Buradasınız
Bangladeş’te Bu Defa Gıda İşçileri Yandı!

Dünya işçi sınıfı zalim kapitalist düzenin cehenneminde acı çekiyor. Bangladeşli işçi kardeşlerimiz tıpkı diğer sınıf kardeşleri gibi işçi katliamlarına kurban gitmeye, göçük altında kalmaya, yanmaya devam ediyor, Bangladeş’in başkenti Dakka yakınlarındaki Rupganj sanayi bölgesinde bulunan bir gıda fabrikasında 8 Temmuzda yangın çıktı. Yangın 24 saat boyunca kontrol altına alınmadı. Yangın esnasında ilk anda 30’dan fazla işçi camlardan atlayarak kaçmaya çalıştı. İlk günün sonunda 49 işçinin cansız bedenine ulaşıldı. Fakat henüz çok sayıda işçinin içeride olduğu biliniyor ve ölü sayısının artacağı tahmin ediliyor.
Bangladeş’te fabrikaların, atölyelerin yanması ve çökmesi sonucu her yıl yüzlerce işçi feci şekilde hayatını kaybediyor. Bangladeşli sermayedarlar işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini almadan işçileri yok pahasına çalıştırıyor. Hükümet gerekli denetimleri yapmayarak, işçi ücretlerini düşük tutarak uluslararası firmaların ülkeye yatırım yapmasının önünü açıyor. Tekstil sektörünün ihracat rekorları kırdığı ülkede işçilerin payına yangınlarda, yıkıntılarda hayatını kaybetmek düşüyor. Bangladeş’te 2010’da kaçak bir kimyasal madde deposunda yangın çıkmış 123 kişi ölmüştü. 2012’de bir tekstil fabrikasında çıkan yangında 117 işçi ölmüştü. Hemen ertesi yıl tüm uyarılara rağmen boşaltılmayan Rana Plaza’nın çökmesi sonucu[1] 1113 işçi hayatını kaybetmişti. Bu yangından sonra sendikalar işçilerin tazminatlarının hükümet ve çok uluslu şirketlerce ödenmesi için bir dizi mücadele yürütmüş, seslerini duyurmak için çırpınmıştı. Beton, demir ve çimento tozuna bulanmış paramparça kadın erkek, çoluk çocuk işçi bedenlerinin görüntüleri Bangladeşli işçilerin acısını tüm dünyaya yaymıştı. Ama ne yangınlar ne çöken binalar ne de kitlesel işçi ölümleri son bulmuştu. Bu son yangın felaketi de Bangladeşli patronlar için adeta sıradan bir vaka.
Kıyasıya bir rekabet içinde olan kapitalistlerin kâr uğruna her türlü iş güvenliği ve sağlığı önlemini göz ardı etmesi, örgütsüz ve dağınık durumda olan işçilerin çalışma koşullarının ilkelliği can almaya devam ediyor. Kapitalist sömürünün hüküm sürdüğü dünyamızın dört bir bucağında işçiler olarak örgütlenmekten ve iş güvenliği önlemleri başta olmak üzere her türlü hakkımız için mücadele etmekten başka bir şansımız, güvencemiz yok.
- İngiltere: Grevler Yayılıyor, Mücadele Sertleşiyor!
- Rajapaksa Hanedanlığı Yıkıldı Ama Daha Fazlası Gerek!
- İngiltere’de Grev Dalgası ve Canlanan Sınıf Mücadelesi
- Almanya’da Liman İşçilerinin Mücadelesi Büyüyor
- Macaristan’da Emekçiler Vergi Artışına Karşı Meydanlarda!
- Protesto Zincirinin Yeni Halkası: Panama
- Arjantin’de IMF’ye ve Hükümete Tepkiler Artıyor
- Avrupa’da Hayat Pahalılığına Karşı Grevler Artıyor
- Sri Lanka’da Emekçilerin İsyanı Düzeni Sarsıyor
- Güney Koreli İşçiler: “Daha Yüksek Ücret, Daha İyi Yaşam Koşulları!”
- ABD’de Kürtaj Yasağına Karşı Tepkiler Sürüyor
- Hayat Pahalılığına Karşı Emekçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Avustralya’da On Binlerce İşçi İş Bıraktı
- İngiltere Demiryolu Grevinin Ardından: Dayanışma ve Mücadele Büyüyor!
- İspanya Kenti Melilla’da Göçmen Kıyımı
- Şili’de Bakır Madeni İşçileri Greve Gitti
- İşçiler Hayat Pahalılığına Karşı Ayakta!
- İngiltere’de İşçiler Haykırdı: Daha İyisini İstiyoruz, Artık Yeter!
- Almanya’da Liman İşçilerinden Uyarı Grevi
- Fumiaki Hoşino Ölümünün 3. Yıldönümünde Anıldı
Son Eklenenler
- Onlar komşumuz, iş arkadaşımız. Aynı mahallede, aynı sokakta yaşıyoruz; aynı işyerlerinde çalışıyoruz. Ama kim olduklarının, adlarının, geçmişlerinin bir önemi yok. Onlar mülteci, onlar göçmen… Türkiye’de Suriyeliler, Afganlar”, Amerika’da “...
- Son dönemde dünya genelinde internet ve sosyal medyada yoğun rağbet gören bir teori var, karınca teorisi. Bu teorinin ne kadar bilimsel olduğu tartışmalıdır ama anlatı siyasal ve toplumsal alanla kesiştiği için ilgi görmektedir. Anlatı şöyle: “Gidin...
- En yakın akrabalardan işyerlerimizdeki işçi arkadaşlarımıza dek çevremizdeki insanların sözlerine kulak verdiğimizde, deryada yaşayıp deryadan bihaber olduklarını anlarız. Sıcağı sıcağına canlarını yakan ekmek fiyatının iki katına çıkmasını bile...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, işverenden ücretlerinin iyileştirilmesini talep etmiş fakat işveren bu talebi geri çevirerek...
- İstanbul Tuzla’da faaliyet gösteren ETF Tekstil fabrikasının patronu fabrikayı kapatacağını duyurup ilk etapta 30 işçiyi işten atmış işçilere ihbar tazminatını ödemeyeceğini, kıdem tazminatının ise yüzde 70’ini ödeyeceğini duyurmuştu. İşçiler işten...
- Türkiye’de neredeyse yüzde 200’e varan enflasyon ücretleri her geçen gün eritirken işçilerin tepkisi de giderek artıyor. Her gün bir fabrikada, şantiyede, lojistik deposunda işçilerin mücadelesi başlıyor.
- Çalıştığım işyerinde arkadaşım Erman abi, televizyon kanallarının popüler yarışması MasterChef’de yapılan bir yemeği çok beğenmiş, çay molasında ballandıra ballandıra anlatıyordu. 350 gram dana bonfile, dana füme, 300 gram kestane mantarı, tereyağı...
- “Bir zaman makinesi olsa ve mesela üç yüz yıl öncesine gidebilsek bugünün dünyasından çok farklı bir dünya ile karşılaşırdık.” Böyle başlıyordu İşçi Dayanışması’nın bir önceki sayısında Emekçi Kadın köşemiz. Gelin geçmişe yolculuğumuzu sürdürelim....
- Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım karınca kararınca. Bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.” Böyle diyordu işçi sınıfının yazarlarından...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler. Ancak Standart Profil yönetimi işçilerin bu...
- 1980’lerde İngiltere’de kadın bir başbakan iktidardaydı, adı da Margaret Thatcher’dı. Bu kadın başbakan emekten, işçiden, toplumdan yana ne varsa ona düşmandı. İngiltere’deki işçiler ona “süt hırsızı” derlerdi. Çünkü daha henüz Eğitim ve Bilim...
- Bir yere baktığımızda gördüklerimize bir daha dönüp bakarsanız mutlaka dikkatinizi çeken bir şey vardır. Ben de bir yere baktım ve dikkatimi bir manzara çekti. Bu manzaranın iki ayrı hikâyesi var. Burası benim ikamet ettiğim mahalledir. Kocaman olan...
- İnsanlık tarihi yüz binlerce yıl öncesine uzanıyor. Bu tarih içinde kısacık bir zaman dilimine yayılan ve birkaç yüzyıllık ömrü olan kapitalist sömürü düzeni, insanlık tarihinin en kanlı dönemini temsil ediyor. Yaşanan iki dünya savaşı, bugün içinde...