Buradasınız
Emekçi Kadınlar UİD-DER’de Buluştular

10 Martta Ankara’da ve 24 Martta ise UİD-DER’in diğer tüm temsilciliklerinde aynı anda 8 Mart coşkusu yaşandı. UİD-DER Kadın Komitesi’nin çağrısıyla gerçekleştirilen “8 Mart: Emekçi Kadınlar Örgütlü Mücadeleye!” etkinliklerine yüzlerce kadın işçi ve emekçi katıldı.
Tüm temsilciliklerde etkinliklere çok çeşitli sektörlerden kadın işçiler, ev kadınları, barış isteyen Kürt kadınları, direniş ve grev yaşamış kadın işçiler; arkadaşları, eşleri ve çocukları ile katıldılar. Emekçi kadınlar kızıl karanfillerle karşılandılar. Hep beraber hazırlanan yemekler UİD-DER’li erkek işçilerin hazırladığı kardeşlik sofrasında paylaşıldı. UİD-DER medya ekibinin emekçi kadınlarla yapılan röportajlardan oluşturduğu ve kadınların sorunlarını anlattığı “Emekçi Kadınlar Anlatıyor” filmi izlendi, bu kısımda oldukça duygusal anlar yaşandı. UİD-DER Müzik Grubu’nun derlediği şarkılar coşkuyla dinlendi, halaylar çekildi.
İşçi sınıfının kadınları, yoksullukla ve acılarla boğuşurken, patronlar sınıfının kadınları “bugün ne yesem, hangi kuaföre gitsem, tatile nereye gitsem?” diye düşünüyorlar. Emekçi kadınlar 8 Mart’ı işgününü kısaltmak ve erkeklerle eşit yaptıkları işlerde eşit ücret alabilmek için mücadele ederken yarattılar. Bu nedenle 8 Mart kadınlar günü değil emekçi kadınların mücadele günüdür ve işçi sınıfına aittir. Tüm temsilciliklerde emekçi kadınlar, kendilerine ait bu güne coşkuyla sahip çıktılar.
Ankara
10 Martta gerçekleştirilen etkinliğe her sektörden kadın ve erkek işçiler katıldılar. Kadın emekçiler UİD-DER’li kardeşleri tarafından karanfillerle karşılandılar. Programın ilk bölümü hep birlikte hazırlanan lezzetli yemeklerin yenmesiyle başladı.
İkinci bölümde dernek adına yapılan konuşmanın ardından sıra hep birlikte söylenen türkülere geldi. Türkülere UİD-DER’li işçilerin okudukları; işçi kadınları, savaşın yarattığı acıları, sevdayı, özlemi ve mücadeleyi anlatan şiirler eşlik etti.
Programın sonunda işçi ve emekçi konuklara söz verildi. Söz alan işçi kadınlar hem kadın olarak hem de işçi olarak yaşadıkları sıkıntı ve acıları anlattılar. İşçi kadınların kendilerine daha fazla güvenmeleri gerektiği defalarca vurgulandı. Toplumun emekçi kadınlara dayattığı ezik, utangaç, kendine yapılan haksızlıklara karşı suskun kalan birey pozisyonundan kurtulması gerektiği ve bunun ancak örgütlü mücadele içinde olabileceği üzerinde duruldu.
Hep beraber coşkuyla çekilen halayların ardından önümüzdeki 1 Mayıs’ta alanlarda, UİD-DER kortejinde toplanma çağrısıyla program sonlandırıldı.
Sefaköy
Sefaköy’deki etkinliğe pek çok sektörden kadın işçinin yanı sıra yaşadıkları ülkede baskılara, zulme karşı direnen, işçi sınıfının saflarında mücadele eden İranlı mülteci emekçi kadınlar, THY’de grev yasağına geçit vermeyen, işten atılmaya karşı direnişe geçen havayolu işçileri ve on yıllardır özgürlük ve barış için mücadele eden Kürt kadınları adına BDP Avcılar ve Sefaköy Kadın Meclisi’nden emekçiler katıldı. Hazırlanan 8 Mart pastasını THY direnişçisi kadın işçiler kesti. Böylece hem Emekçi Kadınlar Günü hem de THY direnişinin 300. günü kutlandı.
Etkinlik için hazırlanan “Emekçi Kadınlar Anlatıyor” videosunda emekçi kadınlarla yapılan röportajlar salonda bulunan emekçi kadınları derinden etkiledi. Kimi kadın kardeşlerimiz gözyaşlarını tutamadılar. Kadın emekçiler söz aldılar ve kendi sıkıntılarını ve çözüm yollarını paylaştılar. 18 yaşında evlenen, 19’unda anne olan, yıllardır işçilik yapan bir kadının anlattıkları, pek çok kadının yaşamına ayna tuttu. Erkekleri egemen hale getirenlerin de onların anneleri olduğunu ifade eden kadın işçi, tüm emekçi kadınları birlik olmaya çağırdı.
BDP Kadın Meclisi’nden gelen arkadaşlarımız, Türk emekçilerini barış sürecine destek olmaya çağırdılar. Kendilerinin de işçi olduğunu ifade eden Kürt kadınları yaşadıkları sıkıntılardan söz ettiler. Daha önce bu kadar farklı kesimlerden emekçi kadınlarla bir araya gelmediğini söyleyen BDP Kadın Meclisi üyesi bir emekçi, etkinlikte bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade etti. Emekçileri, ırk ve mezhep temelinde bölmeye çalışanlara karşı kardeşlik özlemini dile getirdi.
İyi Türkçe konuşamadığı için dışlandığını söyleyen bir Kürt kadını, “biz farklı değiliz, Kürt’üz, eşit olmak istiyoruz, barış istiyoruz” diye konuştu. Konuşmasını “Jin, Jiyan, Azadi!” (Kadın, Yaşam, Özgürlük) diyerek bitirdi.
Tuzla
UİD-DER Tuzla temsilciliğinde 8 Mart; deri, tekstil, metal, hizmet, tersane gibi sektörlerde çalışan kadın ve erkek işçilerle, hep birlikte ve coşkuyla kutlandı. Etkinlikte BDP Tuzla Kadın Meclisi’nden emekçiler de ağırlandı. Kadınların ağırlıkta olduğu etkinlikte 8 Mart’ın nasıl ortaya çıktığı ve neden “kadınlar günü” değil, “emekçi kadınlar günü” olduğu vurgulandı.
Karanfillerle karşılanan emekçi kadınlar, “Emekçi Kadınlar Anlatıyor” videosundaki gibi kadın ve emekçi olmanın sıkıntılarını paylaştılar. Kadının yaşamın her alanında çifte ezilmişliğe uğradığına ve yaşadıkları sorunlara dikkat çeken röportajlardaki kadınların söyledikleri, sorunların ortak olduğunu belirginleştiriyordu. “İşyerlerinde biz kadınları ucuz işgücü olarak görüyorlar, kriz dönemlerinde ilk işten atılan biz kadınlar oluyoruz” diyordu bir kadın işçi. Bir başka kadın emekçi bu sistemde kadın bedeninin nasıl kullanıldığına dikkat çekiyordu: “Araba reklamları bile kadın bedeni üzerinden yapılıyor.” Bir başkası şöyle soruyordu. “Küçük yaşta, daha çocukluğunda anlıyorsun kadın olmanın zorluklarını. ‘Sen sus! Sen kızsın konuşma!’ denerek büyütülüyoruz. Biz kadınlar tek başımıza hiçbir şeyin üstesinden gelemezmişiz gibi yetiştiriliyoruz. Neden bunlara maruz kalıyoruz?” “Sokakta güvenle yürüyemiyoruz, kadına yönelik şiddet ve cinayet her gecen gün artıyor. Kadın sokakta eşi veya sevgilisi tarafından dayak yese kimse dönüp bakmıyor. Sokakta tacize uğrasan ‘kadın kuyruk sallamasa erkek bir şey yapmaz’ mantığıyla yaklaşılıp kadın suçlanıyor” diyordu bir başka kadın işçi.
Kadınlar, UİD-DER’li erkek işçilerin mutfakta, çocuk bakımında ve diğer tüm pratik işlerde koşturduğunu görünce, örgütlü ve bilinçli olmanın nasıl da farklı olduğunu gördüklerini belirttiler.
Sohbetlerin ardından etkinlik şarkılar ve halaylarla bitirildi.
Sarıgazi
Sarıgazi’deki etkinliğe kadın ve erkek emekçiler yoğun bir katılım sağladılar. BDP Sancaktepe Kadın Meclisi’nden konuklar da etkinlikteki yerlerini aldılar. UİD-DER sofrasında yenilen yemeklerin ardından 8 Mart’ın yalın bir dille anlatılan kısa tarihçesi, sunum, müzik ve şiirler salondaki coşkuyla daha da anlam kazandı.
8 Mart coşkusuna tanıklık eden 58 yaşında bir kadın emekçi, duygularını şu sözlerle ifade etti: “Bugüne kadar kendim için yaşadığım tek bir gün bile olmadığını fark ettim. Evlere temizliğe gittim yıllarca. Yetmedi, eve geldim çalıştım. Kocamdan çok daha fazla çalıştım ve yıprandım. Ama bir sigortam bile olmadı. Şimdi eşim emekli ben değilim. Hâlâ ondan para almak zorundayım. Bugün buraya gelerek kendim için bir şey yaptım, size çok teşekkür ederim.”
Bir başka kadın işçi şöyle konuştu: “Çoğu şeyi biz kadınlar kendimize yapıyoruz. Erkekleri yetiştiren biz kadınlarız. Benim babam bir gün dahi anneme yemekten sonra ‘eline sağlık’ dememiştir. Annem hep ezik kaldı. Ama ben yaptığımda söylüyor.”
Sarıgazi’li emekçi kadınlar UİD-DER Kadın Komitesi aracılığıyla tüm UİD-DER’li işçilere bu güzel etkinlik için teşekkür ettiler.
Gebze
Emekçi kadınlar Gebze’de de büyük bir coşku ile UİD-DER Kadın Komitesi’nin çağrısına uydular, “8 Mart: Emekçi Kadınlar Örgütlü Mücadeleye” etkinliğine yoğun bir katılım sağladılar. İşçi semtlerinde, fabrikalarda, kampanya stantlarında, UİD-DER’in çalışmalarında tanışılan pek çok kadın emekçi ilk kez böyle bir etkinliğe katılmanın mutluluğuyla farklı bir gün yaşadılar.
Etkinlik UİD-DER’li erkek işçilerin hazırladığı yemeklerin yenmesiyle başladı. UİD-DER’li erkek işçiler, yemek ve çay ikramı, çocuk bakımı, temizlik gibi işlere gönüllü bir biçimde talip oldular. İşçi dayanışmasının güzel bir örneğini sergilediler.
Etkinlikte, 8 Mart’ın kadınlar için ne anlama geldiğine kısaca değinildi. 156 yıl önce New York’lu dokuma işçisi kadınların başlattığı mücadelenin ve bu mücadelede hayatını kaybeden kadınların asla unutulmadığı, yıllar sonra bu mücadelenin erkek işçilerle birlikte zafere taşındığı anlatıldı. “Emekçi Kadınlar Anlatıyor” konulu videonun ardından salondaki emekçi kadınlara söz verildi. İşçi kadınlar söz alarak gerek iş, gerekse ev yaşamında karşılaştıkları sorunları paylaştılar, bu sorunlara karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiği üzerine sohbet ettiler. Bu sohbetler sırasında bir kadın emekçi, bir fabrika işçisi olan eşinin UİD-DER’le tanıştıktan sonra çok değiştiğini, evdeki işlere yardım etmeye başladığını anlattı. “UİD-DER’de farklı bir şey var. Eşim buraya gelsin ve beni de getirsin istiyorum” dedi.
Sohbetlerde bu toplumda kadın olmanın; yani horlanmanın, aşağılanmanın, şiddetin, tacizin, sömürünün karşısında durabilmek için emekçi kadınların mücadelede en önde durmaktan başka çareleri olmadığı vurgulandı.
Emekçi kadınlar, UİD-DER Müzik Grubunun hazırladığı birbirinden güzel şarkı ve türkülere eşlik edip halaylar çektiler. Halayların ardından işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a katılım çağrısı yapıldı.
Omuz omuza çekilen halayların ardından kadın emekçiler, UİD-DER Kadın Komitesi’ne “siz bize geldiğimiz için teşekkür ettiniz ama asıl biz size teşekkür ederiz, bize böyle bir gün yaşattığınız için” dediler.
Hırsız mıyız, İşçi mi?
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...