Yangında 38 İşçi Yaşamını Kaybetti
- İnşaat İşçileri: Kaza Değil Cinayet!
- “Güneşi Görmek İçin Karanlığı Kazıyoruz”
- Kâr Çok, Önlem Yok: İş Cinayetleri Devam Ediyor!
- Kader Ne, Şehit Ne? Yoksa Cinayet mi?
- Amasra Katliamı Bilirkişi Raporunun Gösterdikleri
- Davutpaşa Katliamı Davası: Ailelerin Adalet Arayışı Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olsaydı Amasra Katliamı Yaşanır mıydı?
- Facianın Geleceği Biliniyordu Ama Umursamadılar!
- Ermenek’in Acısı da Katliamı Yaratan Düzen de Sürüyor!
- Kozlu Maden Katliamı Davası 9 Yıl Sonra Yeniden Görüldü
- Ateş Sadece Düştüğü Yeri Değil Ormanı Yakar!
- DİSK: Bartın Katliamının Hesabı Sorulmalıdır!
- Bir Kepazelik Üzerine
- DİSK: “Bartın İçin Meydanlardayız”
- İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri Amasra’daki Madenci Katliamını Protesto Etti
Son Eklenenler
- Tıpkı depremden önce olduğu gibi depremden sonra da devlet yetkilileri sorumluluklarından kaçmaya devam ediyorlar. Hatta umursamazlıkta adeta birbirleriyle yarış halindeler! İlk imdada koşanın devlet olmasını bekleyen depremzedeler hayal kırıklığına...
- Depremzede emekçiler bu kış günlerinde sıcak bir yuvadan yoksunlar. Çoğunun giyecek doğru düzgün bir kıyafeti ya da belki sarılacak bir battaniyesi yok. Çocukların ayaklarında ayakkabıları yok. Kimisi sıcak bir çorbadan yoksun. Deprem bölgesinde...
- DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından Cengiz Holding binası önünde direnişçi işçilerle birlikte kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Satera Elektrik işçilerine direnişteki Mata işçileri ile MKS işçileri de destek verdi. Eyleme DİSK’...
- İran’da kız çocuklarının eğitim gördüğü okullarda 30 Kasım 2022 tarihinden beri zehirlenme vakaları görülüyor. İlk olarak Şiilerin kutsal saydığı Kum kentinde bulunan Kum Kız Sanat Okulunda görülen zehirlenme vakası, kısa sürede diğer okullarda da...
- Depremin üzerinden haftalar geçti ama ihmaller, keyfi tutumlar, umursamazlık, akıl almaz söylemler depremin sonuçlarını felakete çevirdi. Erdoğan depremin üçüncü gününde deprem bölgesine korumalarının da içinde bulunduğu upuzun bir konvoyla gitti. O...
- Belediye-İş üyesi Avcılar Belediye işçileri İstanbul Avcılar Havuz meydanında basın açıklaması gerçekleştirdiler. Eyleme Belediye-İş Sendikasından şube yöneticileri ve temsilciler, demokratik kitle örgütleri, emekten yana partiler ve UİD-DER katıldı.
- Fransa’da Macron hükümetinin emeklilik hakkına yönelik saldırısı işçi sınıfını bir kez daha ayağa kaldırdı. Hükümet emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarmak istedi ancak işçi sınıfı bu saldırıya grevlerle, milyonları bulan protesto gösterileriyle...
- Emek ve Özgürlük İttifakı, Ankara’da düzenlediği basın toplantısıyla 14 Mayısta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair kararını açıkladı. “Ülkede demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, toplumsal adaletin gerçekleşmesi için yoksulluğa,...
- Türkiye, tarihinin en büyük depremini yaşadı ve iktidar yine sınıfta kaldı. Yıkılan 11 şehre ve enkaz altında kalan insanlara günlerce yardım elini uzatmadı devlet. Ama sürekli televizyonlarda “müdahale ettik, herkese ulaştık” diye reklam yaptılar....
- Yer bilimciler 6 Şubat’ta yaşanan Maraş merkezli deprem öncesinde açıklamalar yapıyor, uyarıyor ve gerekli önlemlerin alınması için çağrıda bulunuyorlardı. Bu çağrılara kulak tıkayan ve tek bir önlem almayan iktidar, depremin sonuçlarının felakete...
- 15 Martta İngiltere’de 700 bine yakın işçi greve çıktı. İngiltere bir kez daha işçi sınıfının gücüne tanıklık etti. Hükümetin “Bahar Dönemi” bütçesini açıkladığı güne denk getirilen grev, işçi sınıfının sermaye sınıfına ve hükümete karşı kararlı...
- Marmara fayı yakınındaki bölgelerde riskli evlerde milyonlarca insan oturuyor. Bu insanların çok büyük bir kısmının güvenilir bölgelere taşınacak ne paraları ne de imkânları var. Milyonlarca emekçinin hayatı risk altında... Bu insanlar kendi...
- Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube, 19 Martta 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Classes Butik Otel’de yapılan kurulda söz alan Şube Başkanı Özcan Atmaca, Mata işçilerinin direnişini selamlayarak konuşmasına başladı. “Mata bizim...