Ankara’da “Güvenceli İş, İnsanca Yaşam İçin Alanlardayız” Mitingi

Güvencesiz-esnek çalıştırmaya, taşeronlaştırmaya, sendikasızlaştırmaya karşı mücadele eden sağlık, metal, deri, belediye, eğitim, ulaşım işçileri, taleplerini haykırmak için Ankara’daydılar. 3 Nisan sabahı toplanmaya başlayan işçiler 11:30’da Dikimevi’nden Kolej Meydanı’na doğru yürüyüşe geçtiler. İşçiler, taşeronlaştırmaya, esnek çalıştırılmaya, 4B/4C statüsüne karşı çıkılması, herkese kadrolu iş, güvenli gelecek talebinin yükseltilmesi için örgütlü mücadele verilmesi gerektiğinin altını çizdiler.

Mitinge Dev Sağlık-İş, Birleşik Metal-İş, Deri-İş, Tümtis, Belediye-İş, SES, Hava-İş, Sine-Sen, Enerji-Sen, Sosyal-İş, Limter-İş ve çeşitli demokratik kitle örgütleri katıldı. Ağırlıklı olarak İstanbul, Konya ve İzmir’den gelen 3 bini aşkın işçi, yürüyüş esnasında “Yaşasın Sınıf Dayanışması!”, “Güvencesiz Çalışmak İstemiyoruz!”, “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!” sloganlarını coşkulu bir şekilde attı.

UİD-DER’li işçiler olarak miting alanına erkenden gidip işçi kardeşlerimizle sohbetler ettik. Yürüyüş başlamadan önce 2009 yılında sendikalaşma mücadelesi verdikleri için işten atılan Hava-İş üyesi Sabiha Gökçen işçileriyle konuştuk. Sendikalaşma sürecinde yaşadıkları sıkıntılardan bahseden işçiler, patronlar tarafından çeşitli ayak oyunlarıyla dayanışmalarının dağıtılmak istendiğini, tehdit edildiklerini ve sonuç olarak mücadelelerinin adliye koridorlarına taşındığından dolayı sıkıntılar yaşadıklarını anlattılar. Ardından Deri-İş üyesi işçilerle sohbet ettik. Desa işçileri çalışma koşullarının değişmesi için verdikleri mücadelenin deneyimlerini paylaştılar. Son dönemde haksızlıklara karşı seslerini çıkardıkları, sendikalı oldukları için işten atılan Kampana Deri işçileri de mitingde yerlerini aldılar. Kampana Deri işçileri de sendikaya üye oldukları için işten atılmışlardı. Bir işçi kardeşimiz şöyle diyordu: “Bizler sendikaya üye olduk çünkü çalışma koşullarımız çok ağırdı. Taşeronda çalışıyorduk ve hiçbir sosyal hakkımız yoktu. Sabunumuzu, çayımızı, şekerimizi kendimiz alıyorduk. Çay saatimiz yoktu. Servisi olmayan güzergâhlardan gelen arkadaşlar yol paralarını kendileri karşılıyorlardı. Aslında her şeyden önemlisi ana işi yapıyorduk, fakat taşerona bağlıydık. Şimdi direnişimizi güçlendirmeye çalışıyoruz ve sınıf kardeşlerimiz bizleri yalnız bırakmıyorlar.”

Miting alanında toplanan kitleye hitaben Dev Sağlık İş genel başkanı Arzu Çerkezoğlu, taşeronlaştırmanın işçiler için dayanılmaz çalışma koşullarına neden olduğunu, ücretlerin düşürüldüğünü, denkleştirme saldırılarının yaygınlaştırıldığının altını çizdi. SES yönetim kurulu başkanı Bedriye Yorgun ise, AKP hükümetinin işçilere reva gördüğü yaşam koşullarının kabullenilmemesi gerektiğini, sağlık sektöründe taşeronlaştırmanın ölüm demek olduğunu, bu saldırılara karşı birleşik örgütlü mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti. Konuşma esnasında işçiler dayatılan çalışma koşullarını sloganlarla protesto ettiler.

Miting alanında UİD-DER’in İşçi Dayanışması bültenini de sınıf kardeşlerimize ulaştırdık. Bültenimizi İstanbul ve İzmir’de takip ettiklerini söyleyen işçilerle tanıştık. Kürsüden yapılan konuşmalar sonrasında müzik eşliğinde çekilen halaylarla ve atılan sloganlarla miting sona erdi.