Buradasınız
“Babam Düşüp Ölecek Korkusu İçindeyim”
İzmir’den emekli bir işçi

Tren yolculuğunun ta çocukluğumdan beri apayrı bir yeri var benim için. Onlarca teker birbirlerini takip eder. Birbirine bağlı irili ufaklı sayısız çark bir ritim içinde birbirini hareket ettirir. Tek bir insanın bütün organlarının bir bütünü oluşturması gibi, milyonlarca işçinin bir bütünün parçaları olarak aynı anda aynı hareketlerle üretmesi gibi. Raylar üzerinde birbirine bağlı vagonlar ve yüzlerce teker kol kola girmiş işçiler gibidir. Vagonların önünde de makine dairesi vardır. İşte bu makine dairesi de öncü işçiler gibidir. Treni ileri doğru çeker, ona yön verir.
İşte yine bir tren yolculuğum sırasında 23 yaşında bir tıp öğrencisiyle tanıştım. Gözleri koyu çimen yeşili, saçları doğal kızıl. Ten rengi beyaz, yüz ve çene yapısı ince. Parmakları ince, uzun ve bir işçinin elleri gibi soğuktan, ayazdan yıpranmış. Yaşından çok küçük gösteriyor. Elleri ise yaşından iki kat büyük birinin elleri gibi. Koyu çimen yeşili gözleri, ilk bakışta bambaşka bir güzellik hissi verir. Ama dikkatli bakıldığında yaşından çok büyük birinin yaşanmışlıkları fark edilir. Kızımızı bu kadar tanıttıktan sonra sözü kendisine bırakalım:
“23 yaşındayım. Tıp öğrencisiyim. Üçüncü sınıftayım. Hem okuyorum hem de çalışıyorum. Ailemin ilk çocuğuyum. İki kardeşim var. Biri lise sonda, diğeri lise birde okuyor. Annem ve iki kardeşim ilçemize yakın köyümüzdeler. Babam 48 yaşında ve inşaatta kalıp işçisi. Çalıştığı şirket nerede iş alıyorsa orada çalışıyor. Çocukluğumdan beri babamın evde sürekli kaldığı hiç olmadı. Evde uzun kaldığı zamanlarda kolu, ayağı alçıda ve yatakta olduğunu hatırlıyorum. Anneme ‘babam nerede?’ diye sorduğumda, ‘gurbette’ derdi. Yurtdışında da çalışmaya gittiği çok oldu. Annem artık yurtdışına çalışmaya gitmesini istemiyor. Ama sonuçta yine evden uzakta yani gurbette çalışıyor. Hep babam inşaattan düşüp ölecek korkusu içindeyim. Babam geçen yıl da inşaattan düşmüştü. Bacağı kırılmıştı. Ameliyat oldu. Bacağına platin takıldı. İyileşir iyileşmez yine gurbette çalışmaya gitti. Şimdi de İzmir’de evinden uzakta gurbetçi olarak inşaatta çalışıyor. EYT’li olduğundan emekli olması için 55 yaşına kadar mecbur çalışacak. Tıp öğrencisiyim. Cerrahi veya çocuk doktorluğu bölümünü seçmeyi düşünüyorum. Cerrah olmayı düşünmemde babamın sürekli iş kazası geçirip bir yerlerinin kırılmasının etkisi var. Çocuk doktorluğunu ise annemden kaynaklı düşünüyorum. Annem hep yanımızdaydı ama yaşadığı zorlukları hep içine attı. Üzülmemem için hep gizli saklı ağladığını anlıyordum. Çocukluğumdan babamla ilgili doğru dürüst hiçbir anım yok. Babam ancak eve bakabiliyor. Okuldan arta kalan zamanlarda çalışıyorum. Part-time çalıştığım için aldığım para çok az. Bazı günler nerdeyse 8-9 saat çalışıyorum. Ama ücret çok az dediğimde ‘sen bilirsin, daha fazla veremeyiz’ diyorlar. Ayrıca burs aldığım için idare ediyorum. Sendikaları biliyordum. Ama UİD-DER’i bilmiyordum. Takip edeceğim. Hep umutlu olmak için mücadele etmeliyiz diyorsunuz. Ben de umutlu olmak istiyorum. Gençlerin çoğu yurtdışına gitmek istiyor. Ben yurtdışına gitmeyi düşünmüyorum. Ama düşünsem bile hangi parayla gideceğim ki? Benim babam inşaat işçisi. Aylarca evine bile gelemiyor. Babamı arayıp ulaşamadığımda yine inşaattan mı düştü diye nefesim kesiliyor. Beni sabırla dinlediğiniz ve umut veren düşünceleriniz için de çok teşekkür ediyorum.”
İş cinayetleri her gün aralıksız devam ediyor. İnşaatlardan madenlere, tarlalardan fabrikalara her gün katlediliyor işçiler. Patronlar gerekli önlemleri almayı gereksiz maliyet olarak görüyorlar. Yüksek binaların tepelerinde çalışan inşaat işçileri baret, emniyet kemeri olmadığı için yere çakılıp yaşamdan kopartılıyorlar. Daha fazlası ise sakat kalıyor işçilerin. Yerin dibinde çalışan madenciler göçüklerde nefessiz kalarak, patlamalarda yanarak gün yüzüne hasret iş cinayetlerine kurban ediliyorlar. Erkek, kadın, genç, yaşlı ve onlarca çocuk işçi aynı durumda... Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu ateş her gün başka evlere, ocaklara düşüyor. İşçilerin çocuklarının, eşlerinin, annelerinin, babalarının yaşamları kara haber korkusuyla kâbusa dönüyor. Hiçbir işçi ve ailesi yoksulluktan, iş cinayetlerinden, meslek hastalıklarından kendini tek başına koruyamaz. İşçilerin tek çıkar yolu örgütlü mücadelede birleşmektir.
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
- Amasra’nın Anlattığı: Her Şeyin Başı Örgütlülük!
- Çalışma Bakanı 10 Yıldır Yürürlükte Olan Yasanın Faydasız Olduğunu Yeni Fark Etmiş!
- İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 10. Yılı
- Kaza “Geliyorum” Demişti, Duydunuz mu?
- İSİG Meclisi İşçi Sağlığı Forumu Düzenledi
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
Son Eklenenler
- Urfa Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Özak Tekstil’de işçiler, fabrikada 6 yıldır örgütlü olan Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikasından istifa edip BİRTEK-SEN’e üye oldular. Bunun üzerine fabrika yönetimi BİRTEK-SEN’den istifa etmeleri...
- DİSK, asgari ücrete ilişkin taleplerini ve mücadele programını 1 Aralıkta gerçekleştirdiği basın toplantısıyla duyurdu. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Yönetim Kurulunun katıldığı toplantıda DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) asgari...
- Temmuz 2023 itibariyle en düşük emekli maaşının 7500 lirada kalmasıyla emekli maaşları açlık sınırının çok altına indi. 2021 Tüm Emekliler Sendikası üyesi emekliler, bu şartlarda geçinemediklerini, kiralarını, faturalarını ödeyemez hale geldiklerini...
- Fil kendini ormanın en güçlü hayvanı ilan etmiş ve yönetimi eline almış. Herkesin iyiliğini düşündüğünü ileri sürerek ormandaki bütün düzeni yeniden kurmuş. Gerçekte ise sadece kendi çıkarlarını gözeterek, ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzen kurmuş...
- İsrail yıllarca yürüttüğü yayılmacı politika ile Filistin topraklarının yüzde 85’ini işgal etmiş durumda. 7 Ekim’den bu yana yaşanan savaşta ise 15 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Filistin sendikaları, tüm dünya işçilerine, 1978’de...
- Aynı işyerinde çalıştığımız Hüseyin diye bir arkadaşım var. Sık sık konuşur, sohbet ederiz. Bu aralar çok dertli. Nedenini sordum. “Valla ne yapıyorum ediyorum, mutlu olamıyorum” dedi. Hüseyin’e dünyada mutluluk sıralamasında Uganda ile kafa kafaya...
- Analarımızın hakkını ödeyemeyeceğimizi düşünürüz. Ana çocuğunu doğuran, koruyan, büyüten, konuşmayı öğreten, şefkatini veren, ona emek verendir. Peki, tek bir çocuğun değil tüm dünya işçilerinin anası haline gelen Jones Ana kimdir?
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiyim. Geçenlerde resmi bir tatil gününde çalıştığım fabrika fazla mesai yapma kararı aldı. İlk olarak sorumlu, herkesi toplayıp fazla çalışma ihtimalinin olduğunu söyledi. Daha sonra da tek tek işçilere sorulmadan...
- Dost kim?/ Düşman kim?/ Aynı gemideyiz dediler,/ Ama aynı sofrada değiliz./ Biz bir aileyiz dediler,/ Ama aynı şartlarda değiliz./ Zengin sofraları, şatafatlı sarayları…/ Söyledikleri yalanlara kanma!/
- İsrail’in 7 Ekimden bu yana Gazze’de sürdürdüğü kesintisiz saldırılarda çoğu çocuk ve kadın, 14 bin 500’den fazla insan katledildi. Evler, okullar, hastaneler, yaşam alanları yok edildi. Bu vahşete sessiz kalmayan farklı ülkelerden işçi ve emekçiler...
- Amazon işçileri, teknoloji devi şirketin 30 yıllık tarihinde en büyük greve imza attılar. Doğu Avrupa ülkesi Çekya’da sağlık, sosyal hizmet, eğitim, otomotiv, metal, gıda, enerji, ulaşım ve daha birçok sektörden yaklaşık 1 milyon işçi 27 Kasımda...
- Sendikalı oldukları için hakları ödenmeden işten atılan Agrobay işçileri İzmir Bergama Kent Meydanında çatıya çıkarak bir kez daha seslerini duyurdular. Urfa’da Özak Tekstilde bir kadın işçi Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’e üye olduğu için...
- Pahalılık ve zamlar nedeniyle adeta insan olduğumuzu unuttuk. Eğlenmek, dışarı çıkmak, eş dostla vakit geçirmek, bir yerlere gidip yeni insanlarla tanışmak gibi sosyal aktiviteler lüks oldu. Temel ihtiyaçlarımıza bile yetişemez durumdayız....