Buradasınız
Biz Sendikalaşma İçin Çalışırken Onlar İşçinin İradesini Çiğnediler!
Gebze’den bir metal işçisi

Değerli arkadaşlar, sizlere bu mektubu yazmamdaki amacım, fabrikamda yaşadığım ama aslında işçi sınıfının tümünü ilgilendiren örgütsüzlüğün bizleri ne hale düşürdüğünü göstermektir.
Metal sektöründe çalışıyorum. Eşim, çocuklarımızın küçük olmasından dolayı çalışamıyor. Başka bir gelirimiz yok, ailemizin tek geçim kaynağı benim! Enflasyon altında ezildikçe eziliyoruz. Pazar, market el yakıyor, artık evlerimize ellerimiz boş dönüyoruz. Bu süreçte asgari ücret komisyonunun açıklamalarını ve memurların toplu sözleşme görüşmelerini sıkı sıkıya takip ettim. Neden mi? Bunlar bizim de alacağımız ortalama ücreti belirliyor da ondan.
Çalıştığım işyerinde ne sendikamız ne de işçilerin haklarını savunabilecek bir işçi temsilciliği bulunuyor. Yılda bir kere, Ocak ayında ücretlerimize zam yapılıyor. Biz tek tek işçiler patronun karşısına çıkıp dilimiz damağımız kuruyarak, el pençe durarak, yalvar yakar ve çoğu zaman konuşamadan kaderimize boyun eğiyoruz. Peki, biz zam isteyince patron ne yapıyor? Kendi ekonomik durumunun kötülüğünden bahsedip bizleri “ayıp etmekle, işyerine ve kendisine ihanet etmekle” suçluyor.
Oysa biz işyerinde çok çalışıyor, üretiyor ve patrona çok kazandırıyoruz. İstediğimiz şey geçinebilmek. Ailemize ve çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakabilmek. Ya “ne yapalım, kader” deyip, patronun vereceği birkaç yüz lira ile çalışmaya devam ediyor ya da kapının dışına konuluyoruz. Çünkü işçileri koruyan doğru dürüst ne bir yasamız ne de bir sendikamız var. Yani ya patronun bize reva gördüğü kaderimizi kabul edeceğiz ya da işsizlikle sınanacağız. Gelinen nokta belli, biz işçilere düşen tek bir çıkış yolumuz var, o da örgütlenmek ve sendikalı olmak. Ama o da hiç kolay değil. Bu yüzden gözümüz kulağımız sendikalarda ve imzaladıkları sözleşmelerde.
2019 yılı 130 bin metal işçisinin sözleşmeye oturduğu ve bizim gibi sendikasız işçilerin de bu sözleşmeyi ilgiyle takip ettiği bir yıl oldu. Sendikalar taslaklarını hazırlayıp mücadeleye hazır olduklarını açıklayınca, içimizi bir heyecan kaplamış, umutlanmıştık. Bu havayla “evet, bizim fabrikamızda da sendika olmalı” diyorduk. Hiç fena gitmiyordu, bu fikri alttan alta işliyorduk. Hepimiz sendikalı olan arkadaşlarımızın mücadele ile alacağı zammı bekliyorduk. Çünkü iyi bir sözleşme işçinin sendika arzusunu güçlendirecek ve bu havanın da etkisiyle biz de sendikalı olmak için daha sağlam çalışacaktık.
Aynı günlerde Bursa ve Gebze’de iki büyük miting düzenlendi. Ben de ailem ve arkadaşlarımla birlikte Gebze’de Birleşik Metal-İş’in düzenlediği mitinge katıldım. Miting alanında soğuk havaya rağmen büyük bir coşku vardı. Herkes capcanlıydı. Metal işçisi olarak Gebze’de şimdiye kadar görmediğim bir mücadele azmi ve grev kararlılığı vardı. Alanda en çok atılan slogan “grev grev grev!” oldu. Sendika başkanı, grev için hazır olduklarını, hükümetin yasaklarını tanımayacaklarını, bu sefer iplerin koptuğunu, MESS karşısında boyun eğmeyeceklerini, MESS’in işçilerin önünde diz çökeceğini söyleyerek örgütlü olmanın öneminden bahsediyordu. Alanı dolduran işçiler öfkeli ve bir o kadar kararlıydı. Birleşik Metal-İş başkanı sağlam laflar ediyor, işverenleri ve hükümeti sert biçimde eleştiriyordu. Bu sıra arkadaşlarla konuşurken “anlaşılan o ki, bu sözleşmede kılıçlar kuşanılmış. Geri vites atılmayacak” dedim. Birleşik Metal-İş genel başkanı işçilerin “grev, grev, GREV” iradesi karşısında 5 Şubat günü greve çıkacaklarını açıkladı. Miting bitmiş, karar verilmiş ve herkes rahatlamış bir şekilde 5 Şubat günü greve çıkmak üzere evine döndü. İki miting de coşkulu geçmişti. Talepler aynıydı.
Peki, sonra ne oldu? Türk Metal herkesin bildiğini yine yaptı, sarı sendika Türk Metal “yüzyılın sözleşmesi” adı altında komik bir rakama anlaştıklarını açıkladı. Şaşırdım mı, şaşırmadım. Daha önceden Türk Metal ile haşır neşirliğim olmuştu. Bunların gerçek yüzünü biliyordum, arkadaşlara “adı üstünde sarı sendika, işçinin gazını alıp, yine patronların istediğini yaptı” diye anlattım. Bu sıra garip laflar duysak da o zamana kadar Birleşik Metal-İş genel başkanı hiç de verdiği sözden dönecek gibi durmuyordu. Hatta Adnan Serdaroğlu sarı sendikanın imzaladığı rakamı kabul etmeyeceğini kendisi söylüyordu. Ben kulaklarımla duydum. Adnan Serdaroğlu Türk Metal ve Öz Çelik-İş’in imzaladığı yüzde 17’yi asla kabul etmeyeceklerini bağıra bağıra haykırıyordu. Kendilerinin demokratik bir sendika olduğunu, “işçinin iradesini asla çiğnemeyeceklerini” anlatıyordu.
Peki ne oldu? Birleşik Metal-İş başkanı söylediklerini yutup, laflarını unutup, MESS patronlarının açıklamalarındaki “kabul etmişti ama yan çizdi” mealinden ifadeleri doğrularcasına gidip şak diye imzaları attı. Bir de kendi sitelerinde yaptıkları açıklamada pişkin pişkin “MESS beceriksizliğini üzerimize atıyor” diyebildi. Hâlbuki arkada neler olmuş neler. Şimdi diyorlarmış ki “biz herkese sorduk, şubelere sorduk, ilgililere sorduk.” Siz merkez TİS komisyonunda, orada hazır bulunanlara sorduğunuz soru karşısında aldığınız GREV cevabının gereğini yaptınız mı? YAPMADINIZ! Laflara takla attırıyorsunuz, sorumluluklarınızdan kaçıyorsunuz, yapmadıklarınızı yapmış gibi gösteriyor ve işçileri aldatıyorsunuz.
Aslında bunların tam niyetini, tıynetini başka bir operasyondan da anlamış olduk. Tam bu sırada duyduk ki Birleşik Metal-İş başkanı ve merkez yönetimi en etkili şubesi olan Gebze’yi bölme kararı almış. Öyle bir düzenleme yapmışlar ki üç ay önce Gebze şubesini kaybeden ekibi Gebze 2 diye bir şube icat edip oraya atamışlar. Utanmadan MESS’e bağlı fabrikaların çoğunluğunu da bu şubeye bağlamışlar. İşçiler greve hazırlanırken bunlar başka bir iş tutmuş. İşçinin canına tak etmişken bunlar koltuk derdine düşüp başlarını ağrıtan Gebze şubesinin yeni yönetimini güçsüz düşürmenin hesabına girmişler. Merkez TİS’de ortaya çıkan işçinin grev iradesini yok sayıp sonra da utanmadan “herkese sorduk” diyorlarmış. Bunları yaparken aynı zamanda Türk Metal’in imzaladığı sözleşmeyi tıpış tıpış imzalayıp üç gün önce itiraz ettikleri sözleşmeyi başarı olarak göstermeye giriştiler. Alanlarda tarih yazacaklarını söyleyenler elbette tarihe geçti, ama nasıl? Tarihe metal işçisinin iradesini tanımayarak, güvenini zedeleyerek, öfkesini kazanarak geçtiler. Kimse bunların unutulacağını zannetmesin.
Zor durumda kalan ise biz olduk. Sendikalaşalım, Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlenelim dediğim arkadaşlarım soruyorlar: “İyi güzel diyorsun da bu sendikanın genel merkezi de işçilerin iradesini çiğnemedi mi? Hâlâ işçilere neden sormadan imza attıklarını açıklamış değiller.” Haksızlar mı? Değiller. Hepimiz hâlâ merak ediyoruz, ne değişti, neden işçiye sormadan imza attınız? Ama şunu söyleyerek bitirmek istiyorum: Sendikalar bizimdir ve biz bir gün mutlaka sendikalı olacağız. O bürokrat sendikacıları sendikalarımızın tepesinden atmak için çalışanlara omuz vereceğiz!
- Kemal Türkler Kafanızı Kırardı!
- Sendikaların Sahibi İşçilerdir!
- Metalciyiz, İzin Vermeyeceğiz!
- Bizim de Sıramız Gelecek!
- Biz Sendikalaşma İçin Çalışırken Onlar İşçinin İradesini Çiğnediler!
- Yüzde 17 Çaresizliğimiz!
- Sözleşmeden Önce, Sözleşmeden Sonra
- Metal İşçisi Unutmayacak!
- Bitmedi, Mücadelemiz Devam Edecek!
- Grev İrademizi Çiğneyen Bürokrat Sendikacılara ve Kayyum Yönetime Hayır!
- Gerçekleri Biliyor musunuz?
- Öfkeliyiz! Ama Umudumuz da, İnancımız da, Direncimiz de Dipdiri!
- İşçi Aileleri: “Yarı Yolda Bırakıldık!”
- Asla Unutmayacağız!
- Asla Kabul Etmeyeceğiz! Mücadele Edeceğiz!
- Bıçak Kemikte: İşçiler, Bürokrat Sendikacılar, Yalanlar
- Hayal Kırıklığına Uğradık!
- İrademiz Çiğnendi! Affetmiyoruz!
Son Eklenenler
- Kocaeli Başiskele’de bulunan Kartonsan fabrikasında işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine 22 Aralıkta greve çıktı. Selüloz-İş üyesi işçiler, ücretlerine gerçek enflasyon oranında zam yapılmasını, çalışma koşullarının...
- 29 Ocakta İran’ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kışın en soğuk günlerinde, gece 21.44’te meydana gelen depremde en az 3 kişi öldü, 122 kişi yaralandı, çok sayıda ev hasar gördü. Hoy halkı...
- Toplumda çoğunluğun doğru kabul ettiği fikirleri sorgulamak, yanlışları görmek, bunları dile getirmek kolay değildir. Kolay olan herkesin söylediğini söylemek, herkesin yaptığını yapmaktır; çünkü bu çaba sarf etmeyi gerektirmez ve “zararsızdır.”...
- 31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da kaçak bir maytap atölyesinde meydana gelen patlamada 20’si işçi 21 kişi ölmüş 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliamın 15. yıl dönümünün Anayasa Mahkemesi kararıyla tekrar görülen davanın 2. duruşmasının...
- Bizler İşçi Dayanışması gazetesi okuru bir grup petrokimya işçisiyiz. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldik ve “Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” kampanyamızın bildirisini okuduk. Hayat pahalılığı, sosyal hayattan kopma ve baskılar...
- Sendikaların araştırmalar sonucunda açıkladıkları rakamlara göre yoksulluk sınırı 27 bin liranın üzerine çıktı. Türkiye’de bu miktarın üzerinde bir ücrete çalışan işçi sayısı neredeyse parmakla sayılacak kadar azdır. Yani Türkiye’de işçiler...
- Binlerce demiryolu işçisi, 300 bin öğretmen, 70 bin üniversite çalışanı, 100 bin kamu işçisi, 2 bin otobüs şoförü… Bugün İngiltere’de farklı sektörlerden 500 bin işçi grevde. İşçiler mücadelelerini birleştirdiler, grevlerini ortaklaştırdılar ve hep...
- Fransa işçi sınıfı 10 gün arayla 2. kez genel greve gitti. Macron hükümetinin emeklilik yaşını yükseltmek istemesine karşı 31 Ocakta 2,8 milyon işçi bir kez daha meydanları doldurdu. Ülkedeki 8 sendikanın çağrısıyla; Paris, Nice, Toulouse, Lille,...
- İstanbul Esenyurt’ta bulunan LCW’nin deposunda çalışan ve Kod-46 ile işten atılan 14 işçinin 10 Ocakta başlayan mücadelesi kazanımla sonuçlandı. British American Tobacco işçileri greve çıkma kararı aldı. 2022’nin Ağustos ayından bu yana sendikal...
- 2022 sonlarına doğru fırınlarda ekmeğin fiyatı 5 liraydı. İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kent Ekmek fiyatı ise 3 liraydı. Kent Ekmek fiyatı artık 4 liraya çıkartılmış oldu. Yani ekmeğe yüzde 33 zam bindirilmiş oldu. Ekonomik kriz yukarıya doğru...
- Türkiye’de hızla yükselen enflasyon karşısında emekçilerin alım gücü iyice eridi. TÜİK’in resmi enflasyonu ile gerçek enflasyon arasında uçurum olduğu için ve ücret artışları resmi enflasyon veri alınarak yapıldığı için, yapılan zamlar reel...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu TÜPRAŞ grubunda yaklaşık 5 bin işçi, “geçinemiyoruz” diyerek ek zam taleplerinin karşılanması için eylem başlattı. Kocaeli, İzmir Aliağa, Kırıkkale ve Batman rafinerilerinde çalışan işçiler, geçtiğimiz Çarşamba...
- DİSK’in eski Genel Sekreteri ve Maden-İş’in Kemal Türkler’den sonraki Genel Başkanı Mehmet Karaca dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Karaca, 1969 yılında Otosan’da çalışırken Maden-İş’in örgütlenme faaliyetini yürütmüş, baş temsilcilik yapmış...