Buradasınız
Fabrika Yetmiyor, Artık Evde de Fazla Mesai Yapıyoruz
Sincan Organize’den bir metal işçisi
Yıllardır ücretlerimizin az olması nedeniyle ya fazla mesaiye kalırız ya da ek iş yaparız. Patronlar bu durumu bildiklerinden ücretlerimizi az vermeye devam ederler ve bizleri köle gibi çalıştırmak için de birçok yol denerler. Çalıştığım fabrikada olduğu gibi işlerin yoğun olmasından dolayı artık evlerimize de iş götürüyoruz. Zorunlu olmasa da isteyen evine iş götürüyor ve götürdüğü parçanın ücreti kuruş üzerinden hesaplanarak kaç adet yaptıysa eline o kadar para geçiyor. Yaptığı üründe zayiat varsa aldığı paradan o düşürülüyor ve eline geçen miktar yine düşük oluyor. Bu parçaları alan işçilerle konuştuğumda “başka çarem yok, çoluk çocuk bu işleri yaparsak elimize birkaç kuruş daha geçer, çok da hevesli değiliz ama elimiz mahkûm” diyorlar.
Bunlar yetmezmiş gibi bir de fabrikada mesailere bırakılıyoruz. Fabrikadaki mesaimiz bittikten sonra eve götürdüğümüz işlerin mesaisi başlıyor. Fabrikada köle misali çalıştığımız yetmezmiş gibi çoluk çocuk demeden patronlara daha çok kâr ettirmek için evde de mesaiye kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Yaşadığımız bu haksızlıklar için 1 Mayıs’ta binlerce işçi kardeşimizle “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın” sloganını attık ve bu sloganımız elbette sadece 1 Mayıs’la sınırlı kalmayacak, attığımız bu sloganımız haklarımızı alana kadar fabrikalarımızda, işyerlerimizde bizlerin çalışmalarıyla birlikte yankılanmaya devam edecek.
Son Eklenenler
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...