Buradasınız
DİSK-AR: İşçi Sayısı da İşsizlik Oranı da Artıyor!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs 2016 dönemine ait işgücü istatistiklerini yayınladı. TÜİK’in yayınladığı rakamlara göre, Mayıs ayı işsizlik oranı yüzde 9,4 seviyesinde gerçekleşti. TÜİK’e göre, 15 ve daha üst yaştakilerde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 106 bin kişi artarak 2 milyon 895 bine kişi oldu. Ancak bu rakamlar TÜİK’in kullandığı hesaplama yöntemi nedeniyle gerçekte olduğundan oldukça düşük çıkıyor. TÜİK, iş bulma ümidini kaybeden işsizlerin sayısını istatistiklerden düşüyor. TÜİK’in kullandığı standart işsizlik tanımında, belli bir dönem içinde istihdam halinde olmayan kişilerden iş aramak için son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan 15 ve daha yukarı yaşlardaki kişileri kapsıyor.
TÜİK’in araştırma sonuçlarını değerlendiren Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) ise, geniş tanımlı işsizlerin sayısının Mayıs 2016 itibarı ile 5 milyon 660 bine yükseldiğini ifade etti. Geniş tanımlı işsizlik hesaplaması, TÜİK’in dar tanımındaki işsizlerin yanı sıra, iş bulma ümidini kaybeden işsizleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olan işsizleri, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanları kapsıyor.
DİSK-AR’ın değerlendirmesi şöyle:
- TÜİK tarafından açıklanan dar tanımlı (standart) işsizlik oranı bir önceki yılın Mayıs ayına göre 0,1 puanlık artış göstererek yüzde 9,4 olarak gerçekleşti. Toplam işsiz sayısı bir önceki yılın Mayıs ayına göre 106 bin kişi artarak 2 milyon 895 bine yükseldi.
- 2015 Mayıs ayında 5 milyon 621 bin olan geniş tanımlı işsiz sayısı Mayıs 2016’da 5 Milyon 660 bine yükseldi. İş bulma ümidini kaybeden işsizlerin sayısı bir öncesi yılın aynı dönemine göre düşerken, Nisan 2016’ya göre 19 bin artarak 600 bin olarak gerçekleşti.
- Mayıs 2016 döneminde genç (15-24 yaş arası) işsizliği 0,4 puan artarak yüzde 17,4 olarak gerçekleşti. Genç kadın işsizliği ise 20,3 olarak hesaplandı. Mayıs 2016’da en yüksek işsizlik oranı yüzde 24,8 ile tarım dışı genç kadın işsizliğinde görüldü.
- Erkeklerde işsizlik oranı yüzde 8,6 iken kadınlarda bu oran 11,2 ile erkeklerden 2,6 puan daha yüksektir.
- Evde engelli bakım hizmeti ve toplum yararına çalışma programlarında istihdam edilenler (701 bin kişi) son bir yıl içinde kamuda 190 bin kişilik istihdam artışıyla birlikte düşünüldüğünde, doğrudan ve dolaylı olarak kamunun son bir yılda 891 binin üzerinde istihdam sağladığı görülecektir.
- İstihdamın sınıfsal kompozisyonundaki değişim devam ediyor. Mayıs 2016’da 27 milyon 867 bin kişilik istihdamın 18 milyon 826 binini ücretlilerden oluşuyor. Ücretli ve maaşlı çalışanların toplam istihdam içindeki payı yüzde 67,6’ya yükseldi.
DİSK-AR’ın araştırması, işsizlikte genç işsizliğinin yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de çarpıcı bir manzara gösterdiğini ortaya koyuyor. Buna göre, erkeklerde yüzde 8,6 olan işsizlik oranının kadınlarda yüzde 11,2; istihdam oranının ise erkeklerde yüzde 66,3 iken kadınlarda yüzde 29,2 olduğuna dikkat çekiliyor.
DİSK-AR, istihdamın sektörel ve sınıfsal dağılımını şöyle değerlendirdi:
İstihdamın Sektörel Değişimi
Mayıs 2016’da toplam istihdam bir önceki dönemin aynı ayına göre 795 bini iki artarak 27 milyon 867 bine ulaştı. Tarımda 234 bin kişilik bir istihdam azalışı yaşanırken, imalat sanayinin ise sadece 3 bin kişilik artışla yerinde saydığı görülüyor. Dolayısıyla istihdam artışı esas olarak inşaat ve hizmetlerde gerçekleşiyor. İnşaat sektöründe mevsimsel etkilere bağlı olarak 186 bin kişilik istihdam artışı yaşandığı görülmektedir. İstihdam artışının geri kalan bölümü hizmetlerde gerçekleşti. Hizmetler sektöründeki istihdam artışının büyük bölümünün ulaştırma ve depolama, eğitim ile insan sağlığı ve sosyal hizmet alt sektörlerinde yoğunlaştığı görülüyor.
İstihdamdaki artışta kamu sektörünün önemli pay sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Kamu sektörü istihdamı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,5 oranında artarak 3 milyon 622 bine yükseldi. Kamuda yaşanan toplam 190 bin kişilik artışın 160 bini kadrolu personel, 20 bini sözleşmeli personel ve 60 bini işçi kadrosunda gerçekleşti. Böylece kamu sektörü istihdamın önemli lokomotiflerinden biri olma özelliğini sürdürdü.
Kamu sektöründe özellikle eğitim, insan sağlığı gibi alanlarda da ciddi istihdam artışları yaşandı. İnsan sağlığı ve sosyal hizmetler alanında ise 123 bin kişilik istihdam artışı söz konusu. Bu alanda özellikle evde engelli bakım hizmeti önemli bir yer tutuyor. Dolayısıyla bu alanda yaşanan istihdamın önemli bir bölümünü kamu istihdamı olarak değerlendirmek mümkün. Evde bakım hizmetinde yararlananların toplam sayısı 478 bin 319 kişidir. Bu sayı istihdam içinde kabul edilmektedir. Öte yandan toplum yararına çalışma programlarında ise Mayıs 2016 itibariyle 222 bin 943 kişi çalışmaktadır. Dolayısıyla bu iki kamusal programda 701 bin 261 kişi istihdam edilmektedir.
Evde engelli bakım hizmeti ve toplum yararına çalışma programlarında istihdam edilenler son bir yıl içinde kamuda 190 bin kişilik istihdam artışıyla birlikte düşünüldüğünde, doğrudan ve dolaylı olarak kamunun son bir yılda 891 binin üzerinde istihdam sağladığı görülecektir.
İstihdamın Sınıfsal Kompozisyonu
İstihdamın sınıfsal kompozisyonundaki değişim devam ediyor. Mayıs 2016’da 27 milyon 867 bin kişilik istihdamın 18 milyon 826 bini ücretlilerden oluşuyor. Ücretli ve maaşlı çalışanların toplam istihdam içindeki payı yüzde 67,6’ya yükseldi. Bu oran bir önceki yıl yüzde 66,3 idi. İşverenlerin toplam istihdam içindeki payı küçük bir artışla yüzde 4,4’ten yüzde 4,7’ye yükselirken, kendi hesabına çalışanlar yüzde 16,9’dan 16,4’e düştü. Ücretsiz aile işçilerinin oranı ise 12,4’ten 11,4’e geriledi. Bu tablo işçileşmenin, ücretli çalışmanın temel bir çalışma biçimi haline geldiğini ve mülksüzleşmenin arttığı gösteriyor.
Değerlendirme ve öneriler
TÜİK’in Mayıs 2016 dönemi Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçları işsizlikte 106 bin kişilik bir artış yaşandığını gösteriyor. İşgücü piyasasındaki olumsuzluklar devam ediyor.
İstihdam artışı inşaat, kamu ve hizmet sektöründe ve bu sektörün belli alt sektörlerinde yaşanmaktadır. Son yıllarda kamu sosyal yardım programları kapsamında olanların istihdam içinde gösterilmesi sonucu istihdamda önemli bir şişme ve yapay artış sağlanmıştır. Hizmet sektöründeki istihdam artışında toplum yararına çalışma programları ve engelli bakım hizmetleri önemli bir yer tutmaktadır.
İşsizliğin azaltılması ve istihdamda kalıcı ve güvenceli artış sağlanması için önerilerimiz:
- “Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması” ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
- Uluslararası çalışma normları doğrultusunda herkese en az bir ay ücretli yıllık izin hakkı tanınmalıdır.
- İstihdam artışlarında kamunun payı dikkate değerdir. Kamu istihdamının artırılması, kamuda eğreti ve güvencesiz çalışma biçimleri yerine, kadrolu ve güvenceli istihdam artışının sağlanması yaşamsal önemdedir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
- Güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmeli, tüm taşeron işçilere kadro verilmelidir. Kamu taşeron işçileri kamu işçisi olarak kadroya alınmalıdır.
- Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun “insana yaraşır iş” yaklaşımı temelinde herkese güvenceli ve nitelikli işler sağlanmalıdır.
- Kiralık işçilik yasası (6715) Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmelidir.
- Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Toplum yararına çalışma programları kapsamında çalıştırılanlar daimi işçi statüsüne geçirilmelidir.
- İş başında eğitim adı altında çırak ve stajyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir.
- İşsizlik Sigortası Fonunun amaç dışı kullanımına son verilmelidir
- Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.
Acılar ve Sevinçlere Dair
21 Yılı Geride Bırakırken
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...