Buradasınız
Çocuklarımızı Nasıl Koruyacağız?
Adana’dan bir işçi

Her anne-baba dünyaya getirdiği çocuğunun öncelikle sağlıklı ve iyi bir geleceğinin olmasını ister. Zaten çocuklarımız toplumun bir parçası değil midir? Sağlıklı olan her yetişkin, ister çocuk sahibi olsun, ister olmasın, çocukların fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı bir ortamda yetişmesi gerektiğini bilir. Çocukluk dönemini sağlıklı geçiren gençler çevrelerine karşı da daha duyarlı olur. Çocukluk döneminde kin ve nefretle tanıştırılmamışlarsa, kışkırtılmamışlarsa, aynı mahallede yaşadıkları, birlikte okudukları arkadaşlarının dinleri, mezhepleri ya da hangi ulustan oldukları ile ilgilenmezler. Peki, kindar bir nesil yetiştirmek isteyenlerin kışkırtmalarıyla büyümüşlerse, yetişkin olduklarında neler olur?
Geçtiğimiz günlerde bir annenin çocuğu başka annelerin çocukları tarafından canice saldırıya uğradı. Çocuk diyorum ama aslında üniversiteyi dereceyle kazanmış Türkiye’nin sayılı okullarından olan Koç Üniversitesinde eğitim gören, TÜBİTAK birincilik ödülü almış başarılı bir öğrenci, Kürt ve Alevi olduğu için yurttaki oda arkadaşları tarafından çeşitli işkencelere maruz kaldı. Kindar, dindar, milliyetçilik zehrine bulanan gençler akranlarına şu sözleri söylüyor: “Alt ırksınız. İtlaf edilmeniz lazım. Köle olduğunuzu kabullenmelisiniz. İtaat etmek zorundasınız. Seni bu odada istemiyoruz. Buradan gitmezsen seni öldürürüz.” Nasıl bir nefrettir ki bir genç oda arkadaşına çeşitli işkenceler yapıyor ve kendini de haklı görüyor! Bir anne olarak bunu aklım almıyor ama işin ilginç tarafı işkence burada bitmiyor. Yurt idaresi, mağdur olan öğrencinin mağduriyetini gidermek yerine, şiddet uygulayan faşist öğrencinin “bana sarkıntılıkta bulundu” demesini ciddiye aldı. İdare mağdur öğrenciyi uzaklaştırdı. Mağdur olan genç için hiçbir şey yapmayan, hatta onu yurttan uzaklaştıran yönetim, bu olay ortaya çıkıp sessizlik bozulmasa öğrenciyi yurttan atacaktı.
Aynı durumu başka yerlerde başka gençler de yaşıyor. 6 Şubatta meydana gelen depremde 4,5 saat göçük altında kalan ikiz kız kardeşler Alanya’da bir yurda yerleştirildi. Lise öğrencisi olan kardeşler depremin yarattığı travmadan henüz kurtulabilmiş değillerdi ve aynı yatakta birlikte uyuyorlardı. Aynı yurtta yine başka bir kindar arkadaşları yurt yönetimine şikâyet ederek öğrencilerin birlikte uyuduklarını ve bu durumdan rahatsız olduklarını söyledi. Yurt müdür yardımcısı kızların babasını arayarak “Kızların eşcinsel, gel kayıtlarını al. Okulda ve yurtta kızları istemiyoruz” dedi.
Bir tarafta Kürt ve Alevi oldukları için aşağılanan, eziyet gören gençler diğer tarafta milliyetçilik zehrine bulanmış gençler. Mevcut rejim toplumu yapay temellerde kutuplaştırarak iktidarını sürdürmeye devam etmek istiyor. Toplum açıkça zehirleniyor ve bu egemenlerin umurlarında değil. Biz anne-babalar çocuklarımızı nasıl okutacağız derdine düşmüşken bir de yozlaşmış düzende canlarını nasıl koruruz derdindeyiz. Tüm sorumluluklarımızı üstlenip örgütlü tutum sergilemekten başka bir çaremiz var mı?
Çocuklarımızın Canı Hiçe Sayılıyor
- Talan Yasasına Karşı Köylülerin Mücadelesi Sürüyor
- Sivas Katliamı 32. Yılında Lanetlendi, Katledilenler Anıldı
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
- “Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
Son Eklenenler
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...
- Zamanın çarkları döner, takvim yaprakları birer birer savrulur, yaşananlar birer birer unutulur. Fakat bazı değerler, deneyimler vardır ki, kuşaklar değişse de yitip gitmez, çünkü onlara sahip çıkanlar, onları geleceğe taşıyanlar vardır. İşçilerin...
- İktidar, yıllardır Türkiye’yi “şahlandırdığını”, ekonomiyi büyüttüğünü anlatıp duruyor. Televizyonlarda bol bol rakam gösteriyor, beton kulelerle övünüyor. Ama sokakta, evde, işyerinde bambaşka bir hayat yaşanıyor. Milyonlarca genç ne okulda ne işte...
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...