Buradasınız
Düşük Sendikalaşma Oranları Bize Ne Anlatıyor?
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yılın ilk yarısındaki sendikalı işçi sayısını temmuz ayında Resmi Gazete’de yayınladı. Buna göre kayıtlı işçilerin %85’i sendikasız çalışıyor. Üstelik bu veriler şişirilmiş veriler. Kayıtlı 16 milyon 413 bin 359 işçiden sadece 2 milyon 421 bin 940 işçi sendikalı çalışıyor. Sendikalı işçilerin yarıdan fazlası da karayolları, sağlık kuruluşları, belediyeler gibi kamu işçilerinden oluşuyor. Sendikaya üye olanlardan da toplu sözleşme hakkı olmayanları çıkarırsak gerçek sendikalaşma oranı %9-10’lara kadar düşüyor. Bu durum işçi hakları açısından yıkım demektir.
Bu oran neden bu kadar düşük? Peki, işçi kardeşlerimize sendikalaşmanın faydalarını anlatsak reddeden bir işçi olabilir mi? Kesinlikle hayır! Bir işçi sendikalı olmayı iyi karşılamıyorsa bilin ki sendikaya üye olduktan sonra karşılaşacağını düşündüğü sıkıntılar yüzündendir. Bu sıkıntılar nelerdir? Patronlar sendikaya üye olan işçileri işten atıyorlar. İş mahkemelerinde yetki davalarının sonuçlanması uzun yılları alıyor. Biz işçiler yasal bir hak olan sendikaya üye olduğumuzda dahi devletin kurumları yasanın derhal uygulanması için harekete geçmiyor.
“Madem yasalar işletilmeyebiliyor o zaman bu hakları yasalara neden koydular?” diyeceksiniz. Aslında işçi haklarını yasal güvence altına alan ne patronlar ne onların meclisleri ne de siyasi partileriydi. Haklarımızı bir bir, söke söke alan işçilerin örgütlülüğünden doğan gücümüzdü. İşçilerin mücadele tarihi haklarımızı nasıl aldığımızı gözler önüne seriyor. Biz işçiler örgütlendikçe ve haklarımız için hep birlikte mücadeleye atıldıkça sendika kurmak ve greve çıkmak hakkını kazandık.
İşçiler dünya tarihinde sadece sendikalaşma hakkı değil, toplantı ve gösteri yapma hakkını, seçme ve seçilme hakkını, bugün aklınıza gelen en ufak demokratik hakları bile birçok zorlu mücadelenin ardından kazandı ve biz gelecekteki işçilere miras bıraktı. Fakat bugün demokratik hakların kırıntısına bile muhtaç hale geldik. Aslında biz işçilere mücadele tarihimizden kalan en önemli şey yasalara geçen haklar değildi sadece. Asıl önemli olan miras, örgütlü bir işçi mücadelesinin yol ve yöntemleriydi. Yani patronlar karşısında örgütlü olma geleneği bize bırakılan en önemli mirastır. Eğer biz işçiler, bu mirasa sahip çıkmazsak örgütlü bir güçle patronların karşısına çıkmazsak olan ve olacak şeyler ortada. Haklarımız günden güne eriyecek ve patronlar sırtımızdan hiç inmeyecek.
Her krizin faturasının biz işçilere kesilmesi birlik ve dayanışmamızın solması, sendikal ve siyasal örgütlülüğümüzün zayıflaması yüzünden mümkün olabiliyor. İşçilerin büyük çoğunluğu sendikal anlamda örgütsüzdür. Son yıllarda zaten zamlardan gözümüzü açamıyorduk. Genel seçimlerin bitmesini bekleyen iktidar bir yandan patronlara teşvikler yağdırırken bir yandan da işçileri zam ve vergi yağmuruna tutmaktan geri durmadı. Hiçbir işçi kardeşim bu gidişattan memnun değil. Fakat bir sendikaya dahi üye olmayan örgütsüz işçiler kendini çıkışsız hisseder ve çıkışsız olanlar sonunda cellatlarına boyun eğerler. Biz işçilerin bu durumdan kurtulmasının tek yolu, işçi örgütlerinde birleşmek ve bu örgütlü güçle birlikte haklarımızı yükseltmektir. Bu nedenle biz UİD-DER’li işçiler işçi kardeşlerimize her türlü yolla işçilerin örgütlenmesinin önemini, örgütlenmenin birinci ihtiyacımız olduğunu anlatıyoruz. Yoksa haklar kâğıt üstünde kalmaya devam eder ve ne zamların ne de patronların zulmünün sonu gelir.
- Liseliler Ayakta: “Öğretmenime Dokunma!”
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
- Kâğıt Üstünde Her Şey Kurallara Uygun
- TTL İşçileri: Haklarımızı Alana Kadar Mücadeleye Devam!
Son Eklenenler
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...