Buradasınız
Çocuklarımızın Geleceği ve Kapitalist Düzen Gerçeği
Hadımköy’den bir eğitim emekçisi

Bilindiği üzere lise ve üniversite sınav sonuçları açıklandı, yüzbinlerce aile evlatlarını daha iyi bir gelecek hayaliyle farklı okullara kaydettirdi ya da kayıt aşamasında. Milyonlarca emekçi bu telaşla uğraşadursun sermaye sınıfı da kendi çıkarlarını düşünmeye devam ediyor. Sözde kâr amacı gütmeyen vakıf üniversiteleri eğitim ücretlerine fahiş zamlar yaptılar. Eğitim ücretlerindeki artış kimi üniversitelerde yüzde 100’ün üzerinde. Öyle ki 200 bin, 300 bin lira gibi işçi ailelerin hiçbir koşulda karşılayamayacağı ücretlerden bahsediyoruz.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Öğrencilerimize kayıt yapmaya geldiklerinde gerekli desteği vermelerini istedim. Bu konuda destek olan vakıf üniversitelerimize önümüzdeki dönemde biz de Yükseköğretim Kurulu olarak gerekli kolaylıkları göstereceğiz” şeklinde bir açıklamada bulundu. Aslında eğitim patronlarına çeşitli teşviklerin, Başkanın ifadesiyle “gerekli kolaylıkların” sağlandığını bizler zaten biliyoruz. Peki, öğrenciler?
Doğuş Üniversitesi ve Beykent Üniversitesi yönetimleri, öğrencilerin eğitim ücretlerine okudukları süre boyunca yüzde 5 ve yüzde 10’u geçmeyecek zamlar taahhüt etmesine rağmen yüzde 200’leri geçen zamlar yaptılar. Üstelik YÖK buna karşı atması gereken adımları atmak bir yana haklarını arayan öğrencilere soruşturma açılmasına da sessiz kaldı. Öte yandan öğrenciler ve veliler, zamların geri alınması için mücadele ettiler, neticede yargı kararı da gerekçe gösterilerek zamlar 2022 Temmuz TÜFE oranı olan yüzde 79,6’ya indirildi. Kuşkusuz bu bir kazanımdır ancak yine de üniversiteler taahhüt ettiği maksimum zam oranlarını uygulamamıştır.
Bugün Türkiye’de eğitim, anaokulundan üniversiteye kadar özel sektöre ve kâr hırsına kurban edilmiş durumda. Emekçilerin ulaşım, yemek ve barınma gibi en temel ihtiyaçları karşılamakta zorlandığı günler yaşıyoruz. Emekçi aileler okul ücretlerini ödeyemiyor, ev kiralarındaki artışı karşılayamıyor, yeterli beslenemiyor. Fabrikada, okulda, sokakta, nerede olursak olalım kapitalist düzen gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu düzenin doğası bizden alıp bir avuç sömürücüye vermek üzerine kuruludur. Bu yüzden bulunduğumuz yer neresi olursa olsun, yaşımız, mesleğimiz ne olursa olsun işçi sınıfının bir parçası olduğumuzu bilerek bir araya geldiğimizde ve hakkımız olanı hep birlikte talep ettiğimizde önümüzde hiçbir gücün duramayacağını da biliyoruz. Çocuklarımızın geleceğini kapitalist düzenin insafına bırakamayız, bırakmayacağız!
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
- Kâğıt Üstünde Her Şey Kurallara Uygun
- TTL İşçileri: Haklarımızı Alana Kadar Mücadeleye Devam!
- Aile Hekimlerini Desteklemeli miyiz?
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...