Buradasınız
Emekçi Kadınlar Hak ve Özgürlük Mücadelesiyle Özgürleşir!
Sefaköy’den emekçi kadınlar
Türkiye’de kadınların yüzde 38’i şiddet gördüğünü beyan ediyor. Veriler ne kadar çarpıcı da olsa rakamların dili ne yazık ki soğuk. Şiddet milyonlarca kadının ruh ve beden sağlığını, hayallerini, umutlarını, canını alıyor. Erkekleri birer caniye dönüştüren, çürüyen ve her alanda çürüme yaratan kapitalist sömürü düzeninin kendisidir. Bu sistemin körüklediği erkek-egemen toplumsal zihniyettir. Kapitalist toplumda insanlar mal, mülk, güç ve iktidar sahibi olma peşinde bir yarışa sokuluyor. Ancak artan ekonomik sorunlar, işsizlik, yoksulluk milyarlarca insanı bu yarışta “kaybeden” durumuna sokuyor ve insanların kendini daha değersiz hissetmesine neden oluyor. Zaten sonucu başından belli bu yarışta erkekler kendilerine de kadına da değer vermenin ne demek olduğunu öğrenemiyor, kendisinden zayıf gördüğü kadını hedef alıyor, zorbaca davranıyor. Oysa emekçi kadınlar, güçlü olmak, saygı görmek istiyorlar. Eşitlik ve bir insan olarak kendi yaşamları üzerinde daha çok söz sahibi olma mücadelesi veriyorlar. Hem evlerde hem de işyerlerinde kötü koşullarını değiştirmek için daha fazla mücadele ediyorlar. Bugün süren grev ve direnişlerde kadın emekçilerin daha çok yer alması, hakları için bir adım öne çıkması bir tesadüf değil.
Örgütlü mücadelenin kendilerine açtığı yeni yolları deneyimlemek, zorluklara karşı birlikte mücadele etmenin tadına varmak hem emekçi kadınları hem de ailelerini değiştirip dönüştürüyor. Hayatı birlikte var eden işçiler, hayatı onlar için cehenneme çevirenlere, sevgisizliğe, şiddete ve yoksulluk çukuruna hapsetmek isteyenlere karşı omuz omuza mücadele verdiklerinde değişimin önüne geçilemiyor.
UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak ziyaret ettiğimiz grevlerde kadın işçilerle bu konuda sohbetlerimiz oluyor. Emekçi kadınlar mücadeleye atıldıklarında hem işyerlerinde patronlara karşı hem de erkek-egemen zihniyete karşı mücadele ediyorlar. Mesela Adkotürk’teki kadın kardeşlerimiz patrona karşı direnişe geçtiklerinde, patronların “otobana düştüler!” gibi hakaretleri devreye soktuğunu anlatıyorlar. Patronların niyeti elbette mücadeleci kadınları aşağılayarak morallerini bozmak, eşleri ile aralarını bozmaya çalışmak, evdeki baskıyı arttırmak, böylece direnişi kırmak! Ancak emekçi kadınlar bu baskı ve hakaretlere, boyun eğerek değil, kendilerinden başlayarak ailelerini de değiştirip dönüştürerek cevap veriyorlar. Başta ailelerinin, eşlerinin grev yerine gelmelerini istemediklerini, her sabah evden çıkarken çeşitli sorunlarla karşılaştıklarını anlatıyorlardı. Hatta eskiden eşi yanında yoksa dışarı bile çıkamadığını söyleyen bir kadın işçi, şimdi ev ev dolaşıp işçi arkadaşlarını mücadelelerine omuz vermeye çağırdığını anlatıyor.
İşçi ablalarımızdan biri evdeki aile ilişkilerinin olumlu anlamda değiştiğini, eşiyle birbirlerine daha çok kenetlendiklerini anlatıyor. Valilik önünde yaşadıkları saldırının ardından gece saat 12.00 civarında eve döndüğünde ister istemez eşinin tepkisinden çekindiğini söyleyen işçi ablamız, kapıyı açan eşinin olaydan haberi olduğunu ve “sen neden bu saatte eve geldin? Arkadaşlarının çoğu hâlâ karakoldayken!” diyerek bambaşka bir tepki gösterdiğini mutlulukla anlatıyor. Mücadelenin en büyük kazanımının öz güvenlerinin artması, aileleriyle ilişkilerinin bu süreçte güzelleşmesi olduğunu samimiyetle dile getiriyorlar. Ayrıca grevdeki erkek işçilerin de kadın işçilere bakış açısının değiştiğini, ortak bir sorun için ortak mücadele altında birbirlerine olan saygılarının arttığını aktarıyorlar.
Örgütlü mücadelenin kendilerine açtığı yeni yolları deneyimlemek, zorluklara karşı birlikte mücadele etmenin tadına varmak hem emekçi kadınları hem de ailelerini değiştirip dönüştürüyor. Hayatı birlikte var eden işçiler, hayatı onlar için cehenneme çevirenlere, sevgisizliğe, şiddete ve yoksulluk çukuruna hapsetmek isteyenlere karşı omuz omuza mücadele verdiklerinde değişimin önüne geçilemiyor. UİD-DER’li kadın işçiler olarak, gittiğimiz tüm dayanışma ziyaretlerinde benzerlerini kendimizin de yaşadığı bu örnekleri duymak bize umut ve gurur veriyor. Patronlar sınıfına karşı girişilen her mücadele, emekçi kadınlar olarak yaşadığımız sorunlara karşı da mücadele etmek demek ve küçük de olsa anlamlı değişiklikler yaratabilmek demek. İşçiler olarak kapitalist düzene karşı mücadelemizi büyüttükçe özgürleşecek, bizlere biçilen kalıpları paramparça edecek, şiddetin ve eşitsizliğin önüne geçeceğiz.
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
Son Eklenenler
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...