Buradasınız
Bedelin, Bedeli Var!
Gebze’den bir petrokimya işçisi

BEDEL. Sözlüklerde “bir şeyin yerini tutabilen karşılık” anlamına geliyormuş. Biz işçilerin hayatında da fazlasıyla yeri olan bir kelimedir. Sıklıkla bedel veriyoruz, bedel ödüyoruz ya da bedel ödetiyorlar bize. O zaman bu sözün bizim açımızdan sözlükteki tanımından daha derin bir manası olması gerekir diye düşünmeden edemiyor insan. Öyle ya, bir şeylerin karşılığıysa ve biz de sürekli bu karşılığı ödüyorsak peki neden hiç geçmiyor yoksulluğumuz? Neden üç kuruşun peşinde ömür çürütüyoruz?
BEDEL. Sözlüklerde “bir şeyin yerini tutabilen karşılık” anlamına geliyormuş. Biz işçilerin hayatında da fazlasıyla yeri olan bir kelimedir. Sıklıkla bedel veriyoruz, bedel ödüyoruz ya da bedel ödetiyorlar bize. O zaman bu sözün bizim açımızdan sözlükteki tanımından daha derin bir manası olması gerekir diye düşünmeden edemiyor insan. Öyle ya, bir şeylerin karşılığıysa ve biz de sürekli bu karşılığı ödüyorsak peki neden hiç geçmiyor yoksulluğumuz? Neden üç kuruşun peşinde ömür çürütüyoruz?
Birisi kârına kâr katacak, sermayesini şişirecek diye yerin yüzlerce metre altındaki karanlık dehlizlere inip kömür çıkarıyoruz. Çoğumuz hastalanıyoruz, bedelini sağlığımızla ödüyoruz, kimimiz canıyla. Bazen de Somalı 301’imiz gibi topluca ödedik bedeli. Sonra çıktı beyzadenin biri; “benim kömürüm şöyle kalitelidir, böyle kalitelidir” dedi ve ekledi “fiyatı şudur”. “Yanlışın var beyzadem! Çoktan ödendi o kömürün bedeli, 301 işçinin canıyla” diyemedik.
İşçiler olarak dünyanın en büyük havalimanını yaptık. İnip kalkan uçaklarına ancak uzaktan bakıyoruz. Yaparken insanca ücret alamadık, düzgün beslenemedik, onlarca canımız gitti. Dünyanın en büyüğünü bitirmek hayatta kalanlarımız için sadece dört yıl sürdü. Tamamlanınca burada da bir beyzade “yaptığımız eser ile övünün, sadece havalimanı değil aslında bir zafer anıtı yaptık, 35 milyar dolara bitirdik” dedi. Diyemedik suratlarına “yanlış olmasın beyim, hiç görmedik seni bu inşaatta ne harç kararken, ne çimento taşırken. Ne tatsız tuzsuz, kurtlu yemekleri yedin bizimle, ne de tahtakurularıyla paylaştın yatağını. Ne canından oldun diye ardından ağlayan bir karın var ne çocukların. Sen nereden yapmış oluyorsun bu zafer anıtını?” diyemedik yine.
Giyinenler süslensin, daha fiyakalı görünsün diye kot taşlamamız gerekiyordu. Her fiyakanın bir bedeli var tabi. İş bitince ürettiklerimizi sahiplendi bir para babası. Koyup pantolonları, gömlekleri mağazasının raflarına, yapıştırdı etiketleri. Fiyatı 300 lira, 350 lira. Geçerken ancak camekânından bakabildik. Bir hışımla girip o mağazaya “kaldırın bu etiketleri, silikozis hastası olduk, ciğerlerimiz kurudu, ömür dolusu bir nefese hasret kalarak! Ciğerlerimizle, giden canımızla ödedik biz bunların bedelini” diyemedik.
Allah beterinden saklasın. Beterin beteri var derler ya hani, bedelin de bedeli varmış. İşçi sınıfı olarak hepimiz gayet iyi biliyoruz, çünkü bizzat yaşadık ve gördük. O kadar çok gitti ki bizden. Ekmeğimizden, aşımızdan, alın terimizden, canımızdan gitti. Bedeli hep biz ödedik. Dönüp durup yine ödedik. Ödedikçe daha da çok gitti bizden. Ama bir türlü hesabını soramadık. Artık yetmeli. Bedel ödetenler, bedel ödemeli!
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...