Buradasınız
Sendikalardan Kıdem Tazminatı Açıklaması

Yılardır gündemde olan kıdem tazminatı fonu, OHAL koşullarında, tam da işçi sınıfı ve toplum baskı altına alınmışken bir kez daha gündeme getirildi. OHAL’in sermayeye ve hükümete bulunmaz fırsatlar yarattığı, fırsat bu fırsat yasalarda hızlıca bir takım değişiklikler yapılacağı birçok defa AKP’li bakanlar tarafından dile getirilmişti. Grevlerin “erteleme” adı altında yasaklanması ve işsizlik fonunun daha da fazla yağmaya açılması, bu çerçevede sağlandı. AKP hükümetinin fırsattan istifade yeniden gündeme getirdiği konulardan biri de kıdem tazminatı fonu idi. Sendikaların tepkisine rağmen fon tasarısı gündemde tutulmaya devam etti. Hükümet adına basına yapılan açıklamalarda, kıdem tazminatının sermayenin sırtındaki “yük”, ayağındaki “pranga” olduğu ifade edilerek, patronları rahatlatacak şekilde bir düzenleme yapılacağı, bu amaçla kıdem tazminatının fona devredileceği birçok defa söylendi.
Kıdem tazminatı fonu konusu, 4 Temmuzda gerçekleştirilen Üçlü Danışma Kurulu Toplantısında patron ve sendika temsilcilerinin gündemine getirildi. Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile işçi ve işveren temsilcilerinin katıldığı Üçlü Danışma Kurulu toplantısında, taraflar fon uygulaması konusunda somut bilgi içeren taslak beklerken, bakanlık tarafından hiçbir taslak sunulmadı. Aylardır medyada bu konunun işlendiğini hatırlatan sendikalar, bu duruma tepki gösterdiler. İşçi örgütleri adına toplantıya katılan DİSK ve Türk-İş, kıdem tazminatı ile ilgili mevcut uygulamada yaşanan aksaklık ve çözüm önerilerine ilişkin hazırladıkları dosyaları sundular, önerilerini dile getirdiler.
DİSK’in önerileri şöyle:
- Kıdem tazminatının fona devri gündemden çıkarılmalıdır. Kıdem tazminatı doğrudan işveren yükümlülüğü olarak kalmalıdır.
- Bütün çalışanlar kıdem tazminatı hakkına kolayca erişilebilmelidir. Bunun için hiçbir ayrım olmaksızın bütün işçilerin kıdem tazminatından yararlanması sağlanmalıdır.
- Kıdem tazminatı her türlü işten çıkarmada ve istifa halinde süre koşulu olmadan ödenmelidir.
- Kıdem tazminatı tavanı kaldırılmalıdır.
- İşverenin icra ve iflası hallerinde kıdem tazminatı alacakları devlet ve bankaların ipotekli alacaklarının önüne alınmalı ve ilk sıraya yükseltilmelidir. Diğer tüm alacaklardan önce işçi alacakları ödenmelidir.
- İşverenin ödeme aczine düşmesi durumunda kıdem tazminatına garanti getirilmelidir. Kıdem tazminatı alacakları ücret alacağı sayılmalı ve halen İşsizlik Sigortası Kanunu’nda düzenlenmiş olan “ücret garanti” uygulaması kapsamına alınmalıdır. Ücret garanti fonu kıdem tazminatını da içerecek şekilde genişletilmeli ve ödeme süresi artırılmalıdır.
- Kıdem tazminatı ödemeyen, ödemekten kaçınan işverenlere ağır yaptırımlar getirilmelidir.
- Kıdem tazminatı ile ilgili hükümler doğrudan 4857 sayılı İş Yasası’nın sistemi içine alınmalıdır.
Türk-İş’in önerileri ise şöyle:
- Kanun hâkimiyeti sağlanmalıdır. Kıdem tazminatının tüm işçiler için işlevsel ve alınabilir bir hak haline gelebilmesi için etkin bir denetleme mekanizması geliştirilmeli, caydırıcı bir idari para cezası sistemi kurgulanmalıdır. İşçi, kıdem tazminatını alamadığını Bakanlığa beyan ettiğinde; Bakanlık işçi beyanı sonrasında; işverenin, işçiye ödeme yapıp yapmadığını araştırmalı, banka kayıtları ile tazminat ödediğini ispat edemeyen her işveren için işçinin mağduriyeti ile orantılı bir idari para cezası vermelidir.
- Vergi ve sigorta borcu olan işverenlerin kamu ihalelerine girmelerini engelleyen uygulamanın; kıdem tazminatını ödemeyen işverenler için de getirilmesi gerekmektedir.
- Kıdem tazminatı alacakları (rehinli alacaklar da dâhil olmak üzere) her türünden kamu veya özel diğer tüm alacakların önünde tutulmalıdır.
- İflas eden veya ödeme aczi içinde bulunan işverenlerin yanında çalışan ve bu nedenle kıdem tazminatını alamayan işçilerin kıdem tazminatı alacaklarını, mevcut Ücret Garanti Fonundan almalarının yolu açılmalıdır.
- Çeşitli sebeplerle bir yıldan az süreli çalıştırılan işçiler çalıştıkları süre ile orantılı olarak kıdem tazminatlarını alabilmelidir.
- Kıdem tazminatında tavan uygulaması kaldırılmalıdır.
Kamu ihalelerine giren işverenlerin işçilerin kıdem tazminatı ödemelerini yapmamaları halinde ödeme yapıncaya kadar yeni bir ihaleye girmesini ve borcu olan alt işverenlerle sözleşme yapmasını önleyecek düzenleme yapılmalıdır.
Konuya ilişkin bir başka çözüm önerisi ise işverenlerin kendi aralarında Sigortalar Birliği Sistemine benzer bir sistem kurmalarının teşvik edilmesidir. Böylelikle çeşitli sebeplerle ödeme güçlüğü çeken işverenlerin kendi kurdukları bu kaynaktan işçilerin haklarını ödemeleri mümkün olabilecektir.
Elleri Var Özgürlüğün
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Rosa’nın yaşamına ve yüreğine 7 yıl süren bir yolculuk yapan Jülide Kural, yazdığı ve oynadığı “Ben Rosa Luxemburg” adlı tiyatro oyunuyla onu kadınlarla, gençlerle, işçilerle, öğrencilerle buluşturuyor. Bu oyunla, onu tanıyan ve mücadelesini...
- “Yoksulluk, bir annenin başını yastığa koyduğunda gündüz çocuğuna istediğini alamadığını düşünüp üzülmesidir.” Bu sözler iki çocuğu olan ve üçüncü çocuklarını bekleyen bir anneye ait. Bugün pek çok anne de yaşadığımız yoksulluğu çocuklarına...
- Kocaeli Başiskele’de bulunan Kartonsan fabrikasında işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine 22 Aralıkta greve çıktı. Selüloz-İş üyesi işçiler, ücretlerine gerçek enflasyon oranında zam yapılmasını, çalışma koşullarının...
- 29 Ocakta İran’ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kışın en soğuk günlerinde, gece 21.44’te meydana gelen depremde en az 3 kişi öldü, 122 kişi yaralandı, çok sayıda ev hasar gördü. Hoy halkı...
- Toplumda çoğunluğun doğru kabul ettiği fikirleri sorgulamak, yanlışları görmek, bunları dile getirmek kolay değildir. Kolay olan herkesin söylediğini söylemek, herkesin yaptığını yapmaktır; çünkü bu çaba sarf etmeyi gerektirmez ve “zararsızdır.”...
- 31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da kaçak bir maytap atölyesinde meydana gelen patlamada 20’si işçi 21 kişi ölmüş 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliamın 15. yıl dönümünün Anayasa Mahkemesi kararıyla tekrar görülen davanın 2. duruşmasının...
- Bizler İşçi Dayanışması gazetesi okuru bir grup petrokimya işçisiyiz. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldik ve “Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” kampanyamızın bildirisini okuduk. Hayat pahalılığı, sosyal hayattan kopma ve baskılar...
- Sendikaların araştırmalar sonucunda açıkladıkları rakamlara göre yoksulluk sınırı 27 bin liranın üzerine çıktı. Türkiye’de bu miktarın üzerinde bir ücrete çalışan işçi sayısı neredeyse parmakla sayılacak kadar azdır. Yani Türkiye’de işçiler...
- Binlerce demiryolu işçisi, 300 bin öğretmen, 70 bin üniversite çalışanı, 100 bin kamu işçisi, 2 bin otobüs şoförü… Bugün İngiltere’de farklı sektörlerden 500 bin işçi grevde. İşçiler mücadelelerini birleştirdiler, grevlerini ortaklaştırdılar ve hep...
- Fransa işçi sınıfı 10 gün arayla 2. kez genel greve gitti. Macron hükümetinin emeklilik yaşını yükseltmek istemesine karşı 31 Ocakta 2,8 milyon işçi bir kez daha meydanları doldurdu. Ülkedeki 8 sendikanın çağrısıyla; Paris, Nice, Toulouse, Lille,...
- İstanbul Esenyurt’ta bulunan LCW’nin deposunda çalışan ve Kod-46 ile işten atılan 14 işçinin 10 Ocakta başlayan mücadelesi kazanımla sonuçlandı. British American Tobacco işçileri greve çıkma kararı aldı. 2022’nin Ağustos ayından bu yana sendikal...
- 2022 sonlarına doğru fırınlarda ekmeğin fiyatı 5 liraydı. İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kent Ekmek fiyatı ise 3 liraydı. Kent Ekmek fiyatı artık 4 liraya çıkartılmış oldu. Yani ekmeğe yüzde 33 zam bindirilmiş oldu. Ekonomik kriz yukarıya doğru...
- Türkiye’de hızla yükselen enflasyon karşısında emekçilerin alım gücü iyice eridi. TÜİK’in resmi enflasyonu ile gerçek enflasyon arasında uçurum olduğu için ve ücret artışları resmi enflasyon veri alınarak yapıldığı için, yapılan zamlar reel...