Buradasınız
Covid-19’un Gösterdiği: Dünya İşçilerinin Çıkarları Ortaktır!
Ankara’dan bir grup işçi
Covid-19 salgını kapitalist sistemin tüm çelişkilerini daha da görünür hale getirdi. İşçi sınıfı tüm dünyada daha fazla yoksullaşırken ve hastalık emekçileri vururken, ABD’den Çin’e, Almanya’dan Türkiye’ye süper zenginler servetlerine servet kattılar. Dünya genelinde on milyonlarca işçi işten atılarak açlığa ve yoksulluğa terk edildi. Egemenler, bir taraftan insanlığın büyük felaketle karşı karşıya olduğunu söylediler, öte taraftan işçi sınıfının haklarına saldırdılar. Yani hastalığa değil işçi sınıfına karşı savaş açtılar.
Kapitalist devletler salgını ekonomik krizin, emekçi düşmanı politikalarının üstünü örtmek için fırsata çevirmekten geri durmadılar. Hastalığın çıkış sebepleri ve yayılma hızı konusunda birbirlerini suçlayarak milliyetçiliği ve düşmanlığı körüklediler. Mesela ABD’li egemenler Çin’i suçladılar. Çinlilerin yarasa ve benzeri vahşi hayvanları yediğini söyleyerek Çinlilere karşı milliyetçiliği kışkırttılar. Oysa ABD’de milyonlarca işçinin sağlık sigortası yok. Gelir eşitsizliği, evsizlik sorunu almış başını gidiyor. Tam da bu nedenle Covid-19 salgınında nüfusa oranla en çok ölümün olduğu ülkelerden biri ABD. Yani ABD’deki ölümlerin asıl nedeni yoksulluk ve kapitalizmdir.
Çin ekonomisinin son yıllarda ABD ekonomisine rakip olacak düzeyde büyümesi ABD’li egemenlerin uykularını kaçırıyor. Bu nedenle Çin’i hedef tahtasına koymuş olan ABD, Covid-19 salgınını hem Çin ekonomisini zayıflatmak hem de kendi yetersizliğinin üstünü örtmek için kullandı. Ama ABD’li egemenler bir taraftan Çin’e karşı düşmanlığı kışkırtırken, öte taraftan da oradaki yatırımları yoluyla Çin işçi sınıfını iliklerine kadar sömürüyorlar. Ayrıca Amerikan işçi sınıfını sınırsızca sömürebilmek için Çin’e özeniyorlar.
Benzer bir durum Türkiye’de de yaşanıyor. Bir yandan Çinli diye Güney Koreli turistleri dövmeye kalkanlar, yarasa yiyen insan videoları yayanlar varken diğer yandan Türkiyeli egemenler “Türkiye’yi Avrupa’nın Çin’i yapma” hayallerinden söz ediyorlardı, ediyorlar. Yani ucuz işgücü cenneti olduğu için Çin’e akan dünya sermayesinin Türkiye’ye akmasını istiyorlar. Bunun için siyasi iktidar her fırsatta işçi haklarını tırpanlayarak uluslararası sermayeye Çin’e alternatif ucuz iş gücü kaynağı zeminini oluşturmaya çalışıyor. Ticaret savaşları nedeniyle dünya sermayesinin Çin’den uzaklaşma ihtimali Türkiyeli egemenlerin ağzının suyunu akıtıyor.
Egemenlerin hiç vazgeçmediği bir yoldur, bir düşman yaratıp hedef şaşırtmak. İşçilerin birliğini bozup bu yolla zayıflatmak, her şeye razı olur hale getirmek. Mesela, ABD dünyanın ekonomik ve askeri olarak en güçlü ülkesi. Çin ise son yılların en hızlı büyüyen ve bugün dünya ikincisi olan ekonomisine sahip. Türkiye egemen sınıfı ise her alanda dünyanın büyük güçlerine rakip olduğunu iddia eden, Covid-19 salgını sırasında sözde ABD dâhil çok sayıda ülkeye yardımlar gönderen, gelişmekte olan bir ekonomi. Peki, bütün bu “büyüklük ve güçten” bu ülkelerde yaşayan işçilerin payına ne düşüyor?
ABD’de işsiz sayısı 40 milyona, aç sayısı 50 milyona çıkmış durumda. Çin’de işçiler çok çalışmaktan ölüyor. Türkiye’de 10 milyon işsiz var. Türkiyeli ve ABD’li egemenlerin çok özendiği Çin’de kapitalistler sabah 9’dan akşam 9’a, haftada 6 gün çalışma kuralı getirmeye çalışıyorlar. İtiraz eden işçiyi de tembel ve ahlâksız olmakla suçluyorlar. Türkiye’de kapitalistler yabancı sermayeyi çekebilmek için “Almanya’da asgari ücret saatlik 42 dolar Türkiye’de 5 dolar” diyerek ucuz işgücünün reklamını yapıyorlar, üstelik işgücü maliyeti aslında bunun çok altında. Bunun işçi sınıfı için açlık demek olduğunu gizleyip üstüne bir de işçilerin her türlü örgütlenme çabasını boğmaya çalışıyorlar. Türkiye’de siyasi iktidar Çin gibi “mucizeler” yaratma hayalleri kurarken, Türkiyeli işçiler için bunun anlamı fazla çalışmaktan ölen Çinli işçilerden daha ağır koşullarda çalıştırılmak demektir.
Tek kurtuluş yolumuz bütün dünya işçileriyle çıkarlarımızın ortak olduğunu ve ortak düşmanımızın kim olduğunu görüp ona göre hareket etmektir. Kapitalist sistem yaşamı cehenneme çevirdikçe işçilerin kendilerini umursamayan iktidarlara karşı öfkesi büyüyor. Biz de dünyanın dört bir yanından yükselen bu çığlığa ses vermeliyiz.
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
- DERİTEKS’e Yapılan Saldırı Eylemlerle Protesto Edildi
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...