Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
Buradasınız
DİSK: Grev Tehdit Değil Haktır! OHAL Kaldırılsın!
DİSK Yönetim Kurulu adına DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grev yasaklarıyla ilgili konuşması hakkında bir basın açıklaması yaptı.
DİSK Yönetim Kurulu adına DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grev yasaklarıyla ilgili konuşması hakkında bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada öne çıkan hususlar şöyle:
- Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) 12 Temmuz 2017 tarihinde düzenlediği toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan “Grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki hayır, burada greve müsaade etmiyoruz, çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız. Bunun için kullanıyoruz” [alkışlar] demiştir. Yerli ve yabancı sermaye temsilcilerine seslenen Erdoğan “Olağanüstü hali biz iş dünyamız daha iyi çalışsın diye yapıyoruz” sözleriyle OHAL’in kimlere hizmet ettiğini açıkça ve samimiyetle ifade etmiştir.
- Her şeyden önce şunu ifade etmek isteriz ki bu açıklamalar malumun ilanıdır ve bir dizi itirafı barındırmaktadır.
- AKP iktidarı döneminde 13, OHAL döneminde 5 grev “milli güvenliği “, “genel sağlığı” veya “finansal istikrarı bozucu” olduğu gibi gerekçelerle ertelenmiş aslında yasaklanmıştır. Erdoğan’ın son açıklamaları, grev yasaklarının asıl gerekçesinin sağlık veya güvenlik değil işverenlerin çıkarlarının korunması olduğunu devletin en tepesinden teyit edilmesidir.
- Cumhurbaşkanı tarafından “tehdit” olarak tanımlanan grev 1961 Anayasasından beri bir hak olarak Anayasa’da yerini almaktadır. Günümüzde de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 54’üncü maddesi grev hakkını güvence altına almaktadır. Anayasal bir hak ne zaman “tehdit” kapsamına alınmıştır? Anayasa ne zaman değiştirilmiştir?
- Anayasanın 120. maddesine göre OHAL “şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması sebepleriyle” ilan edilebilir. Anayasanın 121. maddesine göre ise OHAL ile ilgili Kanun Hükmünde Kararnameler olağanüstü halin gerekli gördüğü konularda çıkarılabilir. Hükümet OHAL döneminde de bu anayasal kurallarla bağlıdır. Öte yandan Olağanüstü Hal Kanunu da hükümete grev erteleme/yasaklama yetkisi vermemektedir. 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de açıkça belirtildiği gibi OHAL’in amacı “darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ile bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemektir.” Grev hakkının bu kapsamda değerlendirilmesi hukuka ve anayasaya açıkça aykırıdır. Dahası grev ertelemeleri OHAL mevzuatı ile değil 6356 sayılı yasaya göre yapılmaktadır. Ancak 6356 sayılı yasanın bir kılıf olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
- Başbakan Binali Yıldırım başta olmak üzere ülkeyi yönetenler “OHAL’in millete karşı ilan edilmediğini” defalarca iddia etmişlerdir. Bugün ülke yurttaşlarının en az üçte ikisi ücret gelirleriyle yaşarken, ücretlilerin en önemli ve anayasal hak arama aracı olan grev hakkı yok sayılmakta ve “tehdit” olarak tanımlanmaktadır. Yurttaşların üçte ikisinin temel bir hakkı “tehdit” olarak görülüp engellenirken, “OHAL’in millete karşı ilan edilmediği” iddiası çürütülmektedir. Eğer nüfusumuzun üçte ikisi “millet” olarak görülmüyorsa “millet” kimdir? “Grev tehdidine izin vermedik” sözlerini coşkuyla alkışlayan yabancı sermaye temsilcileri mi?
- Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) her yıl düzenli olarak yayınladığı İnsan ve Sendikal Haklar Raporu’na göre Türkiye 2016’da Kamboçya, Hindistan, Katar ve İran gibi ülkelerle birlikte çalışanlar için en kötü on ülke sıralamasında yer almıştır. Grevi “tehdit” olarak tanımlayan anayasal bir hakkı engellemekle övünen sözler, 141 ülke içinde en kötü 10 ülke arasında yer aldığımız tespitinin haklılığını ortaya koymuştur.
- Adaletin olmadığı yerde, ülkeyi yönetenler küçük bir azınlığın desteği için “milletin” çoğunluğunun grev hakkının karşısına OHAL ile çıkmaktadır. Adaletin olmadığı yerde hak yoktur, hukuk yoktur, ekmek yoktur, gelecek yoktur.
- Daha geniş bir çerçeveden bakıldığında “Cumhur”un büyük bir çoğunluğunun, yani işçi sınıfının anayasal bir hakkını tehdit olarak görmek, gasp etmek ve bunu övünç olarak ifade etmek açıktır ki Cumhuriyetten daha da fazla uzaklaşmaktır. Yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki bu ülkede adaleti ve cumhuriyeti yeniden inşa etmek, işçi sınıfının ekmeği ve geleceği için bir zorunluluktur.
13 Temmuz 2017
...önceki
Elleri Var Özgürlüğün
Elleri Var Özgürlüğün
sonraki...
Sendikalardan Kıdem Tazminatı Açıklaması
Sendikalardan Kıdem Tazminatı Açıklaması
Son Eklenenler
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...