Buradasınız
Fazla Mesailer Cezalandırma Aracı Olarak Kullanılıyor
Gebze’den bir kadın metal işçisi

Çalıştığım fabrika otomotiv sektörüne üretim yapıyor. Hepimizin adını bildiği otomotiv devlerine büyüklü küçüklü, türlü türlü parçalar üretiyoruz. Ürettiğimiz ürünler okyanusları aşıp Amerika’ya, Latin Amerika ülkelerine kadar gidiyor. Üretiyoruz, ama ücretlerimiz bir hayli düşük. Biz işçiler evlerimize iki ekmek daha fazla götürebilmek için fazla mesai yapmak zorunda kalıyoruz. Hatta hafta sonları fazla mesaiye kalmak için adeta birbirimizle yarışıyoruz. Diyelim ki üretim sorumlusu ile işçilerden biri arasında bir sürtüşme oldu. İşçiyi cezalandırmak isteyen müdür, işçiyi hafta sonları mesaiye yazmıyor. Eskiden işçilerin karşı çıktığı fazla mesai, şimdi ücretlerimizin düşük olmasından dolayı çok istediğimiz bir şey; bu nedenle patronlar bunu bir koz olarak kullanıyorlar. Tüm bunların yanında fabrikada iş güvenliği, hijyen gibi sorunlar devede kulak gibi kalıyor.
Eminim ki bu anlattıklarım hepinize oldukça tanıdık gelmiştir. Bu mektubu yazmamdaki en büyük nedenim, işyerlerimizden çıkıp yaşadıklarımızın sadece kendi sorunlarımız olmadığını görmek gerektiği düşüncesidir. Hangi işçiyle konuşsak ağızdan ilk çıkan sözler “bizim iş yerinde kimseye güven olmaz”, “bizim işyerinden hiçbir şey olmaz” oluyor. Peki, fabrikalarda tüm bu koşullara karşı örgütlenen, bir araya gelen işçiler gökten zembille mi indi? Onlar da aynı sorunları yaşamadılar mı? O işçiler “bir araya gelmekten, birlik olmaktan başka çıkar yolumuz yok” dediler.
Hemen her fabrikada işçiler ağır çalışma koşullarından ve düşük ücretlerden şikâyetçiler. Bizler bir araya gelirsek aşamayacağımız tek bir sorun bile yok. Ben sonuna kadar buna inanıyorum. Sorunlarımız ortak o halde çözüm yolumuz da ortak. Hem kendi çalıştığım fabrikada hem de diğer fabrikalarda örgütlenmekten ve gücümüzü göstermekten başka çözüm yolumuz yok.
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....