Buradasınız
Beşiktaş’ta Vapurdan Denize Düşen İşçi Neden Öldü?
Sarıgazi’den Haydar Kayır’ın yakını bir işçi
Benim de bir yakınım olan Haydar Kayır, Beşiktaş Belediyesi’nde işçiydi. İşe gitmek için bindiği vapurdan denize düşerek öldü. Cenazesine gittim, gerçek durumu öğrendim. Patronların medyası haberi önce şöyle duyurdu: “Gençlere özenip, vapur iskeleye yanaşırken atladı!”, “Acele etti, ecele gitti!” Ve onlarca yorum geldi arkasından. İşin aslı anlaşılınca, her zamanki yüzsüzlükleri ortaya çıkıverdi.
İşin aslı ise vapurda ayağı kayıp denize düşen ve yeterince önlem alınmadığı için bir işçi kardeşimizin öldüğüydü. Ne vapurdan inerken adam gibi güvenliğimiz sağlanıyor, ne de denize düştüğümüzde bilinçli bir kurtarma operasyonuna girişiliyor. Suç ya denize düşende ya da orada çalışan işçilerde bulunuyor! Patronların medyası bu olayda da yine kendi tarafını tuttu. Yani ölürken de işçileri suçlu ilan etmek için elinden geleni yaptı. Harcadıkları çerez parasını bile bizim güvenliğimizi sağlamak için harcamayan patronlar, yine zeytinyağı gibi üste çıktılar.
Haydar Kayır’ın ölüm nedeni patronların kâr hırsıdır. Hepimiz biliyoruz. Kadıköy-Beşiktaş seferini yapan vapurda Beşiktaş İskelesi’nde vapur iskele verdikten 5 dakika sonra -yani öyle acele edip atlamadan- bir insanın denize düşüp ölmesinde gerekli güvenlik önlemlerini almayan patronların payı vardır. Vapur iskeleye yanaştıktan sonra neden seyyar iskele veriliyor? Neden vapurun kendisine ait bir iskelesi yok?
Cenaze törenine gittiğimde patronların kendi çelenklerini ve temsilcilerini gönderme cesaretinde bulunduklarını gördüm. Ancak Haydar Kayır’ın cenazesine iş kıyafetleriyle katılan Beşiktaş Belediyesi temizlik işçileri ve yüzlerce işçi kardeşimiz sayesinde arkada durmak zorunda kaldılar.
Oraya gelmeleri bile aslında bizim örgütsüzlüğümüzden cesaret almalarındandır. Cenazeyi sahiplenmemiz karşısında, timsah gözyaşlarını bile dökemediler. Acaba örgütlenip bir araya gelirsek halleri nice olur diye düşünüyorum. Anasının Kürtçe, arkadaşlarının Türkçe ağıtları arasında gömülen Haydar’ın ölümünün kader değil cinayet olduğunu yüzlerine vurmamız gerekmiyor mu? Her ölen işçi bu sömürü sisteminin bir kurbanı değil mi?
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı temsilcileri, 2025 yılı için belirledikleri asgari ücreti düzenledikleri ortak toplantıyla açıkladılar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Çalışma ve Sosyal...
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...