Buradasınız
Birleşik Metal-İş Kongresi: Mücadeleden Uzak Bürokratik Şov!

Sermaye partilerine açılan sınıf kürsüsü!
Genel kurulun ilk günü, BMİS yöneticilerinin sınıf kürsüsünü burjuva partilerine açmasıyla başladı. CHP adına konuşan eski DİSK Başkanı, şimdiki CHP milletvekili Süleyman Çelebi, “salonlarda konuşarak hak kazanılmaz” dedi ama uzun uzun nutuk atmaktan geri durmadı. Ergenekoncu İşçi Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Arslan Kılıç ise, Kürt düşmanlığını, bölünme paranoyasını dillendirdiği şovenizm dolu bir konuşma yaptı. Kılıç’ın ardından Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak söz aldı. Kamalak, partisinin sınıf düşmanı özünü gizleyen bir konuşma yaparak metal işçilerini partisine oy vermeye çağırdı. Has Parti adına konuşan sözcü ise hükümetin uygulamalarını eleştirdi.
BMİS Genel Kurulu’nda metal işçilerine hesap vermesi gerekenler, kürsüye çıkarak akıl vermeye davet edilmişlerdir. Oysa aynı gün söz alan BMİS üyesi bir işçinin eleştirel konuşmasına tahammül edilmemiş, işçi divanı tarafından defalarca ikaz edilmiş ve konuşmasını bitirmesi istenmiştir. Elbette bu neticeye bir anda gelinmedi. Fabrika örgütlenmelerinde, direnişlerde mücadeleci işçilerin susturulduğu, CHP gibi burjuva politikacıların direniş gecelerinde plâketlerle ödüllendirildiği, fiili mücadele yerine hukuksal yolların tercih edildiği, direnişçi işçilerin yalnız bırakıldığı, patronlarla gizli protokollerin imzalandığı ve nihayet devrimci işçilerin “terörist” denilerek karalandığı zihniyetin ulaşacağı yegâne nokta bu olsa gerek.
Genel kurulda “Dünyada ve Türkiye’de Ekonomik Durum ve Sendikal Hareket” başlığıyla bir de panel gerçekleştirildi. Konuşmacılar, işçilere uzak, akademik bir dille ekonomik gidişat ve sendikal durum tahlili yaptılar. “Ulusal” kaynakların “yabancılara” peşkeş çekilmemesinin “tek çare” olduğunu savundular. Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu Genel Sekreteri de Türkiye’deki hak ihlallerine vurgu yapan bir konuşma yaptı. Ayrıca genel kurulda akademisyenlere, gazetecilere ve sendikacılara plâketler verildi ve bir de BMİS’i tanıtan bir film gösterimi yapıldı.
Delegelerin eleştirilerine tahammülsüzlük!
Birleşik Metal-İş Genel Kurulu’nun ikinci günü, delegelerin konuşmalarıyla tamamlandı. Bazı delegeler konuşmalarında BMİS yönetimine eleştiri ve uyarılarda bulundular. Kürsüye gelen delegelerin küçük bir kısmı geçen 4 yıl boyunca sendika yöneticilerinin izlediği çizgiyi desteklerken, çoğunluğu ise sendika yönetiminin izlediği sendikal anlayışı “yetersiz” ve “mücadeleden uzak” buldu. BMİS yöneticilerini eleştiren delegelerin dile getirdiği ortak sorunların başında, MESS grup toplu iş sözleşmesi sürecinde, sendika yöneticilerinin iddialarının aksine yeterli hazırlığın, etkin grevlerin ve MESS’i geriletecek mücadelenin ortaya konulmadığı söylendi. Sendikacıların “para yok” diyerek direniş ve grevleri desteklemediğini belirten delegeler, “bu lüks otele milyarlarca lira para buluyorsanız, grev ve direnişteki işçiye de para bulmak zorundasınız” dediler. Delegeler “bizim Kemal Türkler İşçi Üniversitemize ne oldu, sendikanın parası neden böyle harcanıyor” diyerek genel kurulun beş yıldızlı otelde yapılmasını eleştirdiler.
Eleştirilerini sürdüren delegeler, “emekli olan, istifa eden temsilcilerin, patronun safında memur olarak” çalıştıklarına dikkat çektiler. İşyeri temsilcilerinin işçileri temsil edecek bilinç ve yetenekte olan işçilerden seçilmediğini ifade ettiler. Genel Merkezin Legrand, Akkardan, Çel-Mer, Mutaş gibi fabrikalarda işten atılan işçilere sahip çıkmadığını belirttiler. Krizden bu yana üye sayısının hızla düştüğü, Türk Metal çetesinin saldırılarına engel olunmadığı ifade edildi. Türk Metal’in geriletilmesinin, 1980 öncesindeki gibi mücadelelerle mümkün olacağını dile getirdiler. Delegeler, “bu çeteye karşı mücadele edecek militan kadrolarımızın olması gerekiyor” dediler. Adnan Serdaroğlu’nun geldiği Çolakoğlu Metalurji fabrikasında dahi Türk Metal’in örgütlenmesi, delegelerin eleştirilerinde ne denli haklı olduklarını gözler önüne sermektedir.
Genel kurul girişine konulan direnişçi işçilerle dayanışma sandığına, başta yöneticiler olmak üzere kimsenin destekte bulunmaması da eleştirildi. Lüks otellerde şaşaalı kongreler düzenleyen BMİS’in, direnişçi işçilere ayıracak parası çıkışmamış olsa gerek!
Delegeler tarafından dile getirilen bir diğer eleştiri, sendika yöneticilerinin Kürt sorunu konusunda halkların kardeşliği ve barış talebini dile getirmemesiydi. Konuşan tek kadın delege, kadınların sendikada temsil edilmediğine dikkat çekti. Dile getirilen bir başka husussa, sendikacıların “aman siyaset yapmayalım” diyerek eğitimlerde, grev ve direnişlerde, sendikal örgütlenmelerde işçiyi siyasetten uzak tutan tutumlarıydı. Delegeler ve kimi şube yöneticileri, sendikanın geçmişte çok net olarak “sosyalizm” ve “işçi sınıfının iktidarını” savunduğunu hatırlattılar.
Bütün bu eleştirilere BMİS yöneticileri derhal saldırılara girişerek yanıt vermişlerdir. Kocaeli Şube Yöneticisi Hami Baltacı, mücadeleci işçi örgütlerine dönerek “haddinizi bilin, toplum mühendislerinin müdahale etme hakkı yok, müdahale eden parmakları kırarız” diyebilmiştir. Delegelerin eleştirilerini yanıtlayan Adnan Serdaroğlu, “her şeyi aramızda konuştuk, şimdi bu eleştiriler niye” diyerek, eleştiriye cesaret edenleri koltuk heveslisi olmakla suçlamıştır. Serdaroğlu konuşmasında yönetimin görevinin yol göstericilik olduğunu ifade etti ve “biz sizlerden gelen öneriler doğrultusunda bir yol haritası çiziyoruz, yol göstericilik yapıyoruz” diyerek, bir anlamda bütün işçileri sendika yöneticilerinin yürüttüğü bürokrat çizgiye ortak etmeye çalıştı.
BMİS kongresi kelimenin gerçek anlamıyla bir şova dönüştürülmüştür. Adnan Serdaroğlu, bu kongreyle DİSK başkanlığına hazırlandığını ortaya koymuştur. Kongrenin beş yıldızlı bir otelde yapılması, delegelerin üç gün boyunca bu otelde ağırlanması, yurt dışından hatırı sayılır sendikacıların davet edilmesi, kürsünün AKP karşıtı burjuva partilere açılması, akademisyenlere paneller yaptırılarak plaketler verilmesi bunun bir ifadesidir.
BMİS Genel Kurulu gösteriyor ki, başta BMİS üyesi metal işçileri olmak üzere tüm metal işçilerine çok iş düşüyor. Mücadele nutukları çeken bürokratlar, gerçekte kendi çıkarları için çalışmakta ve bu çıkarlarını mücadele nutukları atarak gizlemeye çalışmaktalar. İşçiler taban örgütlülüklerini güçlendirmedikçe ve sendikalarına sahip çıkmadıkça sendikalar mücadeleci işçi örgütleri haline gelmeyecektir.
“İşgal” Hareketi ABD’yi Sarsıyor
- Kütahya Şeker Grevi 3’üncü Gününde
- SYDV İşçileri Türkiye Genelinde Greve Çıktı
- Kamu Emekçileri: Ne Hakem Ne Sefalet Zammı!
- Belediye Çalışanlarından İş Bırakma Eylemleri
- Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Yalçınkaya ile Söyleşi
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Uşak’tan Kayseri’ye Sendika Düşmanlığına, Sefalet Dayatmasına Karşı İşçi Mücadeleleri
- Kamu Emekçileri Sefalet Dayatmasına Karşı İş Bıraktı, Alanlara Çıktı
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- KESK’ten Birlikte Mücadele Etme Çağrısı
- Kuryeler, Depo İşçileri ve Öğretmenler Hakları İçin Eylemde
- KESK İktidarın Sefalet Dayatmasını Protesto Etti
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- Tez-Koop-İş Sendikasına Üye Kamu İşçileri ODTÜ’de Greve Çıktı
- Tekstil ve Belediye İşçileri Sendika Düşmanlığına, İşten Atmalara, Düşük Ücretlere Karşı Mücadele Ediyor
- Belediyelerde Ücret Gaspına, İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Tepkisi Büyüyor
- Kayseri ve İzmir’de İşçi Eylemleri
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- KESK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde TİS Eylemi
Son Eklenenler
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...