Buradasınız
Burjuva Medya Halkı Nasıl Kandırıyor?
Okullarda, TC’nin devlet yapısına dair, hepimize özenle aktarılmış bazı bilgiler vardır. Bunlardan bir tanesi de, “devletimizin” üç ayağı olduğu ve devletin bu üç temel kuvvet üzerinde yükseldiğidir. Ne miydi bu kuvvetler? Tabiî ki, Yasama, Yürütme ve Yargıdan bahsediyoruz. Sonra çocuk aklımızla sayarız bunların neye tekabül ettiğini: “meclis, mahkeme ve polis!” diyerek çocukça şablona dökeriz kafamızda. Yıllar geçtikçe, kapitalizm altında da olsa aklımız ve bedenimiz boy attıkça, görürüz ki bu ceberut devlet hiç de öyle üç ayakla yetinmemiştir. Düzenin dar koridorlarında dolaşırken anlarız ki, içinde soluk almaya çalıştığımız burjuva düzen, kirli uzuvları ile bir kırkayağı andırmaktadır. Devletin derin ayaklarını şimdilik bir kenara bırakırsak, bugün için bahsetmeye çalıştığımız olgu, devletin dördüncü ayağı, ya da daha bilinen ismi ile dördüncü kuvvet olarak adlandırılan MEDYA’dır.
Burjuvazinin ellerinde medya, toplumu manipüle edebilmenin eşsiz bir aracıdır şüphesiz. Kapitalizm altında her gün yakıcılık kazanan bu gerçek, 24 Şubat Pazar günü Gebze UİD-DER şubesinin düzenlediği “Burjuva Medya Halkı Nasıl Kandırıyor?” konulu seminerde etkili bir sunum eşliğinde teşhir edildi. Fabrikalardan ve mahallerden gelen işçilerin katılımıyla gerçekleştirilen seminer, şiirler ve şarkılar eşliğinde sunuldu.
Seminere, bacasız sanayi olarak da ifade edilen medyanın; televizyonuyla, radyosuyla, gazetesiyle ve dev şirketleriyle hayatımızı nasıl teslim aldığı vurgulanarak başlandı. Ayrıca, sermayenin emrindeki bu devasa aygıtın ürettiklerini, pompaladığı yalanları, ciddi bir sorgulamadan geçirmeksizin fark edebilmenin ve kavrayabilmenin mümkün olamayacağı dile getirildi. Sonrasında, medyanın burjuvazinin ideolojik bir aygıtı olduğu ve burjuva medyada işçilerin hakları ile işçilerin yaşam koşullarına dair doğru haberlere yer olmadığı gerçeğinin altı çizildi. Seminerde bu konu ile ilgili, Telekom grevi süreci ve yakın zamanlarda Tekel işçilerinin yaşadıkları, slâyt görüntüleri ile manşetler eşliğinde örneklendi.
Seminer boyunca, medyanın derin görevlerinden, Türkiye özelinde apoletli medyanın pozisyonundan ve milliyetçilik zehrinin işçi-emekçi kesimlere nasıl yedirildiğinden bahsedildi. Devamında, emperyalizmin ve medya imparatorluğunun bir numaralı gücü olan ABD’nin, medya aygıtını nasıl ikiyüzlüce kullandığına kadar birçok konunun altı deşildi. Irak örneği ortaya kondu.
Seminerde son olarak işçi sınıfının kendi basınına sahip çıkması gerekliliğinden bahsedildi. Bu bağlamda, burjuvazinin işçi basınını susturmaya ne geçmişte gücünün yettiği, ne de gelecekte yetebileceği vurgusu yapıldı.
Seminer; sloganlar ve UİD-DER Gebze korosunun seslendirdiği “İşçinin Alınteri” marşı ile son buldu.
Son Eklenenler
- Düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle işçilerin yaşadığı sorunlar büyüyor. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalar yalnızca kâğıt üzerinde kalıyor, patronlar hiçbir yaptırıma maruz kalmadan hukuksuz...
- Sosyal medyaya, Türkiye’nin geleneksel sermaye kesimlerinin önde gelenlerinden olan bir annenin paylaşımı düştü.
- Birleşik Metal-İş ve Türk Metal sendikaları 4 Eylülde sendika genel merkezlerinde basın toplantıları yaparak TİS tekliflerini açıkladılar.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. 2 Eylülde İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresini iptal etti. İl Başkanı Özgür Çelik’i ve yönetimi görevden alarak yerine kayyum atadı.
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...