Buradasınız
Başka Bir Dünya Yok, Tek Seçenek Mücadele!
Gebze’den bir metal işçisi

Kapitalistler arası rekabet, sadece kâra dayalı, plansız ve aşırı üretim, doğal kaynakların tahrip edilmesi, bunun sonucu olan küresel ısınma, nükleer atıklar, savaşlar… Dünyamız her geçen gün bir yok oluşa doğru sürükleniyor. Felaket senaryoları bitmek bilmiyor. Gün geçmiyor ki kimi bilim insanları bu felaket senaryolarına yaptıkları araştırmalar, yayınladıkları makalelerle yeni fantastik çözümler sunmasınlar. Bu son çözümlerden birini de dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking ortaya attı. Hawking, iklim değişikliği, astroid çarpması, salgın hastalıklar ve aşırı nüfusun dünyada kalınması durumunda insanlığı yok edeceğini belirtiyor. 2117 yılına kadar dünyayı terk etmemiz gerektiğini söyleyen bilim insanı, buna gerekçe olarak nükleer savaş ihtimallerini, küresel ısınmayı ve genetik olarak tasarlanan virüsleri gösteriyor.
Bugün dünyada on bin ile on beş bin arasında nükleer silah olduğu söyleniyor. Bu bombaların 2500 tanesi aynı anda ateşlenirse kuzey Amerika kıtasını dünyadan silebilecek güçtedir. Bu bombaların 13 bin tanesi ise dünyayı tamamen galaksiden yok edebilecek seviyededir. Peki, dünyayı yok edebilecek kadar bomba neden üretilmiş ve daha da fazlasının daha da yıkıcılarının üretimi neden devam etmektedir? Bildiğimiz üzere atılan iki nükleer bomba var. Bu bombalarla 220 bin insan hayatını kaybetti. Etkileri hâlâ geçmiş değil. Bombaların atıldığı coğrafyalarda doğan çocuklarda genetik bozukluklar görülmekte hatta o topraklarda ot dahi bitmemektedir.
Küresel ısınmanın etkileri de dünyayı gün geçtikçe daha fazla etkiliyor. Sanayi toplumuna geçiş ile birlikte fosil yakıt tüketimi hızla artmıştır. 1750’li yıllar ile günümüz arasında atmosferdeki karbondioksit oranı %40 artmış görünüyor. Şu anda mevcut enerji ihtiyacının büyük bir bölümü petrol, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlardan elde ediliyor. Bu yakıtların yakılmasıyla birlikte sera gazı etkisi de artmaktadır. Bu gazlar uzay ile dünya arasındaki tampon bölge olan atmosferde güneş ışınlarını tutup atmosferin ve dünyanın ısısını arttırmaktadır. Isıda 2 derecelik bir artış daha olursa buzullar eriyip iklimleri hızlıca değiştirebilir. Isınma kutuplarda buz kaybını hızlandırır, bu da ısınmayı hızlandırır ve zincirleme reaksiyon halinde ilerler. İklim değişiklikleri, kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde artış, okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme, okyanusların asit oranlarında artış, buzulların erimesi… Bunların sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanı sıra insanlar yani kısacası tüm biyolojik çeşitlilik ciddi risk altına girer.
Yeni bir dünya aramak yerine dünyamızı yıkıma uğratan şeyi ortadan kaldırmalıyız. Çünkü dünya tüm insanlığın ortak yuvasıdır. Hawking’in dediği gibi bir kaçış yolu olsa bile bu yol sadece zenginlere açık olacaktır, işçiler, yoksul emekçiler için bir çözüm olmayacaktır. Günümüz dünyasında her şey para demek. Bugünün dünyası emeğin sömürülmesine dayalıdır. Emek hırsızları kaçacak bir dünya bulmak için çabalayadursunlar. Bizler emeğiyle dünyayı var edenlerse şunu görmeliyiz: Kapitalizm insanlığı bir yok oluşa doğru sürüklüyor. Bir yanda açlık, sefalet diğer yanda sınırsız zenginlik, bu hoyrat bir adaletsizliktir. Tüm dini imanı daha fazla kâr elde etmek olan kapitalistler gözlerini kırpmadan doğayı tahrip ediyorlar. Şunu bilmeliyiz ki kapitalist sistem tüm canlılar için tehdidin ta kendisidir. Bu tehdidi ortadan kaldırmaksa bizim elimizdedir. Örgütlenelim ve bu kahrolası düzeni yıkmak için birleşelim. Mücadeleyi ilmik ilmik, hep birlikte, yarınlarımız için örelim. Çünkü biz biliyoruz ki dünya yerinden oynar işçiler birlik olursa.
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...