Buradasınız
Burjuvaziye, Tüm Sömürüye, Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
Ankara’dan bir işçi
28 Haziran Pazar günü İstanbul’da UİD-DER İşçi Tiyatrosunun sahnelediği “Uyanıştan Başkaldırıya” adlı oyunu izledik. Kostümleriyle, makyajıyla, dekoruyla, oyuncularıyla, senaryosuyla yani kısacası her şeyiyle tam anlamıyla bir işçi tiyatrosu vardı karşımızda. İstenildiğinde ve zaman ayrıldığında işçilerin neler yapabileceğinin en güzel kanıtlarından biriydi sahnede izlediğimiz oyun.
Türkiye işçi sınıfı mücadelesinde önemli bir yeri olan 15-16 Haziran genel direnişinin konu edildiği oyun, bugünün işçi kuşaklarına sınıf mücadelesinin doğru bir perspektifle yürütülmesi sonucunda ne tür kazanımlar elde edildiğini anlatması bakımından oldukça önemli ve anlamlıydı. Oyunda, doğru örgütlenme sağlandığı takdirde nasıl başarılı olunduğuyla ilgili pek çok örnek vardı. Sendikal mücadele içinde grev komiteleri, aile dayanışma komiteleri, devrimci öğrencilerin işçilerin yanında yer alması ve daha pek çok unsurla işçiler arasındaki birlik ve beraberlik sağlanmış ve bu durum yürütülen mücadeleye olumlu bir şekilde yansımıştır. İşçilerin bu denli birlik ve beraberlik içinde olmalarına karşılık patronlar kendi içlerinde planlar kuruyor, işçilerin birlik olamayacaklarını, grevi daha fazla sürdüremeyeceklerini söyleyip duruyor ve devletten destek almaktan geri durmuyorlardı. Ancak işçiler patronların bu umutlarını boşa çıkardı ve onlara örgütlü güçlerini gösterdiler.
Sendikaları DİSK’in burjuvazi ve hükümet işbirliğiyle kapatılma çabalarına karşı, iki gün boyunca süren işçi direnişi sırasında on binlerce işçi adeta sel olup aktı burjuvazinin üzerine. Kimi zaman karakolları basıp tutuklanan işçi arkadaşlarını kurtardılar kimi zaman barikatlarda yitirdikleri ölülerini kucaklayıp inadına üzerine yürüdüler sermayenin. Ve sanki her anında her sahnesinde bizler de oradaydık. O kadar canlı, o kadar gerçekti ki sahnedeki her şey. Bir oyun değil, kanlı canlı bir direnişti yürüyüp giden, sanki biz izleyiciler de yürüyüş kolunda sloganları haykırıyorduk hep beraber. Kimimiz Temel Ustaydık, kimimiz Hatice, kimimiz Mehmet oldu, kimimiz Tahir Usta. Bazen duygulandık -ağladık hatta- bazen coşkulandık, yumruklarımızı sallayıp söyledik 15-16 Haziran direniş marşını.
Kısacası UİD-DER İşçi Tiyatrosu, sahneye koyduğu bu oyunla, “Dört Yıldızdı Onlar Daima Parlayacaklar”, “1 Mayıs Karanfilleri”, “Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor”, “İşçiler İçin Nasıl Bir Oyun Oynamalı”, “Barış İçin Savaş!” oyunlarında olduğu gibi yine işçi sınıfı mücadelesinin önemli bir kesitini bizlere sundu. Oyunu hazırlayan tüm arkadaşların emeğine sağlık.
Birleşik Mücadelenin Önemi
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/