Buradasınız
Hangi Yola Girmeli, Kurtuluş Nerede?

Gençlik kavramı, insan yaşamında belirli bir yaş aralığını anlatır. Gençlik kavramı birçok şey anlatır ama toplumdaki sınıflara dair pek bir şey söylemez. Bu yüzden “hangi sınıfın gençliği?” sorusunu sormak gereklidir. İşçi sınıfının ya da genel olarak emekçi sınıfın bir parçasını oluşturan gençlik mi, yoksa sermaye sınıfının bir parçasını oluşturan gençlik mi? Anlaşılacağı üzere, bir yaş grubunu tanımlayan gençlik kavramını geçip toplumsal alana geldiğimizde sınıflar ve o sınıflara ait gençlik kesimleriyle karşılaşırız. Biz bu broşürde emekçi gençlikten söz edeceğiz yani işçi sınıfının bir parçasını oluşturan gençlik kesimlerinden. Ama zaten nasıl ki emekçiler toplumun çoğunluğunu oluşturuyorsa, emekçi gençlik de gençlik grubu içinde çoğunluğu oluşturuyor.
Bizim ortak bir hikâyemiz var. İster öğrenci isterse işçi olalım, emekçi gençlik olarak kapitalist toplumda büyük sorunlarla boğuşuyoruz. Bu çürümüş düzen daha fazla sömürü ve zorbalık, daha fazla işsizlik, değersizlik ve depresyondan başka bir şey üretmiyor. Sorunlarımızla tek başına mücadele etmeye çalışınca tünelin sonundaki ışığı göremiyor, patinajdan kurtulamıyor, çıkışsızlık sarmalına hapsediliyoruz. Sonuç: Milyonların içinde yalnız hisseden milyonlarca insan! Kendilerini çaresiz, umutsuz ve geleceksiz hisseden milyonlarca genç!
Bizim hayallerimiz, söyleyecek sözümüz var. Bir sistem genç kuşaklara bile bir gelecek veremiyorsa, onları çürümeye itiyorsa, atıl bırakıyorsa o sistem tarihsel olarak bitmiştir. İnsanı aşağılayıp öz saygısını yok eden bu düzen değişmelidir, değiştirmeliyiz. Üzerimize çöken karabasandan kurtulmayız. İnsanlığın kadim bir düşü ve bu uğurda verdiği bir mücadele var: Sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız ve özgürlük dolu bir dünya! İşte bu dünya için verilen mücadelenin bir parçası olmalıyız! İnsanlığın büyük davası uğruna ter akıtmalı, insanlığın çalışkan evlatları olmalıyız. Bireysel değil toplumsal kurtuluşun peşinden koşmalıyız.
Bu çürümüş düzenin yarattığı sorunlar karşısında yan yana gelmiş gençler olarak, biliyoruz ki ne yalnızız ne de çaresiz. Geleceksizliğe, sömürüye, savaşlara, zulme ve esarete, yani insan soyunun alçaltılmasına karşı çıktık yola… Taleplerimizle, mücadelemizle, hayallerimizle özgürlüğe yürüyoruz. Tüm genç kardeşlerimize dost elimizi uzatıyoruz; UİD-DER saflarında hikâyemize, sözümüze ve yürüyüşümüze ortak olmaya çağırıyoruz.
- Hangi Yola Girmeli, Kurtuluş Nerede?
- Gençlik Çıkışsızlık Sarmalında! Hangi Yola Girmeli, Kurtuluş Nerede?
- Haydi, Emekçi Gençlik 1 Mayıs’ta Buluşalım!
- Fransa’da Emekçiler İsyanda, Gençler Sokakta! Neden?
- Boşaltılan Yurtlar ve Büyüyen Sorunlar!
- İktidarın Üniversite Korkusu!
- Garp Cephesinde Değişen Ne?
- Üç Üzüm Tanesi
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
- Beklemek Fayda Etmez, Godot Gelmeyecek!
- Depresyona Karşı Özgürlük Mücadelesine!
- Emekçi Gençliğin Uyuşturulmasına HAYIR!
- Fala İnanma, Mücadelesiz Kalma!
- Halk Ozanı Mahzuni
- UİD-DER İle Sınıfımızın Siyasetini Öğreniyoruz
- Mutsuzluğumuzun Nedeni Kapitalizmdir
- “Prestijli” Katar Yoksulluğa Duvar Ördü
- Esirler Dünyası Uyanmalı!
- Okullardan Mücadele Alanlarına
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...