Buradasınız
Borsada Neleri Kaybediyoruz?
Ankara’dan genç bir iş güvenliği uzmanı
Yakın zamanda çalıştığım işyerinde borsa oynayan bir çaycı abi vardı. Telefondan sürekli borsayı takip ederdi, o sırada biri dikkatini dağıtsa kızardı. Genelde kimseye iyi davranmazdı. Bir gün pek keyifli gördüm bu abiyi. Hatta bana dolaptan kahvaltılık bile verdi. Normalde fazladan hiçbir şey vermezdi. Neden böyle keyifli olduğunu sordum. O da “aldığım hisseler yükselişte, o yüzden keyfim yerinde! İçimden geldi, sen borsaya dua et” dedi. Çok şaşırdım. Olaydan sonra borsanın biz işçiler üzerindeki etkisini daha çok düşünmeye başladım.
Çevremde borsayla ilgilenen işçilerin sayısının arttığını ve gitgide kendilerini kaptırdıklarını fark ettim. Borsa oynayanlar çevrelerindeki insanları da teşvik ediyor, iştahlı bir şekilde anlatıyorlar. “Kazançlarını” göstererek borsanın güzel bir şey olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar. Kazanmak için sürekli hisseleri takip etmenin, her ayrıntıyı bilmenin önemli olduğunu söylüyorlar. Hâl böyle olunca bu işçiler başlarını telefondan kaldıramaz oluyor. Bizim çaycı abi gibi borsa düşünce moralleri bozuluyor, yükselince keyifleri yerine geliyor. Küçük birikimlerini borsaya bağlayan işçilerin borsayı bu kadar dikkatle takip etmesi kaçınılmaz. Zira dişlerinden, tırnaklarından arttırdıkları, mesaiye kalarak, ek iş yaparak, yaşamlarından kısarak biriktirdiklerini koyuyorlar oraya. Borsayı takip edenlerin sayısı arttıkça insanların sohbetlerini de belirliyor. İşbaşında arada bir telefondan borsa kontrol ediliyor, mola olunca da tabi hemen telefonlar çıkıyor ortaya. Bu kez birlikte hangi kâğıdın ne yöne gidebileceği konuşuluyor. Sohbetlerin baş konusu borsa olunca işçiler birbirlerinin hâl hatırını sormaktan bile uzaklaşıyor.
İşçiler az olan paralarını arttırmak, ek bir gelir elde etmek, yaşam koşullarını iyileştirmek istiyor. Bunun için de borsaya bel bağlıyorlar. Ama bu durum yaşamımızı iyileştirmek için asıl yapmamız gerekenden alıkoyuyor bizi. Yanımızdaki arkadaşımızla sohbet etmekten ve ortak sorunlarımıza çözüm üretmekten geri kalıyoruz. Üstelik çoğunlukla üç kuruş paramızı da borsaya kaptırıp hayal kırıklığına uğruyoruz. İşçi kardeşlerimizin Bitcoin’de olduğu gibi şimdi de umutlarını borsaya, yani bir tür kumara bağlaması yalnızca onların sorunu değil. Dolayısıyla bazılarının yaptığı gibi “aman o da harcamasaymış parasını oralarda, akıllı olsaymış” deyip geçemeyiz. Bizleri sefalete mahkûm eden de borsa tuzağına düşüren de kapitalist sistemdir.
Patronlar sınıfı bizi sömürdüğü yetmezmiş gibi eldeki avuçtaki kırıntılara bile göz dikmektedir. Unutmayalım ki borsada, işçilerin küçük birikimleri sistemin büyük kârı için kullanılıyor. Üstelik bir de burada zihinlerimiz oyalanıyor. Kurtuluşu buralarda aramamız için sürekli karşımıza borsa, kumar, şans oyunları vb. çıkarılıyor. Bizim kurtuluşumuz ne borsada ne de şans oyunlarındadır. Bizim tek kurtuluşumuz işyerlerinde işçi arkadaşlarımızla birlikte ekmeğimizi büyütmek için örgütlenmemizdedir. Bunun için emek verdiğimizde, ruh halimizi borsa hisselerinin yükselip alçalması değil de birbirimizle kurduğumuz bağlar, birlikte aştığımız engeller belirler. Bir araya geldiğimizde, bizi oyalayan oyunları bir kenara bırakıp daha iyi bir yaşamı kurmak için sınıf mücadelemizi büyütürüz.
- Her Fabrikada Ortak Sorunlarımıza Çözüm: Örgütlen!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...