Buradasınız
Evren Öldü Düzeni Kaldı Yadigâr!

Faşist General Kenan Evren maalesef eceliyle öldü, tıpkı Franco gibi. Binlerce işçinin kanı elinde, hesap vermeden, sorgulanmadan gitti. Oysa biz onu Mussolini gibi merasimlerle uğurlamak isterdik. Ama ne yazık ki onun nefesi, işçi sınıfınınsa örgütlülük düzeyi yetmedi o günleri görmeye. Kısmet onun iplerini elinde tutanlara ve açtığı yoldan yürüyüp semirenlere artık!
Açtığı yolda yürüyenlerden bahsetmişken Sezar’ın hakkı Sezar’a diyelim, Evren’e yapılan bir haksızlığa değinelim. Cenazesine katılımın azlığı Kenan Evren’e yapılan en büyük haksızlık ve riyakârlıktır. Ben cenazesinde bilumum patron örgütlerinin, sendika ağalarının, hükümetiyle, muhalefetiyle tüm düzen partilerinin tam kadro hazır olmasını beklerdim. O patronlar değil mi ki Evren’in sayesinde yollarındaki tüm pürüzleri ortadan kaldırdılar? Ne mücadeleci bir işçi sınıfı kaldı ortada ne de mücadeleci bir sendikal anlayış, Evren paşaları onların önüne dikensiz gül bahçesi sunmadı mı? Bu ne riyakârlık böyle! Hele o sendika ağaları yok mu; paşalarının arkasından ne kadar hayır duası etseler az! Onun açtığı yoldan yürüyüp patronlarla el ele kol kola gelmediler mi bugünlere? Bindikleri her lüks arabada, afili takım elbiselerinde, 5 yıldızlı otellerdeki âlemlerinde, limitsiz kredi kartlarında, işçinin alın terinden çaldıkları milyarlarda paşalarının payının olduğunu unuttular mı yoksa? Onun, işçi sınıfının mücadelesini çim makinesi gibi biçmesi sayesinde kurulmuyorlar mı hâlâ o koltuklara? Koca göbeklerini paşalarını anarak okşamamaları onların bileceği iş tabii. Ama insan biraz vefalı olur da cenazesine bir çelenk falan gönderir ki, bu ağaların en iyi bildiği şeydir böyle prosedürler. Onu da mı biz hatırlatalım? Düzen partilerine diyecek laf bulamıyorum zaten, sen adamın anayasasıyla, kurduğu düzenle sultan ol, şehzade ol, efendi ol sonra da musalla taşının önünde bir hayır duanı esirge! Şu saydıklarımızdan da anlayacağımız üzere Evren öldü ama düzeni kaldı bu riyakâr sınıfa yadigâr.
Evren öldü, acı ve zulüm veren pis düzeni kaldı yadigâr! Bu düzenin bataklığının kokusu asgari ücreti belirleyenlerin pis ağzından, bizleri uzun saatler çalıştıranlardan, işçi aleyhine fütursuzca yasalar çıkaranlardan, Soma’daki katillerden, Bursa’da metal işçisinin başına musallat edilen Türk Metal sendikasının yöneticilerinin pis nefesinden iğrenç bir şekilde tütmektedir. Evren’in içine işlemiş bu koku patronlar sınıfının has kokusudur, bu kokuyu ancak biz işçiler sınıf olarak bir araya geldiğimizde ve patronlar sınıfını Evren paşalarının yanına postaladığımızda ortadan kaldırabiliriz.
Bunun olabilmesi için nihayet çok güçlü bir umudumuz var. UİD-DER’de somutlaşan bu umutla bizler her sabah kılıcımızı kuşanır gibi sadece 35 yıllık değil 200 yıldır kabaran bir hesabı görmek için mücadele azmimizi kınına takıp öyle çıkıyoruz evlerimizden. 1 Mayıs günü Gebze’de yankılanan taleplerimize 2 Mayıstan 30 Nisana kadar sahip çıkarak biliyoruz kılıcımızı, işyerlerimizde fabrikalarımızda örgütlenerek diri tutuyoruz kinimizi. İşçi sınıfı ne zaman artık yeter deyip yerinden doğruluverse omuz başında UİD-DER’lileri görüyor. Çünkü biz iyi biliyoruz ki kinimiz de sınıfsal, intikamımız da… Mesela Evren’in büyük çocuklarından Türk Metal, Bursa’da Renault’da, Tofaş’ta, Mako’da, Cozkunöz’de yürüyen direnişi, babalarından aldıkları işçi düşmanlığı taktikleri olan tehditlerle, saldırılarla, bölücülük ve hainlik suçlamalarıyla boğmaya çalışıyor. Direnişçi metal işçileri UİD-DER’li yüzlerce sınıf kardeşi tarafından coşkulu bir destekle karşılandı. Binlerce işçi UİD-DER’in çabası sonucu bu direnişi gündemine alıyor, işyerinde fabrikasında arkadaşlarına anlatıyor, metal işçisinin direnişine sahip çıkıyor.
Aklımızda patronsuz, sömürüsüz, sınıfsız bir dünya hayali, yüreğimizde mücadele azmi, omuz omuza yürüyoruz. Durmak bilmeden ve dilimizde aynı şarkı:
“İster bahar ister ayaz yolum seninle
Duysun dünya, karşı dursun, yolum seninle”
Patrona Kıyak, İşçiye Dayak!
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...