Buradasınız
Generallerin Yargılanması: Buz Dağının Görünen Yüzü
Gebze’den Kadın Bir Petro Kimya İşçisi

12 Eylül 1980. Radyolardan ve siyah beyaz televizyon ekranlarından Kenan Evren’in sesi yankılanıyor; “Kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak, kaybolan devlet otoritesini tekrar sağlamak için ordunun yönetime el koyduğunu” söylüyor. Binlerce insanın işkencelerden geçirildiğini, binlercesinin bu işkencelerde sakat kaldığını, binlercesinin öldüğünü, daha 17 yaşındaki gencecik devrimci fidanların yaşları büyütülerek idam edilişini düşündüğümüzde burjuva demokrasinin, nasıl bir temel üzerine oturtulduğunu görmüş oluruz. Darbe yapılır yapılmaz bütün grevlerin yasaklanması, işçilerin zorla fabrikalara sokulup çalıştırılması, sendikaların kapısına kilit vurulması, devrimcilerin ve öncü işçilerin tutuklanması ve ağır işkencelerden geçirilmesi darbenin asıl hedefinde kimlerin olduğunu gözler önüne seriyor.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren öncülüğünde gerçekleşen 12 Eylül askeri faşist darbesi Türkiye işçi hareketi üzerinden adeta silindir gibi geçmiştir. İşçi sınıfı tam anlamıyla boyunduruk altına alınmıştır. Darbeci generaller köşelerine çekilip zevki sefa içinde kendilerini “sanata” adamışken, işçi sınıfı yaşadığı kâbusun etkisinden hâlâ çıkamamıştır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen geçmişi unutmayan ve hesap sormak isteyenlerin sesi de her geçen gün biraz daha yükseliyor. Darbeci faşist Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” istemiyle yargılanacakları davanın ilk duruşması 4 Nisanda başlayacak.
Ellerine binlerce kişinin kanının bulaştığı bu katillerden hesap sormanın vakti geldi de geçiyor bile. Ancak şunu çok iyi bilmeliyiz ki Evren ve Şahinkaya buz dağının yalnızca görünen yüzüdür. Evren ve Şahinkaya tek suçlu ilan edilerek asıl suçlular perdelenmeye çalışılıyor. Evren ve Şahinkaya patronların, yükselen işçi hareketini durdurmak için iş başına çağırdıkları emir kullarıdır sadece. Hesap sormak için hedef tahtasına sadece bu iki cellâdı oturtmak sermayenin oyununa gelmek olur. Kaldı ki daha şimdiden sermayenin faşist generallerinin yaşlarının ve sağlık durumlarının gözetilmesine dair sözlerin sarf ediliyor. Bu, dava sürecinin neye dönüştürülmek istendiğini gözler önüne seriyor. Türkiye’dekine benzer faşist darbelerin iş başına geldiği pek çok ülke vardır. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi bu ülkelerde de amaç işçi sınıfının yükselen mücadelesini ezmekti. O ülkeleri bu topraklardakinden farklı kılan en önemli unsur, bir kitle mücadelesiyle darbeci generallerin sanık sandalyesine oturtulmasıdır. Bu anlamıyla Yunanistan, Şili, Arjantin gibi ülkelerdeki gelişmeler örnek teşkil ediyor. Türkiye işçi sınıfının geçmişiyle yüzleşmesi ve üzerindeki ölü toprağını atması için darbeci generallerden ve onları işbaşına çağıranlardan hesap sormak boynunun borcudur. Boynumuzun borcudur.
Türkiye işçi hareketini karanlığa gömenlerden hesap soracak olan işçilerdir. Eğer bizler işçi sınıfının evlatları olarak bu işin takipçisi olmazsak, bir iki göstermelik duruşmayla bu davada oldubittiye getirilecektir. Generallerden hesap sormak yetmez, onlar buz dağının sadece görünen kısmıdır. Sermayeden ve diğer sorumlulardan da hesap sormalıyız. Hesap sormak için bir araya gelmeli yumruğumuzu bu cellâtların suratına indirmeliyiz.
Endonezya’da İsyan
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...