Buradasınız
Gün Gelir ve Yıkılır Mutlak Sanılan Düzen!
İstanbul/Sancaktepe’den bir grup işçi

Günlerin bugün getirdiği/ Baskı, zulüm ve kandır/ Ancak bu böyle gitmez/ Sömürü devam etmez/ Yepyeni bir hayat gelir/ Bizde ve her yerde… 47 yıldır emekçilerin dilinden düşmeyen 1 Mayıs marşı bu sözlerle başlıyor. Ne kadar anlamlı sözler değil mi? Sanki bugünler için yazılmış. Oysa bu marş 1974 yılında Sarper Özsan tarafından, Bertolt Brecht’in Gorki’nin Ana romanından uyarladığı tiyatro oyunu sahnelenirken yazıldı.
1905’te Rusya’da Çarlık rejimi, “açız, ekmek istiyoruz” diyerek saraya yürüyen yoksul halkın üzerine ateş açtırarak binden fazla emekçiyi katleder. Bu katliamın ardından emekçiler geri çekilmek yerine Rusya’nın dört bir yanında “Kahrolsun Çar” sloganlarıyla eylemler, grevler yaparlar. Bunlardan biri de yasaklanmış olmasına rağmen 1 Mayıs eylemidir. O gün binlerce emekçi sokaklara çıkarak özgürlük ve değişim istediğini haykırır. Rusya’daki eylemler, çarlık rejiminin temellerini sarsan bir devrimci ayaklanmaya dönüşür. İşte oyunun sahnelenmesi sırasında, 1 Mayıs 1905 günü canlandırılırken bu marş çalar.
Marş şu sözlerle bitiyor: “Gün gelir gün gelir/ Zorbalar kalmaz gider/ Devrimin şanlı yolunda/ Bir kâğıt gibi erir gider!” Evet, zorbalar kalmaz gider! Hiçbir güç değişim ve özgürlük isteğinin önünde duramaz. Hiçbir zorbalık mutlak değildir, sonsuza dek sürmez, süremez. Nitekim Rusya’da 1917 yılında despot Çarlık rejimi işçilerin devrimiyle yıkılmıştır.
Ülkeyi karanlığa sürükleyen, emekçileri artan yoksulluğa mahkûm eden bu rejim de gidecek! Biz milyonlarız! Baskıcı, köhnemiş tek adam rejimine son verecek gücümüz ve irademiz var. Yeter ki gücümüze inanalım, yeter ki birlik ve dayanışmamızı büyütelim. Nasıl ki 1 Mayıs’ta eşitlik ve özgürlük isteğimizi, değişim irademizi ortaya koyduysak, 14 Mayıs’ta da aynı kararlılıkla yağmacı enkaz düzenini silkeleyip atacağız! An gelir/ Tek zerre üstün gelir suları tutan bariyerlere/ Değişir tarih, ansızın birden bire/ Tek zerre, tek zerreyle yıkılır “mutlak kudret”in düzeni!
- Engeller Bizi Durduramaz, Rüzgârlar Savuramaz!
- UİD-DER Kortejinde 72’lik Bir Karslı: Memê!
- Kardeşim Muhsin!
- Sömürüsüz Bir Dünya İçin Mücadele Azmimizi Biledik!
- Hesap Günlerinin Gelmesi İçin…
- Gelenekten Geleceğe 1 Mayıs’taydık
- Emekçi Kadınlar, Kadın Düşmanlarına 14 Mayıs’ta HAYIR Diyecek!
- Sınıfımızın Safında Umudumuzu Büyütüyoruz
- 14 Mayıs’ta Asrın Kötülüğünün Hesabını Birlikte Soralım!
- Gün Gelir ve Yıkılır Mutlak Sanılan Düzen!
- İyi ki Oradaydık!
- Emekçi Kadınlar 1 Mayıs Coşkusunu Paylaşıyor
- Biz Çocukların da Değişmesini İstediği Şeyler Var!
- Samandağ’dan Mektup Var: Sevgili UİD-DER Ailesi!
- Yine UİD-DER’le Geldim, Yine Umutla Döndüm!
- 1 Mayıs 2023 Zorbalar Kalmaz Gider
- Dünya İşçi Sınıfı Farklı Dillerde Aynı Şeyi Haykırdı: Sömürüye Son!
- UİD-DER 1 Mayıs Meydanından Seslendi: “Yağmacı Enkaz Düzenine Son!”
- 1 Mayıs 2023: Türkiye’nin Dört Bir Yanından “Artık Yeter” Sesleri Yükseldi!
- İstanbul’da 1 Mayıs: Emekçiler Değişim İradesini Ortaya Koydu
Son Eklenenler
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...