Buradasınız
Doro-Çiba Sendikası Uluslararası İşçi Dayanışması Komitesinin 1 Mayıs Bildirisi

Doğu Asya’da Savaşa Hayır!
Yeni Savaş Girişimlerini Ezecek Güç, Uluslararası Emek Dayanışmasıdır
Doğu Asya yeni bir savaş tehdidiyle karşı karşıya bulunuyor. Kapitalizmin can çekişmesinin ifadesi olan mevcut küresel ekonomik kriz, sadece işçilerin kitlesel işten atılmalarına değil savaşa da yol açıyor. Kore Yarımadasında patlamaya hazır bir durum söz konusu.Yakınlarda ABD ordusu, Kore Yarımadasının tamamı üzerinde hava hâkimiyeti hedefiyle, Güney Kore ordusuyla birlikte, nükleer kapasiteli stratejik bombalar eşliğinde iki ay süren ve benzeri görülmedik ölçekte bir askeri tatbikat gerçekleştirdi. Obama yönetimi, Güney Koreli partneriyle, Güney ve Kuzey Kore arasındaki olası bir küçük çatışmada dahi ABD’nin müdahil olmasına izin veren bir anlaşma imzaladı. Bu saldırılar karşısında Kuzey Kore’deki Kim Jong-un yönetimi, işçi sınıfı düşmanı bir karşı önlem olarak, nükleer silahlanmayı hızlandırıyor. Kuzey Kore yönetimi, geçtiğimiz günlerde, kendisini vahim bir şekilde savaşın eşiğine itecek şekilde, 1953’te imzalanan ateşkes anlaşmasını sona erdirdiğini ilan etti.
Japonya’ya gelince, Abe yönetimi bu fırsatı utanmazca kullanarak, Japonya’yı bir savaş devletine dönüştürmek için, mevcut Anayasayı içindeki “barış madde”siyle birlikte kaldırmaya niyetleniyor. Şovenizmi kışkırtarak ve Henoko’da (Okinawa’nın kuzey sahili) yeni bir ABD askeri üssü inşasını hazırlayıp Japonya ile ABD arasındaki askeri ittifakı güçlendirerek, bölgesel sorunlar üzerinden Kore ve Çin’e karşı saldırgan provokasyonlar düzenliyor. Abe’nin gündeminde Japonya’nın nükleer silahlanması da var; Abe vahim bir şekilde, şu anda devre dışı olan nükleer santrallerin çoğunu yeniden aktif hale getirmeye hazırlanıyor.
Bizler bu kritik duruma kesinlikle karşı koymalıyız. Savaşa ihtiyaç duyanlar Japonya, ABD ve Güney Kore’nin kapitalist sınıfları ile Çin ve Kuzey Kore’nin ayrıcalıklı egemenleridir; savaşın acılarını çekenler ise adları geçen ülkelerin ve bütün dünyanın emekçi halklarıdır.
O halde Doğu Asya’da şiddetlenen askeri durumun arkasında ne yatmaktadır? Geçen yüzyıldaki iki büyük dünya savaşının gösterdiği üzere, küresel ekonomik kriz içinde bulunan dünya güçleri arasında, pazarlar, kaynaklar ve nüfuz alanları konusunda yürüyen sert çatışma, hızla ve kaçınılmaz olarak siyasal ve askeri cepheleşmeye yol açmaktadır. Nükleer savaş anlamına gelen yeni bir savaşı kışkırtma girişimlerini ezmek için kararlılıkla ayağa kalkmak ve savaşa ihtiyaç duymayan bir toplumun inşası için çabalamak, tüm dünyanın emekçi halkları için acildir.
Kore Sendikalar Konfederasyonu (KCTU) 10 Nisanda bir bildiri yayınladı: “Bizler bütün savaş girişimlerine karşıyız ve savaşı körükleyen bütün güçlere karşı mücadele etmekte kararlıyız.” Bizler bu açıklamayı kesinlikle destekliyoruz ve KCTU’lu cesur kardeşlerimizle ve tüm Koreli emekçilerle birlikte savaşa karşı mücadele etmeye hazır olduğumuzu da buradan ilan ediyoruz.
Bizim mücadelemiz, şiddetlenen bu koşullar altında Japon Anayasasını içerdiği barış maddesiyle birlikte kaldırmaya niyetlenen ve savaş kışkırtıcılığı yapan Abe yönetimini devirmeye odaklanmaktadır.
İşçi sınıfının hiçbir ulusal sınırı yoktur. Yaklaşan 1 Mayıs, tüm dünya işçilerinin bir sınıf olarak birliği için uluslararası dayanışma günüdür; özelleştirmelere, taşeronlaştırmaya, düzensiz çalışmaya ve işten atmalara karşı eylem günüdür; dünya işçi sınıfının kapitalist sömürüye son verme ve kapitalist egemenliği devirme ortak davasını güçlendirme günüdür. Savaşı durduracak ve tüm dünyayı değiştirecek temel güç, ulusları, milliyetleri ve ulusal sınırları aşan uluslararası emek dayanışmasında yatmaktadır.
Uluslararası dayanışma bayrağı altında işçi sınıfının birliğini ve sınıf mücadelesini ilerleterek savaşı ezelim. Bugün dünyanın radikal değişimi için ileri yürüyelim!
1 Mayıs 2013
Doro-Çiba Uluslararası İşçi Dayanışması Komitesi
- İsrail’de Yüz Binler Haykırdı: Savaşı Durdurun!
- ABD’li Emekçiler Filistin Halkının Yanında!
- Sırbistan’da Öğrenciler Hesap Sormaya Devam Ediyor!
- Dünya İşçi Sınıfı Filistin Halkının Yanında, Emperyalist Savaşın Karşısında!
- İşçiler Kemer Sıkma Politikalarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadele Ediyor
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkı için 30. Kez Meydanlarda!
- Dünya Meydanlarında “Gazze’yi Aç Bırakmaya Son Verin!” Eylemleri
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkıyla Dayanışmaya, Protesto Hakkına Sahip Çıkmaya Devam Ediyor
- Dünya İşçi Sınıfı “Mücadeleye Devam” Diyor
- İspanya’da Metal İşçilerinin Grevi Bitti, Mücadele Devam Ediyor
- Hindistan’da 250 Milyon İşçi ve Emekçi: Boyun Eğmiyoruz!
- ABD’de Trump’a ve Otoriterleşmeye Karşı Öfke Büyüyor
- Kenya’da İşçilerin ve Emekçi Gençliğin Yükselen Mücadelesi
- İspanya’da Metal İşçileri Grevde
- Dünya Meydanlarında Emperyalist Savaşa Hayır Sesleri Yükseliyor
- İtalya’da Savaşa Karşı Genel Grev ve Protesto
- Dünya Meydanlarında Milyonların Sesi
- Filistinli İşçi ve Emekçilerle Uluslararası Dayanışma Büyüyor
- ABD’de Göçmen Karşıtlığına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- İngiltere’de İşçiler Kemer Sıkma ve Savaş Politikalarına Karşı Meydanlarda
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...