Buradasınız
Asıl Yapmamız Gerekeni Erteledikçe…

2015 yılının ilk aylarında Batman, Kayseri, Sivas, Bilecik, Gaziantep gibi kentlerde işçiler hem patronlara hem de sendikalara çökmüş bürokrat sendikacılara karşı ayağa kalkmıştı. Anadolu kentlerinde yükselen işçi mücadeleleri üzerine İşçi Dayanışması’nda şunları yazmıştık: “İşçiler birlik olarak ve mücadeleye girişerek sınıf olduklarını öğreniyor. Fabrikalarını nereye taşırlarsa taşısınlar, nihayetinde tüm patronlar işçi mücadelesiyle yüzleşecektir. Anadolu kentlerinde işçilerin hak arama bilincinin gelişmesi, patronlara kaçacak yer bırakmayacak. Bu mücadeleler büyük şehirlerdeki işçi mücadelelerine de dinamizm kazandıracaktır.” Bu satırlar yazıldıktan bir ay sonra, Bursa’da ilk kıvılcımı çakılan, ardından pek çok kente yayılan “metal fırtına” süreci başlamıştı. “Metal fırtına”, 12 Eylül 1980 faşist askeri darbe sonrasında gelişen en büyük işçi eylemi olarak tarihe geçti. Hiçbir ön hazırlık olmadan, kendiliğinden başlayan fiili grevler ve işyeri işgalleri günlerce sürmüş, on binlerce işçiyi kapsamış ve yüz binlerce işçiyi etkilemişti.
Ne var ki işçilerin mücadelesi pek çok faktörden dolayı bir süre sonra kırıldı ve devamı gelmedi. Bu faktörlerden biri, AKP iktidarının aynı yıl yapılan 7 Haziran genel seçim sonuçlarını tanımayarak ülkeyi siyasi kriz ve kaosa sürüklemesi oldu. Kaos ortamında, örgütsüz ve sınıf deneyiminden uzak işçiler, sermayenin ve AKP’nin ideolojik basıncı altında kalarak geri çekildiler. Ancak “metal fırtına”nın birinci yıldönümünde yaptığımız değerlendirmede şu gerçeğin altını çizmiştik: “Sermaye sınıfı ve onun iktidarı ne yaparsa yapsın işçilerin kapitalist sömürüye, hak gasplarına ve baskı ve yasaklara karşı mücadelesinin gelişmesini engelleyemez. «Metal fırtına» da gösterdi ki, işçilerin biriken öfkesi hiç beklenmedik anda kendisini dışa vurmakta ve işçiler sermayenin karşısına dikilmektedirler.”
2015 sonrasını kısaca hatırlayalım. 2016’da 15 Temmuz süreciyle OHAL ilan edilmiş, baskıcı, tek adama dayalı totaliter bir rejimin inşası hızlanmıştı. Medyanın neredeyse tamamı zapturapt altına alındı, en küçük bir muhalif sese tahammül edemeyen rejim baskı ve zor aygıtlarını devreye soktu. Kutuplaştırma politikalarıyla, yalanlarla, hamasi nutuklarla, din sömürüsüyle emekçileri birbirine düşmanlaştırmaya çalıştı.
Ancak bütün bu saldırılar yaşanırken toplumda derinden derine değişim süreci devam etmekteydi. 2008 kriziyle artan işsizlik ve yoksullaşma dalgası, 2018’de hız kazanarak bir mengene gibi emekçilerin boğazını sıkmaya başladı. Ne var ki büyüyen sadece yoksullaşma değildi. Kentleşme ve işçileşme de artıyordu. Düşünün ki bugün nüfusun yüzde 93’ü kentlerde yaşıyor. Kadınların iş gücüne katılma oranında, eğitimli ama işsiz genç nüfusta önemli bir artış var. Kadınlar toplumsal yaşamda geçmişle kıyaslanamayacak ölçüde öne çıkıyor. Kentleşme ve modern ilişkiler toplumu derinden derine dönüştürüyor.
Uluslararası alandaki yalnızlaşmadan ve ekonomik krizden dolayı sıkışan tek adam rejimi, 2020’de ortaya çıkan Covid-19’u işçi sınıfının haklarına saldırmanın, baskı ve yasakları arttırmasının bahanesi olarak kullandı. Fakat toplumun giderek nefessiz kalması, salgın sürecinde yoksulluğun daha fazla hissedilmesi, bu arada ise siyasi iktidarın devlet kaynaklarını sermayeye aktarması, doğa talanına hız vermesi emekçilerin tepkisini arttırdı. Böylece 2020 yılı kısmen yaratılan salgın korkusuyla geçse de bir noktada bu korku kırıldı ve işten atmalara, ücretsiz izinlere, hak gasplarına, doğanın talanına karşı mücadeleler yaşandı.
Geride bıraktığımız 2021 yılı ise sermayenin ve siyasi iktidarın saldırılarına karşı emekçilerin öfkesinin ve mücadelesinin adım adım büyüdüğü bir yıl oldu. Kimisi halen devam eden grev ve direnişler yılın ilk ayından itibaren artarak yayıldı. Özellikle sendikalaşma talebinin artmasıyla, patronların işten atma saldırılarına karşı direnişler yoğunluk kazandı. İstanbul, Kocaeli başta olmak üzere Karaman, Uşak, Antep, Manisa, Kayseri, Urfa, Çorum, Adıyaman, Tekirdağ, Bursa, Konya, Ankara, Mersin, Adana’da metalden tekstile, gıdadan madene pek çok sektörde işçiler sendikal hakları için, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için grev ve direnişler gerçekleştirdiler. Karadeniz’de çay üreticileri “servetiniz bizden çaldıklarınızdır” diyerek iktidarı protesto ettiler. Muğla’dan Rize ve Denizli’ye ülkenin dört bir yanında siyasi iktidar ve yandaş sermaye işbirliğiyle gerçekleştirilen doğa talanına karşı köylüler mücadeleyi yükselttiler. Sadece doğanın rant uğruna talan edilmesi değil, Temmuz ve Ağustos aylarında günlerce devam eden orman yangınlarına karşı iktidarın takındığı umursamaz tutum, Karadeniz’de yaşanan ve rant politikaları nedeniyle felakete dönüşen seller de öfkeyi büyüttü.
Hayat pahalılığı ve yoksulluk siyasi iktidarın ekonomi politikaları nedeniyle daha da derinleşince sağlık emekçileri, kamu emekçileri, DİSK’li işçiler “geçinemiyoruz” diyerek eylemler yaptılar, taleplerini haykırdılar. Üniversiteli gençler pek çok ilde “barınamıyoruz” protestoları gerçekleştirdiler. 8 Mart’ta ülkenin dört bir yanında emekçi kadınlar sokaklara çıktılar. Bugün MESS’in yüzde 12 zam teklifine karşı pek çok şehirde metal işçileri eylemler yapıyorlar.
Köylüsünden işçisine, esnafından emeklisine tüm emekçiler aynı yakıcı sorunları yaşıyorlar. Geçinemiyoruz çığlıklarına, sokak röportajlarına yansıyan öfkeye köylülerin doğa talanına karşı mücadeleleri, gençlerin yer yer patlayan öfkesi, her geçen gün sayısı artan grev ve direnişler eşlik ediyor. Böylesi bir süreçte rejimin ve sermayenin saldırılarına karşı emek cephesini büyütmek ve güçlendirmek büyük bir önem taşıyor. İşçi Dayanışması’nın son sayısında (164) vurguladığımız gibi “Emek cephesi güçlü olamadığı için Türkiye işçi sınıfı son 40 yıldır neredeyse tüm ekonomik, demokratik ve sosyal kazanımlarını kaybetti.” Emek cephesi güçlü olamadığı için 2015’te ortaya çıkan işçi mücadelesi boy verip kök salmadan geri çekildi. Eğer emekçiler bugün sermaye palazlanırken yoksulluk çukuru genişliyorsa, işsizlik ve gelecek kaygısı milyonları kuşatıyorsa bunun nedeni işçi sınıfının örgütsüz olmasıdır. O halde yapmamız gereken bu durumu tersine çevirmektir!
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- İyi İnsanların İsyanı…
- Başka Bir Sağlık Sistemi Ortak Mücadeleyle Mümkün!
- Ya Sağlığımız Gidecek Ya Cebimizde Yangın Çıkacak
- Mesele Doktorlar Değil Sağlık Sistemi
- 8 Mart’ta Türkiye’nin Dört Bir Yanında Kadınlar Alanlara Çıktı!
- Edip Akbayram’ın Ardından: “Güzel Günleri İnadına Göreceğiz”
- Sunel Tütün İşçileri Grev Yerinde
- Acılarda Değil, Yaşamak İçin Birleşelim!
- Ekmek Hiç Bu Kadar Pahalı Olmamıştı
- Aile Hekimini Öldüren Nedir?
- Ekranlar Başka, Gerçekler Başka Söylüyor
- Sınıfımıza Güvenelim, Güvenli-Sağlıklı Bir Gelecek Yaratalım!
- Hayat Pahalı, Ölüm Ucuz
- BİRTEK-SEN Genel Başkanının Tutuklanması Protesto Edildi
- Digel Tekstil İşçileri: Sendikalı Çalışmak İstiyoruz!
- Birinci Yılında İliç: Adalet Toprak Altında!
- Antep: İşçiye Yine Baskı ve Yasak!
- “Bu İşe Siyaset Karıştırmayın” Diyenlerin Siyaseti
- 24 Ocak Kararlarından Orta Vadeli Programa Saldırılar Sürüyor
- Kartalkaya Yangını: Denetimsizlik ve Kâr Hırsı Yine Can Aldı
Son Eklenenler
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...
- Geçtiğimiz günlerde, sigorta girişleri 1 Ekim 2008’den sonra olanların, emekli olduktan sonra çalıştıkları takdirde emekli maaşlarının kesileceği gündeme geldi. Üç kuruşluk emekli maaşıyla değil geçinmek, zorunlu gıda harcamasını bile karşılamak...
- Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği...
- Kapitalizm altında sağlık sistemi bolca kâr elde edilen büyük bir rant kapısı haline getirildi. Sağlık sektörü patronları için durum böyleyken sağlık çalışanları açısından tablo uzun çalışma saatleri, can güvenliğinin olmadığı iş ortamı, ağır...
- Ben Tahran Üniversitesinde öğrenciyim. Üniversiteye bağlı bir yurtta kalıyorum. Örgütlü bir şekilde hareket etmediğimiz için her gün yeni bir felaket haberiyle uyanıyoruz. Geçtiğimiz ay 14 Şubat akşamı bir arkadaşımızı kaybettik. Hem yurt hem de...
- Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramında Türkiye genelinde iş bıraktı, hastaneler ve İl Sağlık Müdürlükleri önlerinde, kent meydanlarında basın açıklamaları yaptı.
- Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama kentlerinde 6 Martta başlayan Alevilere yönelik saldırılarda yüzlerce kadın, erkek, çocuk katledildi. “Eski rejim kalıntılarının temizlenmesi” bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılarda cihatçı çeteler evlere...
- İstanbul Şişli Belediyesi’nde DİSK/Genel-İş Sendikasına üye işçiler, ücretleri zamanında ödenmediği ve eksik ödendiği için 12 Martta belediye önünde eylem yaptı. İstanbul Tuzla’da bulunan Kuzey Star Tersanesi’nde taşeron şirkette çalışan DİSK/Limter...
- Almanya genelinde Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di’nin çağrısıyla 10 Martta ülke genelindeki havalimanlarında 24 saatlik bir uyarı grevi gerçekleştirildi. Grev nedeniyle Frankfurt, Münih, Berlin ve Hamburg gibi en büyük ve en işlek havalimanlarında...
- Kış neredeyse geçiyor ve şu sıralar çevremdeki herkesten “hastalandım, bir türlü geçmiyor, öksürük devam ediyor” gibi şeyler duyuyorum. Ben de bu hastalığı yakın zamanda atlattım. Sonra kafama şu takıldı: Neden hastalıklar bu kadar uzun sürüyor? Bu...
- Hepimizin bildiği gibi sağlığa erişim bizim için neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Sağlıklı kalmak, yoksullar için Fizan kadar, hatta uzay kadar uzak bir mesele haline geldi. Tıp teknolojisi hızla ilerliyor, ancak sömürü düzeni biz işçileri...
- Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Tezcan Galvaniz’de toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 11 Martta grev başladı. İzmir Narlıdere Belediyesi taşeron şirketi olan NAR-BEL’de...
- İşçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyini yükseltmek için çalışan UİD-DER, bu amaçla işçi sınıfının saflarında mücadele eden sanatçıları ve eserlerini işçilere tanıtmaya devam ediyor. UİD-DER Web TV, bu kapsamda filmleriyle işçi sınıfını anlatan...