Buradasınız
Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
Gebze’den bir grup emekçi kadın

İşçi Dayanışması’nın 195. sayısında 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişine katılan Nurten ablamızın şu sözlerine yer veriliyordu: “Sınıfsal olarak böyle bir şeyi yapmamam ayıp olurdu. Kendimiz için yürüdük.” Bugünün kadın işçileri olarak kendisi için yürüyen Nurten abladan, 15-16 Haziran Direnişinden ve işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinden öğrenecek çok şeyimiz olduğunu biliyoruz. Biz de bu bilinçle UİD-DER’de kendimiz için yan yana geliyoruz, kendimiz için buluşuyoruz. Biz Mata’da yiğitçe direnmiş, Mersen’de tek kadın grevci olarak mücadeleye katılmış, yıllarını fabrikalarda çalışarak geçirmiş kadınlarız. Biz grev ve direniş ziyaretlerinden hem çok şey öğrenmiş hem de bildiklerini mücadeleye atılan işçilere öğretmiş kadınlarız. Biz Nurten abladan mücadele bayrağını devralan bugünün emekçi kadınlarıyız.
Bize de mücadeleye ilk atıldığımızda, yanı başımızdaki insanlar “ailene vakit ayıracağın yerde burada ne işin var?” diye sordular. Greve çıktığımızda “sen bu grevdeki tek kadınsın. Bu kadar erkeğin içinde ne işin var? Grev oylamasıyla ilgileneceğine işinle ilgilensene” diyen de oldu. “Onca saat çalışıp bir de bu işlerle mi uğraşıyorsun? Gidip evine dinlensene” diyen de. Emekçi kadınların erkek sınıf kardeşleriyle birlikte çalışmasında bir sorun yokken, onlarla birlikte direnmesi, mücadeleye katılması neden sorun oluyor? Mata direnişçisi kadın arkadaşımızın dediği gibi, düşündüğümüz şeyi yapmaktan, düşündüğümüz yere gelmekten neden yorulalım? İnsanın bildiğini duymaya ihtiyacı var. Bildiği doğruları yüreği birlikte atan insanlarla tekrar etmeye ihtiyacı var. Fabrikadaki eylemlerde en önde olduğumuzu gören bazı yakınlarımız utanıp utanmadığımızı soruyorlar. Biz önde durmaktan gurur duyuyoruz. Ekmeğimiz için mücadele ediyoruz çünkü. Başlarda acemice, çekinerek kaldırdığımız yumruklarımızı bilinçlendikçe sımsıkı kaldırıyoruz. Çünkü haklı olduğumuzu biliyoruz, hakkımız olduğunu biliyoruz. Bizden sonra gelecek işçilere örnek olmak istiyoruz. Tıpkı Nurten ablaların bize örnek olması gibi.
Biz çocuklarımız için, içinde yaşadığımız toplum için geliyoruz UİD-DER’e. Burada öğrendiklerimizle çocuklarımıza, ailemize, çevremize katkımız oluyor. Mesela 8 Mart’ın hediye alıp verme günü olmadığını, tarihini anlattığımızda çok şaşırıyorlar. Bilmedikleri ne kadar çok şey olduğuna şaşırıyorlar. Biz burada bilgiyi, dayanışmayı, paylaşmayı öğreniyoruz. Hayatımız burada kolaylaşıyor, gelişiyor. Kendimize değer katıyoruz. Evde durduğumuz yerde hiç ilerlemiyoruz. Yerinde sayan, gün geçtikçe gerileyen bir anne çocuklarına zaman ayırsa ne olacak? İnsan zenginleştirmeli kendini, donatmalı, öğrenmeli. Oysa bizim toplumumuzda yoksula sadece şükretmeyi öğretiyorlar. Çünkü yoksul şükrederse zenginin huzuru kaçmaz. Bilincimiz gelişmezse zenginlerin bizi yönetmesi kolay olur.
Mesela Jones Ana’yı öğrendik UİD-DER’de. Jones Ana yaşadığı toplumun işçiler ve patronlar olarak iki sınıfa bölündüğünü biliyordu. Çocuklarını kaybettiğinde onların yasıyla yitip gitmedi. Tüm işçi çocuklarını bağrına bastı. Onların geleceğini kurtarmak için onlarla birlikte mücadele etti. Biz buraya gelmeseydik, fabrikalarda, sendikalarda mücadele eden eşlerimizi, arkadaşlarımızı asla anlayamazdık. Sadece biz değil çocuklarımız da anlayamazdı. Çocuklarımız burada gitar çalmayı öğrenirken hayatı da öğreniyorlar çünkü. Buradan öğrendikleriyle, bizim anlattıklarımızla yalan bir dünyada değil gerçeklerle büyüyorlar.
Burası hepimizi birbirimize bağlayan bir halka bizim için. Greve çıktıktan sonra sınıfımızın gücüyle tanıştık. UİD-DER’i tanıdık. Direnişe başladıktan sonra dayanışmayı, dayanışmayla güçlenmeyi öğrendik. Bugünkü şartlarımızı değiştirmek için uğraşırken geçmişin deneyimlerini öğrendik. 15-16 Haziran’ı, işçilerin birliğinden korkan patronların Galata köprüsünü açtırdığını, Nurten abla gibi nice kadının yürüyüşlere katıldığını öğrendik. Daha öğrenecek çok şeyimiz var elbette. Bunları doğru yerde öğreniyor olmak en büyük mutluluğumuz. Her etkinliğimiz, katıldığımız her çalışma bize daha çok güven veriyor. Kendimize ve sınıfımıza duyduğumuz güven büyüyor. Daha iyi bir anne, daha iyi bir eş, daha iyi bir evlat olmak için daha bilinçli ve örgütlü kadınlar olmamız gerekiyor. Beynimizin içindeki aklı, kalbimizin içindeki vicdanı, irademizi güçlendirmemiz gerekiyor. İşte bunun için geliyoruz UİD-DER’e. Bugün attığımız bu küçük adımların yarın büyük değişimlerin önünü açacağına duyduğumuz inançla, tüm emekçi kadınları kendileri, evlatları ve içinde yaşadıkları toplum için UİD-DER’e çağırıyoruz.
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- 15-16 Haziran Ruhu Yeniden Can Bulacak!
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Gelenekten Geleceğe: 53. Yılında 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi
- Tanıklıklarla İki Büyük Günün, Güven ve Cesaretin Hikâyesi
- İşçileri Davar Sürüsü mü Zannediyorlar?
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Köklerimiz Çınar Ağacının Kökleri Gibi Sağlam
- Ali Özgentürk’ün mesajı:
- Kendi Tarihini Hafızana Kazı!
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 50. Yılında Gelenekten Geleceğe!
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...