Buradasınız
Emeklilikte Yaşa Takılanlar Büyük Maltepe Mitinginde Buluştu

EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) Federasyonu’nun çağrısıyla Türkiye’nin çeşitli kentlerinden gelen on binlerce EYT’li; “Varız, Biriz, Buradayız” şiarıyla İstanbul Maltepe meydanında bir miting gerçekleştirdi. Mitinge çok sayıda siyasi parti temsilcisi, milletvekilleri, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, çeşitli sendika temsilcileri ve İstanbul İGDAŞ işçileri destek verdi. Yıllardır hakları gasp edilen EYT’lilerin coşkusu ve kararlılığı hep beraber haykırılan sloganlara yansıdı: “Edirne’den Kars’a, Jüpiter’den Mars’a Eğer Adalet Varsa Çıksın Artık Bu Yasa. Duysun Artık Ankara!”, “Emeklilik Hakkımız Söke Söke Alırız”, “EYT Haktır, Çözümü Tektir!”
Babası EYT’li olan üniversite öğrencisi Ece Karlı mitingde bir konuşma yaptı. Gençler olarak tüm haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı olduklarını belirten Karlı, şunları söyledi: “Babam sigortalı işe girdiğinde devletimiz babama 25 yıl çalış, 5 bin prim günü tamamla Adem Karlı seni emekli yapacağım demiş. Daha sonrasında ise adeta maç oynanırken kural değiştirmek gibi babamın emeklilik hakkını tam 10 yıl daha erteleyip elinden almıştır. Bu mağduriyet sadece babamın değil tüm emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetidir.” Karlı, EYT’lilerin çocukları olarak EYT’lileri görmezden gelenleri seçim zamanında sandıkta görmeyeceklerini, zaferin inananların olacağını, gençlerin ise EYT’lilerin verdiği mücadeleye inandığını söyleyerek sözlerini sonlandırdı.
EYT Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak, konuşmasına alanı dolduran kitlenin kalabalık olmasına ve coşkusuna vurgu yaparak başladı. Özüpak şöyle konuştu: “Biz yaşamı boyunca sayısız ekonomik krize göğüs geren, emeklilik hakları ellerinden alınmışlarız. En uzun çalışma hayatıyla da devletine en çok katkı sağlayanlarız. Biz devletiyle çalışma hayatının başında bir sözleşme yapan, çalışan, üreten ve karşılığında asgari ücrete mahkûm edilenleriz. Sen kazandığın gelirden devletine vergi vereceksin dediklerinde hay hay diyenler, her ay maaşından da tıkır tıkır, daha cebine girmeden gelir vergisini ödeyenleriz. Ama gelin görün ki bizden istenen vergileri hiçbir aftan faydalanmadan kuruşu kuruşuna ödememize rağmen hakları devlet eliyle ötelenenleriz. Biz ilerleyen yaşı nedeniyle işsiz kalan ve yine aynı sebeple yeni bir iş bulamayınca devletin sağlık hizmetlerinden faydalanabilmek için hiçbir geliri olmadığı halde Genel Sağlık Sigortası primi ödemeye zorunlu tutulanlarız… Herkes şunu çok iyi bilsin ki haklarımızı alana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Özüpak konuşmasında siyasi iktidarın EYT konusunda yaptığı tutarsız açıklamaları ve kendilerine yapılan hakaretleri unutmayacaklarını, siyasi iktidarın işinin muhalefet gibi vaat vermek değil verilen vaatleri yerine getirmek olduğunu vurguladı. Emeklilik hakkının geriye işletilerek gasp edildiği tek ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Özüpak, Avrupa ülkelerindeki yüksek emeklilik yaşlarını kendilerine örnek gösterenlere de şu soruları sordu: “Avrupa ülkelerinde işsizlik oranı nedir? İşsizlik maaşlarının süreleri ne kadardır? Bu ülkelerin hangisinde emeklilik yaşı 67’ye çıkartılırken bu yasalar geçmişe yönelik uygulanmıştır?” Özüpak 4-5 maaş alan bürokratları hatırlattıktan sonra EYT sorununun finansal değil toplumsal bir sorun olduğunu, bu sorunu çözmemenin siyasi iktidarın bir tercihi olduğunu söyleyerek şunları ekledi: “EYT probleminin çözümü konusunda finansal bir sıkıntıdan ziyade finansal tercih problemi vardır. Kaynakların yerinde ve adil paylaşımı durumunda, örnek olarak sadece kayıt dışı istihdamın bile önüne geçildiğinde EYT sorununun çözümü için ihtiyaç duyulan finansal kaynağın kat be kat fazlası elde edilebilecektir.”
Özüpak konuşmasını güçlerini birlikteliklerinden aldıklarına vurgu yaparak ve taleplerini tekrarlayarak sonlandırdı: “İşe giriş başlangıç tarihimizde bize sunulan şartlar neyse o şartların yerine getirilmesinde ve insanca yaşanır bir emekli maaşında ısrarcıyız. Beklemiş olduğumuz bunca sene boyunca zaten büyük bir bedel ödedik. Başka bir bedel ödemenin de adaletsiz olacağını açıkça ifade ediyoruz ve asla kabul etmiyoruz. Dik duracağız, yılmayacağız, pes etmeyeceğiz!”
Özüpak’ın konuşmasının ardından miting sona erdi.
Bütün Dillerde Yankılanan Slogan
Haydi, Bütün Gençler UİD-DER’e!
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
- Kâğıt Üstünde Her Şey Kurallara Uygun
- TTL İşçileri: Haklarımızı Alana Kadar Mücadeleye Devam!
- Aile Hekimlerini Desteklemeli miyiz?
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...