Buradasınız
Güzel Günler İçin Sınıfına, Gücüne Güven!
Kocaeli’den bir kadın işçi

Farkında mıyız? Gece gündüz çalışıyor, alın teri akıtıyor ve durmadan üretiyoruz. Ne kadar çok çalışırsak çalışalım elde avuçta bir şey yok, aldığımız maaşla ayın sonunu getiremiyoruz. Umudu fazla mesaide görüp daha fazla çalışıyoruz. Ama nafile, ne kadar çok çalışırsak çalışalım hep fakiriz! Ya bizim ürettiklerimize el koyan patronlar? Onlar şaşalı ve pahalı yaşamlarını biz işçi sınıfının sırtına basa basa sürdürüyorlar.
Uzun İş Saatleri ve Düşük Ücretler Kaderimiz Değil!
Bu güzelim dünyayı biz işçi sınıfı için çekilmez kılan patronlar sınıfı, bizlerin hayatını hiçe sayarak kârlarına kâr katıyor, ayrıcalıklarının tadını çıkarıyorlar. İşler yolundayken ceplerini şişirenler, ekonomik kriz zamanlarında biz işçilerden fedakârlık yapmamızı arsızca istiyorlar. Bu arada cepler şişmeye devam ediyor. Patronlar her durumu fırsata çevirebilmek için bin bir takla atıyorlar. Ne oluyor peki? Krizin tüm yükünü biz işçilere kesmek istiyorlar. Ücretlerimiz yüksek enflasyon ve vergiler ile kuşa çevriliyor, iş saatleri fiilen 10-12 saate uzatılıyor. Ücretlerin düşmesi ve iş saatlerinin yükselmesi en çok kadın işçileri etkiliyor. Kadın işçiler hem 10-12 saat vardiyalı çalışıyor hem de çocuklarına bakıyor, ev işlerini üstleniyor. Anlayacağınız günün 24 saati bu işleri yapmaya yetmiyor. Uzun çalışma saatleri hem annelerin hem de çocukların psikolojisini bozuyor. Ağır çalışma koşulları birçok sorunla birlikte kadın işçinin belini büküyor, sağlığını bozuyor! İşyerlerinde kadın işçiler bir araya geldiğinde konuşmaların çoğu hastalıklar üzerinden oluyor. Bel-boyun fıtığı, sinir sıkışması, ayakta çalışmaktan kaynaklı varis, kas ağrıları, vardiyalı çalışmaktan kaynaklı uyku bozukluğu ve mide problemleri… Diğer bir konu ise işyerinde, sokakta evde kadına karşı hoşgörü ve saygı yerini şiddete, kavgaya bırakıyor. Maddi sıkıntılar ev içi şiddeti arttırıyor ve kadının üzerindeki yükü daha da ağırlaştırıyor. Bütün sorunların kaynağı patronların kâr düzenidir.
Mutfak yalan söylemez!
Çok çalışıyoruz da ne oluyor? Mesela insan gibi yaşayabiliyor muyuz? Ya da gönlümüzce bu dünyanın güzelliklerinin tadına varabiliyor muyuz? Bırakalım bunu, pazara, markete veyahut kasaba gidip gıda ihtiyacımızı yeterince karşılayabiliyor muyuz? Buzdolabımız ne âlemde? Boş mu? İşte bizim gerçekliğimiz bu, mutfak yalan söylemez! Ekonomik kriz en çok işçi sınıfını etkiliyor. Pazar, market el yakıyor! En temel ihtiyaçlarımız olan temel gıda ve sağlık hizmetine ulaşamıyoruz. Bunun en büyük bedelini yine emekçi kadınlar üstleniyor. Tencereler eskisi gibi kaynamıyor. Kaynaması için diğer masraflardan kısmak zorunda kalıyoruz. Bir işçi eşi “misafirime sunacağım çaydan başka bir şey yok artık” diyerek yaşadığımız bu durumu özetliyor. Diğer bir kadın işçi ise “eve ekmek getirememek, çocuklara harçlık verememek psikolojik olarak insanı çok yıpratıyor” diye anlatıyor. Aslında kriz maddi olarak verdiği zararın ötesinde manevi olarak da zarar veriyor.
Nasıl bir dönem bizi bekliyor?
İşçi sınıfının örgütsüzlüğünü fırsat bilen egemenler kazanılmış haklarımıza göz dikiyorlar. Ekonomik krizle birlikte enflasyon, vergiler, işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı artıyor, işçileri daha fazla sömürmenin yolu açılıyor. Kıdem hakkımız fona aktarılarak iş güvencemiz ortadan kaldırılmak ve birikimlerimiz patronlara peşkeş çekilmek isteniyor. BES’i zorunlu kılarak “işçiye şaka gibi zorla tasarruf” yaptırılmak isteniyor. Bu gün asgari ücret 2020 lira. Bu hayat pahalılığında işçiler nasıl tasarruf yapabilir ki!
Bir kadın işçi “ben her gün işyerine gittiğimde işyeri giriş kartımın çalışıp çalışmayacağından korkuyorum. Kartımı basmadan önce soğuk soğuk terliyorum. Çocuklarım aklıma geliyor. Kart okunduğunda ise ‘oh bugün de işten atılmadık’ diye seviniyorum” diyor. Kriz zamanlarında ilk kapıya konan, güvencesiz çalışan kadın işçiler oluyor. Önümüzdeki dönem işsizliğin ve yoksulluğun artacağı, işçi sınıfına dönük saldırıların daha açıktan ve zorbalıkla yapılacağı bir dönem olacak.
Ne yapmalı?
Krizi fırsata çeviren patronlar fiili olarak iş saatlerini 10-12 saate çıkarmış durumda. Tarihin her döneminde ağır çalışma koşullarının kendilerini yaşamdan koparmasını istemeyen işçiler, onlara yol gösteren mücadeleci kardeşlerine kulak verdiler. Hakları için, iş saatlerinin kısaltılması için mücadele ettiler. 8 saatlik işgününü kazandılar. İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs bu mücadeleler sırasında doğdu. Kadın işçiler de bu haklı ve gururlu mücadelede erkek sınıf kardeşleriyle omuz omuza vermişti. Kadın işçiler olarak kabuğumuza çekilip kaderimize boyun eğmemeliyiz. Bize reva görülenler karşısında susmayarak, korkmayarak dayanışma içerisinde olmalıyız. Güzel günlerin gelmesi için kadınıyla erkeğiyle sınıfımıza, öz gücümüze güvenmeliyiz.
“Tabana Yayılmış Vergi” Ne Demek!
Kimin Tarafındasın?
- Metal İşçisi Kadınlar Olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’leyiz
- Çocuklarımızın Geleceği İçin Haydi 1 Mayıs’a
- New York’lu İşçiler: Mayıs Ayında Kira Ödemiyoruz!
- Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Örgütlülüğümüz!
- Dünyada 1 Mayıs: Yasaklara, Baskılara İnat Mücadele!
- Sendikalardan 1 Mayıs Açıklamaları
- 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim!
- UİD-DER’li Kadınlar 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- Bugün 1 Mayıs Kardeş
- Birleşen İşçi Her Zaman Kazanır
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- 1 Mayıs’la Umudumuzu Yeniden Kuşandık
- Yaşasın 1 Mayıs!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Korkuya Teslim Olmuyoruz, 1 Mayıs Ruhunu Yaşatıyoruz!
- 1 Mayıs Geliyor ve Bir Kahraman Lazım!
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadelemizi ve Dayanışmamızı Güçlendirelim!
- İşten Atmalara ve Ücretsiz İzinlere Hayır!
- Sendikalardan Çağrı: Güzel Günler İçin 1 Mayıs’a!
Son Eklenenler
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...
- Bugün size, belki de her gün karşılaştığımız ama çoğu zaman duyulmayan, görmezden gelinen bir gerçeği anlatmak istiyorum. İstanbul’da ya da herhangi bir şehirde üniversite öğrencisi olmak, giderek zorlaşıyor. Hele de bu ekonomik şartlarda…
- İbni Sina Üniversite Hastanesinde çalışan SES ve Dev Sağlık-İş üyesi işçiler, yetersiz yemek, su ve hijyen koşullarına karşı 16 Nisanda üç gün süren yemekhane boykotu yaptı. Genel-İş Sendikasının örgütlü olduğu İzmir’in ilçe belediyelerinde işçiler...
- Kardeşlerim, ben emekli bir işçiyim. Bu yıl da UİD-DER’le 1 Mayıs kortejinde yürüdüm. Bahtiyarım. Bir sene ayağım kırıldığından 1 Mayıs’a katılamamıştım. Yaşım itibariyle, onca mitinglere katıldım, başka kortejlerde yürüdüm, ama her defasında UİD-...
- Petrol-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu TPI Compozit fabrikalarında yaklaşık 2300 işçi, 13 Mayısta greve çıktı. Çoğunluğu Menemen’de, bir bölümü de Çiğli Sasalı’da çalışan işçiler, İzmir Serbest Bölgede (İZBAŞ) uygulanan grev yasağı nedeniyle, greve...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Bu mektubu yazmama bir grevci işçinin sorusu vesile oldu. TPI Composit grevinde bir işçi kardeşimiz, “Abi, sen deneyimli bir işçiye benziyorsun. Sence grevi nasıl sürdürmeliyiz?” diye sormuştu. Pek çok kez grev yaşamış,...
- UİD-DER’li işçiler, 19 Mayısta Portakal Plastik ve Porvil Çatı işçilerini grevlerinin 13. gününde ziyaret etti.
- Filistin halkıyla dayanışmayı ve emperyalist savaş karşıtı mücadeleyi büyütmek üzere sayısız protesto ve işyeri eylemleri düzenleyen İngiltereli işçi ve emekçiler 27. kez ulusal gösteri gününde bir araya geldi. Ülkenin dört bir yanından başkent...
- Felsefe yapmak, olgular, olaylar, süreçler, varlıklar üzerine düşünce üretmektir, neden ve sonuçlar üzerine düşünmektir, sormaktır, açıklama getirmektir. Ama sıradan insanlar, mesela örgütsüz işçiler gerçek manada düşünmeyi, düşünce üretmeyi...