Buradasınız
Ekim Devrimi konulu UİD-DER semineri
Kartal’dan UİD-DER üyesi bir işçi
Merhaba dostlar,
Kasım ayında UİD-DER çatısı altında İşçi Özeğitim Gruplarının 1917 Ekim Devrimi konulu semineri düzenlendi. Bundan tam 89 yıl önce Rusya’da sınıf kardeşlerimiz tarihin akışını değiştiren bir devrim yaptılar. Egemen sınıflar bu devrimle öyle bir korkuya kapıldılar ki, bir daha böyle bir korku yaşamamak için kendilerinin unutamadığı bu tarihsel olayı bizlere unutturmak için ellerinden geleni yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. İşte bu etkinlik, kapitalistlerin unutturma ve karalama çabalarına inat, yaşanan bu muazzam deneyimi aktararak işçi sınıfının tarihsel hafızasını diri tutma çabalarından biriydi.
Slaytlar eşliğinde Ekim Devrimine giden süreci ve sonrasını anlatan sunum, şiirler ve marşlarla bütünleştiğinde izleyenlere sınırlı bir sürede de olsa çok şey anlattı diye düşünüyorum. Verilen mesaj gayet açıktı. Sınıfsız bir toplumun hiç de hayal olmadığını, sadece devrimin kendisinin bile toplumda nasıl da hızlı bir değişim ve dönüşüm yarattığını, kapitalizmin sahte demokrasisinden bin kat daha demokratik bir işçi devleti kurularak daha ilk adımda pek çok kazanım elde edildiğini, etkinliğe katılan herkes belki ilk kez belki de bir kez daha çok net bir şekilde görmüş oldu. Emperyalist savaşa son verilmesi, ezilen uluslara ayrılma hakkının tanınması, ülke çapında başlatılan okuma-yazma kursları, açılan ortak kreşler, yemekhaneler, çamaşırhaneler, konut-eğitim-sağlık gibi en temel ihtiyaçların ücretsiz karşılanması gibi kazanımlar devrimin hemen ardından elde edilmişti.
En önemlisi de burjuvazinin yalanlarına, çarpıtmalarına karşılık bir kez daha gördük ki, Ekim Devrimi bizzat işçilerin yaptığı bir devrimdi ve kurulan da bir işçi iktidarıydı. İşçi sınıfını küçümseyen, onun bir devrim yapamayacağını söyleyenlere verilmiş bir yanıttı.
Burjuvazi biz işçileri ne kadar hor görürse görsün, tarihsel belgelerle, her şey apaçık ortadayken, yaşananları gizlemeye çalışması, devrimi bir öcüymüş gibi göstererek çarpıtması aslında bizden ne kadar korktuğunun bir göstergesi değil midir? Bugün burjuva ideolojisiyle zihinleri sakatlanmış pek çok işçi Ekim Devrimini ya sadece burjuvazinin anlattıklarıyla biliyor ya da hiç bilmiyor. Oysa Ekim Devrimi biz işçiler için korkulacak, öcü gözüyle bakılacak bir olay değil, gururla sahip çıkmamız gereken, bütün işçi kardeşlerimize anlatmamız ve yeni devrimler için mücadele ederek, bu yolda örnek almamız gereken bir deneyimdir. Bırakalım devrimin korkusunu, devrimle birlikte kaybedecek bir şeyleri olanlar yaşasın. Bizim zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok. Ama tıpkı Ekim Devrimini gerçekleştiren Rus işçi kardeşlerimiz gibi kazanacağımız çok şey var. Yeter ki kendi gücümüzün farkına varalım ve örgütlenelim. İşte o zaman “köleliğin olmadığı, insanın insanı ezmediği, güneş kadar parlak, güneş kadar ulu, güneş kadar geniş ve güneş kadar sıcak bir toplum” yaratacağız.
Yaşasın Ekim Devrimi ve Onun Sönmeyen Ateşi!
DİSK’in Asgari Ücret Eylemleri
İşsizlik ve düşük ücret
Son Eklenenler
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...